NECDET PEKMEZCİ

NECDET PEKMEZCİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Pensilvanya Daveti

Politikanın, türlü türlü tanımı var!

Körlerin fili tarif etmesi kadar muhallak tarifler bunlar. Herkes durduğu baktığı, dokunduğu ya da ulaşamadığı yerden anlamlandırıyor politikayı. 'Barbarların yediği akşam yemeği' olarak tarif eden de 'rakip veya muhalifleri karalama hatta infaz etme sanatı' olarak gören de var.

Politikanın tanımındaki farklılık iktidar da tekleşiyor. İktidarın tanımında hemen hemen herkes hemfikir gibi görünüyor; "temiz yıkar! İster, "deterjan", ister "sabun", ister "leke çözücü" isterse de "çamaşır suyu" olarak kullanın iktidarı.

Bir vakitler İsviçre için söyleniyordu 'Daha beyaz yıkar' diye...

Oysa iktidar, sadece kirli parayı değil, şimdiki hal kadar geçmiş vakti de pürü pak yapıyor!

Ancak burada zamanlama önemli. Ne erken ne geç kullanılacak iktidar. Aksi halde inandırıcı olmak yerine  ilkin  trajedi olarak görünen hal sonra  komediye dönüşüyor

İşte dönemin Başkanı  Ahmet Davutoğlu da zamanlamayı tutturamayanlardan...

Politikayı değil ama siyaseti; "iktidarı tam vaktinde kullanma sanatı!" olarak tanımlamak mümkün.

Maharet koltuğa gelmekte değil, getirenlerden kurtulmakta.İktidarın yolunu açanlardan kurtulmam mühim mesele. "İhtilal kendi çocuklarını yer" özdeyişi, iktidar yolunda da önemli bir şiar...

İhtilaller kadar iktidarlar da çocuklarını yer...

Kadim kanundur; "iktidar paylaşılamaz!"

Ahmet Davutoğlu, iktidar yolunu açanlardan kurtulma konusunda dikkatli davranamadı! Aksine iktidar yolunu açanlar ondan kurtulmanın yolunu buldu.

İktidar sahibi  muhasebesini gizli tutmak, sır saklamak mükellefiyetindedir. Böyle olmazsa haber olur! Davutoğlu da haber olmayı tercih etti. 

TBMM Darbe Araştırma Komisyonu; yasak savmak için üç-beş hadi yanıtlaması istemi ile on soru gönderdi. Davutoğlu tuttu, 71 sayfalık muhasabe yaptı. Gizli kalması gerekenleri de yazdı farkında olmadan...

Hele Davutoğlu'nun 2013 yılında Pensilvanya'da Fetullah Gülen ile görüşmesi yok mu; izahı tarzı tam bir fecaat!

Çünkü, dönemin Başbakanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2010 yılının ilk kabine toplantısında FETÖ'ye ilişkin tutumu ortada duruyor. Üstüne  birde KCK tutuklamaları ve 7 Şubat 2012 MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı tutuklama girişimi ekleniyor. Ve olup bitene rağmen eski Başbakan Davutoğlu, 5 saate yakın süren Fetullah  Gülen ile görüşmesini "Türkiye’ye getirilerek kontrol altına alınmasının gerekli olduğu kanaatine vardık" diye açıklaması yok mu, "kendi başına gelenlerin başkasının başına gelmeyeceğini düşünmek aptallıktır" sözünü doğrulamak için söylüyor neredeyse...

Davutoğlu'nun sözlerine haliyle inanacağız!

Ancak inanmayanlar da var. Hele bu inanmayanlar Külliye'de mukimse; ki sayıları bir hayli fazla. 

Şüpheye düşeceğiz, bir kez daha inandıklarımıza inanmayacağız, şüpheye düştüklerimizden yeniden şüphe edeceğiz!

Davutoğlu faslı bu kadar; anlayacağınız geçmişe mazi....

Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan Pensilvanya'ya kimleri gönderdi!

Haliyle ilk isim MİT Müsteşarı Hakan Fidan, diğeri ise dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç...

Bunlar zaten bilinenler. Ancak; bilinmeyen dönemin Başbakanı Erdoğan'a da Pensilvanya daveti geldiği!

Davetten de öte ısrar da var Erdoğan'ın Pensilvanya'ya  gitmesi için yakın çevresinden.

Bu davetin ayrıntılarını  da anlatacak isim  Bülent Arınç...

Önceki ve Sonraki Yazılar