Sosyolog / BETÜL BAYKAL DİNÇ

Sosyolog / BETÜL BAYKAL DİNÇ

Sen kimin kahramanısın Kemal!

“Şaşkın ördek kıçın kıçın yüzermiş. “elbette CHP zihniyeti değimli ki yine bildiğimiz algı operasyonları başladı.  

Ne diyordu Ziya Paşa… 

“Pek rengine aldanma felek eski felektir.” 

Zira feleğin meşre-i nasazı dönektir. 

Hayır, “SEN KİMİN UŞAĞISIN “demek bana yakışmaz. 

Şöyle sorayım: Sen kimin kahramanısın? 

Değişik bir kahramansın çünkü… 

Az kahraman değilsin çünkü. Öyle ya; kaset kumpasıyla genel başkanını (BAYKAL) ‘ı devirip koltuğuna çöktün. 

Diyeceksiniz ki hiç Kemal Kılıçdaroğlu’ndan kahraman olur mu? 

Neden olmasın, olur ama bu ülkenin değil bu ülkeye tuzak kuranların kahramanı. Zaten ben de onun için dedim ya “değişik kahraman” diye.  

FETÖ tarafından DENİZ BAYKAL’ın gayrı-meşru ilişki halindeyken görüntülenmesi ve Deniz Baykal’ın yerine KEMAL KILIÇDAROĞLU’nun genel başkan koltuğuna oturtulması ile istila edilen CHP…

Filmi biraz geri saralım:

7 Haziran 2015 genel seçimlerinden çok önceleri başlamıştı hazırlıkları.

PKK “barış süreci” adı altında bölgeyi silahlandırmış, Doğan medyası PKK’yı cici çocuklar olarak tanıtmaya başlamış, Hans ve Johns medyası Kandil’deki kızları her gün sayfalarına taşımayı görev edinmişti.

Demirtaş, solun karizmatik lideri olarak cilalanmıştı. Ortak noktaları Erdoğan düşmanlığı olan bu iki kafadarlar Ak Parti oylarında %10’luk bir düşüş sağlayabildiler.

Aslına bakarsanız oyu kazanan HDP idi ama… tüm kullanışlı aptallar gibi CHP’liler de oy kaybettikleri halde “HEP BERABER SALLAMANIN” dayanılmaz hafifliği ile sallamaya başladılar.

Tüm koalisyonlarına ve beraber sallamalarına rağmen Ak Parti devrilmemişti. Farklı bir hedefe yöneldiler, elde kalan kompozisyondan bir koalisyon çıkartıp İç İşleri ve Adalet Bakanlığını ele geçirmek için yöneldiler.

Neden mi?

CHP bu iki kritik bakanlığı elde ederse; bu iki kritik bakanlık ile paralellerin hala güçlü oldukları bu alanlardan sızarak 17/25 ARALIK OPERASYONLARINA buradan devam edecek, Ak Parti’yi, “ERDOĞANI” buradan el altından çökertebileceklerini düşünüyorlardı.

Kılıçdaroğlu tapeleri mecliste okuma suçunu bile işlemeyi göze alarak Feto’ya yeşil ışık yaktığını belli etti.

Olmadı… Ak Parti bu çakallığı gördü.

Diğer yandan Kemal‘den bıkan Türk solunu “Türkiye partisi olma“ yalanları ile kafalamaya çalışan cici çocuklar da buradan hiçbir şey elde edemediler.

 

Bakmayın siz bunların ezelden beridir Fetö’ye karşıydık laflarına; bunlar hiçbir zaman Fetö ile karşı karşıya gelmediler, ta ki Fetö bunların Kemalist Paralel Devlet yapılanmasını tavsiye etmeye karar verip, yerlerine çökmeye niyet edene kadar.

 

O zamanlar garip şeyler ola dursun gelelim bizim mahalleye…

 

Dağıtılan rollere ve Türkiye’de ki figüranlarına  bakınız.

 

17/25 Aralık operasyonunda Zarrab üzerinden Türkiye’ye oynanmak istenen oyun bugün devam ediyor.

Meral Ablanın parti kurması ve Kılıçdaroğlu’nun zamanlaması pek manidar.

*

Zarrab davası.

*

Kılıçdaroğlu’nun belge salvosu.

*

Pentagon’un YPG’ye yardıma devam edeceğini iması.

*

MGK toplantısı.

*

Washington post’un hayatında atmadığı Türkçe tweet atması.

*

Stratfor’un 2019 yılında Türkiye’de iç savaş çıkacağına dair makalesi.

 

Sahte belge operasyonu Zarrab davası ile aynı günlerde eline tutuşturulması tesadüf değil.

Adamın kafası mahalle kahvesinde okey oynayan dayı kadar bile siyasete basmıyor.

Kılıçdaroğlu nasıl Baykal’ın kaset komplosu ile CHP’nin başına getirildi ise şimdi diyetini ödüyor.

Menüde Meral Abla var.

ABD Zarrab üzerinden Kılıçdaroğlu’nun kullanım süresinin dolduğunu tüm dünyaya ilan ediyor.

Kararsız Meral Abla seçmenini mi?

Fetö bu belgeleri Kılıçdaroğlu’na vererek, bir taşla iki kuş vuruyor. Çünkü bu mesnetsiz iftiralar sonrası CHP’den kaçan seçmen kitlesi Meral Abla’ya yaslanıyor.

 

 

Gelelim Erdoğan’a

Fetö’sü, PKK’sı, asgari ücreti, köprüsü, barajı, havaalanı, hastanesi, yolu, suyu, enerjisi, ekonomisi, doları, avrosu, sandığı, seçimi, doğanı, haini… bir de günde üç-beş saat uyku…

Ülke yönetmek gibi bir derdi olmayan, kulağına ne söylenirse aslı nedir, neredendir demeden, filtreden geçirmeden, duyduğu gibi anlatan müdürden hallice bir ana muhalefet derdi de cabası!

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar