Sigara ve güneş ışınları yaşlanmayı hızlandırıyor

Sigara ve güneş ışınları yaşlanmayı hızlandırıyor

Dermatoloji Uzmanı Doktor İrem Kutlutürk, yaşlanma sürecinde UV ışınlarının hücresel DNA hasarına yol açarak onarım hataları ve sonuçta bozuk hücre yapısı ile yaşlanmaya neden olduğunu söyledi.

Özel Star Medica Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Doktor İrem Kutlutürk, yaşlanma sürecinde ciltte gerçekleşen değişikliklerde, içsel faktörlerin dışında dış faktörlerinde büyük rol aldığını açıkladı.

 

“Cildin durumu iç organları yansıtıyor”

Dr. Kutlutürk, yaşlanma sürecinin tüm organlarda gerçekleştiğini ancak en göze çarpanının ciltteki değişikliklerin olduğunu belirterek, “Cildimizdeki yaşlanma aynı zamanda iç organlarımızdaki yaşlanma boyutunun da bir yansımasıdır. Yaşlanma sürecinde genetik altyapı ve DNA onarım kapasitesi oldukça önemlidir. Yaşlanma sürecinde genetik altyapı dediğimiz içsel faktörlerin yanında daha büyük etkisi olan ve önleyebileceğimiz dış faktörler (sigara, güneş, beslenme, kimyasallar, toksinler) önem kazanmaya başlamıştır” dedi.

 

“UV ışınlarından korunmak önemli”

UV ışınlarının hücresel DNA hasarına yol açarak onarım hataları ve sonuçta bozuk hücre yapısı ile yaşlanmaya neden olduğunu dile getiren Dr. Kutlutürk, “UV ışınlarının cildimizde oluşturduğu yaşlanma etkilerini minimuma indirgemek üzere, gündüz saat 10.00-16.00 saatleri arasında güneşe çıkmama, şapka, gözlük, UV filtreli giysi kullanımı, UVA ve UVB ışınlarına etkili güneş koruyucu kullanımı, çocukların 6 aydan once direkt güneşe çıkarılmaması ve etkili güneş koruyucu kullanımı dikkat edilmesi gereken noktalardır” ifadelerini kullandı.

 

“Sigara kullanımı yaşlanmada önemli role sahiptir”

Özel Star Medica Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Doktor İrem Kutlutürk, cilt yaşlanmasının en önemli bulgusu kollajen miktarının azalması ve derideki incelme olduğunu belirterek, “İçsel faktörlere bağlı oluşan yaşlanma sonucu cilt daha düzgün yüzeyli, abartılı mimik kırışıklıkları olsa da geometrik yapısı bozulmamıştır. Çevresel faktörlerin ön planda olduğu cilt yaşlanmasında ise ömür boyu maruz kalınan UV ışınları sonucu cilt yüzeyinde düzensiz kabalaşma, renk düzensizlikleri, gevşek cilt yapısı gibi belirtileri içerir. Sigara kullanımı da oksidatif stress yoluyla yaşlanmada önemli role sahiptir. Bu durumda antioksidanların önemli rolü bulunmaktadır. Vitamin C, koenzim Q10, yeşil çay, Vitamin E, proantosiyanidinler gibi antoksidanların kullanımı yaşlanmanın geciktirilmesinde değer taşımaktadır. Endokrin sistemin de yaşlanma sürecinde rolü olduğu bilinmektedir. İnsülin, Vitamin D ve tiroid hormon seviyelerinin yaşlanma sürecini etkilediği bilinmektedir. Cilt yaşlanmasının en önemli bulgusu kollajen miktarının azalması ve derideki incelmedir. Güneşe uzun yıllar maruz kalınma sonrası gerçekleşen fotoyaşlanma tedavisinde resurfacing dediğimiz hasarlı derinin ortadan kaldırılarak yeni kollajen üretiminin arttırılmasına yönelik prosedürler uygulanmaktadır” dedi.

 

“Yaşlanma sürecini geciktirmek için güneşten etkin korunmalı”

Dr. İrem Kutlutürk, fotoyaşlanmanın önüne geçmek üzere etkin güneşten korunma yöntemlerinin önemsenmesi gerektiğini belirterek, “Yaşlanma sürecini geciktirmek üzere her biri ayrı bir inceleme konusu olan korunma ve tedavi yaklaşımlarını özetlemek gerekirse, en önemlisi güneşten etkin korunma, sigara kullanımının sonlandırılması, kollajen sentezini arttırmaya yönelik retinoik asid, C vitamini içeren kremlerin kullanımı, antioksidanların ağız yoluyla ve lokal kullanımı, hormon seviyelerinde dengesizliğin önlenmesi için düzenli uyku, beslenme ve periyodik kontroller, deride meydana gelen yaşlanma belirtilerine yönelik iyi bir analiz ve daha sonrasında yaşlanma evresine göre uygun tedaviler (peeling, botox, dolgu uygulamaları, fotorejuvenasyon, laser ile soyma tedavileri)” şeklinde konuştu.