115 hamile çocukla ilgili dehşete düşüren soru!

115 hamile çocukla ilgili dehşete düşüren soru!

Geçtiğimiz günlerde yaşanan 115 hamile çocuk skandalının ardından AVAZTÜRK dehşete düşüren bir soruyu ayrıntılarıyla gündeme getiriyor.

İstanbul Küçükçekmece'deki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, 115 hamile çocukla ilgili polise bildirim yapılmadığı iddiasıyla ortaya çıkan skandalın arkasında AVAZTÜRK dehşete düşüren bir ayrıntıyı gündeme taşıyor.cy-003.png

DOĞAN ÇOCUKLAR GENÇLEŞMEK İÇİN Mİ KULLANILDI?

Soysal hizmet uzmanı İclal N. (32) tarafından tespit edilen ve ortaya çıkarılan skandal olayın ardından AVAZTÜRK, 115 hamile çocuğun doğum yaptıktan sonra çocuklarının belli kurum ve kişiler tarafından alınarak son zamanlarda çok yaygın olan, “Kök hücre ile gençleşme” için mi kullanıp kullanılmadığının araştırılmasını öneriyor.

Ayrıca kürtaj yoluyla da gebe çocukların ceninlerinin aynı yöntemlerde kullanılıp kullanılmadığının araştırılmasını öneriyor.

İclal N.’nin hastaneye gelen ve hamile olduğu öğrenilen 17 yaşındaki bir çocuğun raporunun polise bildirilmemesinin ardından geçmiş ayları kontrol ederek 1 Ocak 2017- 9 Mayıs 2017 dönemini kontrol etmesiyle ortaya çıkan skandal olayda bebeklerin akıbeti hakkında da hiçbir bilgiye ulaşılmaması “çocuklar kök hücre operasyonlarında mı kullanıldı” ve “gebe çocukların bebek ve ceninleri tek seanslı gençleştirme kliniklerine mi pazarlandı” sorularını akıllara getirdi.

ŞÜPHE UYANDIRAN YÜZ GENÇLEŞTİRME OPERASYONU

Fibrocell olarak bilinen kök hücre tedavisi ile yüz gençleştirme operasyonlarının artması ve bu skandalın gizlenmesinde şüphe uyandırdı. Çünkü bu operasyonla birlikte akıllara bu sorunun gelmesi son zamanlarda özellikle yaşlanma korkusu olan insanlar tarafından tercih edilerek büyük rakamlar karşılığında özel klinik ortamlarında gerçekleşmesinden kaynaklanıyor. Ayrıca fibrocell uygulamasının hamilelikte meydana gelen karın bölgesindeki çatlaklar, akne skarları ve yara izlerinin tedavisinde de kullanılmasının yanı sıra toksik, karsinojenik, alerjik olmaması, kalıcı ve uzun etkili olarak uygulanan bölgede kayma yapmamasıyla herkeste aynı etkili ve güvenli olması da bu şüpheyi kuvvetlendirdi.