NECDET PEKMEZCİ

NECDET PEKMEZCİ

Fethullah Gülen de Devletin 'SIRRI' Oldu

Sır, hiç şüphesiz merak uyandırıyor. Hele de sır sahibi  Fethullah Gülen olunca, merak haniyse ürpertici bir hal  alıyor. Tırmalıyor, tedirgin ediyor, üstelik  burada da kalsa iyi; ancak yeri geliyor sırra ulaşmak, hatta ve hatta ulaşma ihtimali  haz veriyor. Haz hali, karşılıksız aşk gibi bir şey!

Yaşayan bilir…

Aranan, peşinden koşulan, izi sürülen  ve de beklenen “sır” devletinse hazzı da tadı da  bambaşka oluyor. Anlatılmaz yaşanır denir ya işte öyle bir duygu devletin sırrına ulaşmak.

Çünkü içinde mutlaka “düzenbazlık, “ikiyüzlülük”, “kötülük”, “kin”  ve de “ihanet” barındırıyor devlet sırrı.
Aslında mazlumlar coğrafyasının kutsal kitabının adıdır “Devlet sırrı”…

İnsanın elini kolunu bağlıyor,  çaresiz kılıyor, kıvrandırıyor…

Devlet adamı ya da tarikat lideri hele de terör örgütü başının sırrının devletleşmesi mazlumlar coğrafyasının kutsal kitabının ilk ayeti saymak mümkün.

Tecrübe ile sabit… 

İlkin, PKK’nın “derin” tarihinin peşinde koşarken, tesadüf ettim Abdullah Öcalan’ın bireysel  sırrın devletleşirilmesine…

Devlet, kendi ağzıyla söyledi Öcalan ile ilgili bilgilerin “Devlet sırrı” olduğunu…

Düşünsenize; dokunulmaz olana dokunmak, ulaşılmaz olana ulaşmak, gizledikleri pislikleri ortaya dökmek, utanca dönüştürmek…

Ve bunun karşısında her vakit  çaresiz kalmak…

İşte o gün de  bugün de  dokunulmaza dokunmak, bırakın dokunmayı dedim ya ihtimali bile  tutku oldu…

Abdullah Öcalan’dan sonra Fethullah Gülen de yaşadım bu hali.

Bu sırrın sırrına ulaşmak tutkusu yine devletin kapısını çaldırdı…

Tuttum devlete sordum Fethullah Gülen’i…

Çetrefilli, ağdalı, anlatmadım meramımı devlete!

Devletin karşısında “ellerim terlemedi, nefesim daralmadı, yüzüm kızarmadı, sesim kısılmadı” desem yalan olur ama yine de doğrudan  girdim söze; şunları sordum:

“ Fethullah Gülen, vatani görevini muhabere er olarak yapmıştır;

a-Birliğine teslim oluş yılı ve ayrılış tarihleri ve görev yaptığı yerler nereleridir?

b-Görevi sırasında hava değişimi almıştır, bunun süresi nedir ve hangi gerekçe ile hangi hastaneden alınmıştır?

c-Acemiliğini Mamak Muhabere Okulu’nda tamamlayan Gülen; usta birliğinin ise İskenderun’da mobil dinleme istasyonunda olduğunu söylemiştir.   Gülen, hangi özelliklerinden dolayı mobil dinleme istasyonunda görevlendirilmiştir?”

Devlet, devletliğini yaptı. Yüreğimi  açtığım devlet tutkumu yine anlamadı…

Tuttu, ilgili kanunun ilgili maddeleri gereğince konuştu…

En çok ilgili kanunun 16’uncu maddesi çekti ilgimi…

Eski yarayı kanattı, talimli olsam da canımı acıttı bu gerekçe:

“MADDE 16.- Açıklanması hâlinde Devletin emniyetine, dış ilişkilerine, millî savunmasına ve millî güvenliğine açıkça zarar verecek ve niteliği itibarıyla Devlet sırrı olan gizlilik dereceli bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakki kapsamı dışındadır”.

Anladığım, bu coğrafyada değişen bir şey yok; Devlet 15 Temmuz’dan önce de sonra da aynı, hala ceberut…

Sır sahibi olmayı hala  marifet sayıyor…

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar