Teröristlerin desteği Kılıçdaroğlu'nu havalara uçurdu

Teröristlerin desteği Kılıçdaroğlu'nu havalara uçurdu

Hafta içerisinde yürüyüşe desteklerini açıklayan teröristlerin açıklamaları CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu adeta havalara uçurdu.

CNNTürk'te Şirin Payzın'ın sorularını cevaplayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hafta içerisinde yürüyüşe desteklerini açıklayan teröristlerin açıklamalarından oldukça memnun olduğunu dile getirerek: "  Yürüyüşten umduğumdan fazlasını buldum" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun ifadelerinden satır başları şöyle:​


UMDUĞUMDAN FAZLASINI BULDUM

Yürüyüşte umduğumdan fazlasını buldum. Üstümde sadece adalet yazılı olacak ve İstanbul'a yürüyeceğim demiştim. Bu bir parti yürüyüşü olmayacak demiştim, olmadı da. Destek veren vatandaşlarımıza şükranı borç bilirim.

Eleştirileri saygıyla karşılıyorum. Lüks karavanda yattığım söyleniyor, karavanın bana sağladığı tek avantaj akşamları uyuyabileceğim yer olması.

İki doktor arkadaşım var bana yardımcı oluyorlar. Her yürüyüşten sonra ayaklarımı buzlu suya koyuyorum, dolayısıyla dinleniyorum ve yola devam ediyorum. Bu yürüyüşü daha önce hiç düşünmemiştim. 450 km'lik bir yürüyüş aklıma hiç gelmemişti.

'YARGIYA OLAN GÜVENİM TEMELDEN SARSILDI'

Öfkem geçmedi. Yargıya olan güvenim temelden sarsıldı. Yargının siyasi otoriteye bağımlı hale getirilmesi ve belli bir merkeze göre karar verilmesi beni derinden sarsıyor. Bu yürüyüşün adının adalet olmasının temel nedeni bu. Belli makamlara belli kişiler yerleştiriliyor. Ve bu kişiler hükümetin istemediği kişiler yargılanırken en ağır cezayı veriyor. Şimdi Enis Bey ne yaptı? Aklın mantığın alacağı şey değil. Elde belge olmadan, bilgi olmadan insanları alıp mahkum etmek, nerede vardır böyle bir adalet düzeni? Ne casusluğu Allah aşkına? Adalete olan güvenimiz temelden sarsılmış halde. Adaletin güçlü olduğu yerde devlet de güçlüdür. 

'ADALETİN OLMADIĞI BİR ÜLKE AYAKTA DURAMAZ'

 Enis Berberoğlu olayı, bardağı taşıran son damla oldu. 15 Temmuz'dan sonra farklı bir atmosfer oluştu. Bütün partiler, bütün Türkiye darbeye karşı birleşti. Yenikapı'ya gittik 12 madde halinde neler yapılması gerektiğini anlattık. 20 Temmuz'a nasıl geldik peki? OHAL kararı alınmasıyla geldik. Parlamento bombalanırken tüm partiler oradaydı. Terörle mücadele edecekseniz biz bunu mecliste hepbirlikte çıkaralım dedik. Hayır dediler OHAL ilan edildi. Hapishanedeki insan sayısı yüzbinleri aştı. Milletvekilleri tutuklandı hapse atıldı. Berberoğlu olayı bardağı taşıran son olay oldu ve biz adaletin olmadığı bir ülkenin ayakta duramayacağını söylemek istedik.

Hapisteki akademisyenler için, tutuklu vekiller için hepsi için yürüyoruz. Yürüyüşümüze taşeron işçiler de geldi, Kıbrıs gazileri de geldi. Çocuklar, sanatçılar, engelliler geldi. Köprüde linç edilen askerin ailesi geldi, herkes geldi… Bu yürüyüş adalet isteyen herkes içindir. Toplumun adalete susadığını bu yürüyüşte gördük. Adalet yürüyüşünü 1 kişiye indirgemek doğru değil, Enis bey de bunu istemezdi.

Motive olmamı sağlayan çok olay var aslında. Yaşlı kadınlar mesela gelip boynuma sarılıyorlar. Küçük çocuğunu alıp gelenler, anneler… Her görüşten insan var. AK Partilisi de var MHP'lisi de var CHP'lisi de var… Haksızlığına uğradığını söyleyen herkes geldi. 

Çok sayıda başörtülü vatandaşımız da bizimle yürüdü. Her yaşam tarzından insan var yürüyüşte. Tabi başörtüsüz kadınlarımız da var yürüyüşlerini yapıyorlar, yaşlılarımız, gençlerimiz, çocuklarımız var. Bunlar bizi motive ediyor.

'TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ KORKU GÖMLEĞİNİ ÇIKARDI'

Mesela yolda yürüyen bir grup bizi alkışlıyor, aynı gruptan 4-5 kişi de rabia işareti yapıyor. Bunlar arkadaşlar, halk arasında bir kavga yok. Bu yürüyüş izim Cumhuriyet tarihimizin en barışçıl yürüyüşüdür. Bize eleştiriler yapanlar, yuhalayanlar, taş atanlar, gübre dökenler de oldu. Biz hiçbirisini sorun yapmadık. Düzcelilerin çok üzüldüğünü biliyorum.Adalet çok yönlü bir kavram. Sadece mahkeme salonlarında aranan bir kavram değil. Tek bir hedef koymadım doğrudur, 20 Temmuz sivil darbesinden sonra topluma giydirilen bir korku gömleği vardı. Türkiye üzerindeki korku gömleğini çıkardı. Artık daha rahat konuşabileceğiz. Bir yürüyüşte on binlerce kişi size refakat ediyorsa o korku gömleğini atmışsınız demektir. Sivil darbeden sonra Türkiye adeta yarı açık cezaevine döndürüldü.

'1 KİŞİNİN BİLE BURNU KANAMADI, BUNLAR TERÖRİST NEDİR ONU DA BİLMİYOR'

Biz bu yürüyüşü yaptık ertesi gün her şey düzelecek diye düşünmüyorum. Şimdi bu yürüyüş demokrasisi gelişmiş bir ülkede olsaydı ve o ülkeyi yönetenlerde demokrasi kültürü olsaydı, düşünürlerdi; bu insanlar 40 derece sıcakta neden yürüyor? Oturup düşünürlerdi, oturup konuşmalıyız. Bizim gibi ülkelerde demokrasi kültüründen gelmeyen insanlar ülkeyi yönetiyorlarsa, yarın sonuç alacağım diye bir hayal peşinde koşamazsınız. Bu kişiler sadece karşısınızda bir duvar olarak dururlar. Partinin genel başkanı diyor ki 'ben lütfettiğim için yürüyorsunuz diyor' Anayasal hakkım ne zaman birinin lütfu oldu? Demokrasinin 'd'sinden nasibini alsaydı bunları söylemezdi. 'Bunlar teröristtir', 1 kişinin burnu bilele kanamadı. Bunlar terörist nedir onu da bilmiyor.

'ADALET SOKAKLARDA ARANMAZ DİYENLERE: DEMOKRASİ SOKAKLARDA ARANIR MI?'

Efendim 'adalet sokaklarda aranmaz'. Peki ben onlara sorayım: Demokrasi sokaklarda aranır mı? 15 Temmuz'da demokrasiyi nerede kazandık. Vatandaşları sokağa kim çağırdı? Bu beyefendi çağırdı? Bu ülkeye adalet gelinceye kadar sonuna kadar mücadele edeceğim. Bedel ödeyecekmişiz, hiçbir korkum yok. Bedel ödenecekse önce ben ödemeye hazırım.

Bu bir son değil başlangıçtır. Parlamentoda sesimizi kısmak isterlerse sokağa çıkacağız.

Niçin rahatsız oluyor Binali Bey? Ben adalet için yürüyorum. Binali Bey şunu düşünmüyor mu acaba? Sözcü'nün 2 muhabiri atıldı hapse, itiraz edildi, yargıç karar veriyor…. Deliller toplanamadığı için tutukluluklarının devamına… Ben 80 milyon için adalet arıyorum.

Bu yürüyüş bize, 80 milyonun adalete susamış olduğunu gösterdi.

'YANIMIZDA YÜRÜYEN ÇOK ÜLKÜCÜ KARDEŞİMİZ VAR'

(Bahçeli'nin açıklamaları) Öncelikle şunu söyleyeyim yanımızda yürüyen çok sayıda ülkücü kardeşimiz var. Ülkünün temelini adalet oluşturur. Adalet olmazsa ülkü olabilir mi? Ben aldığımız duyumlara göre bazı provokasyonlar yapılacağı ve bunun ülkücüler üzerinden yapılabileceğini söyledim. Ülkücüler gelecek burayı provoke edecek diye bir düşüncem yok, ülkücüler vatanlarını, bayraklarını, halkını severler.. Bir leri ülkücü kılığı altında bu yürüyüşü sabote etmek isteyebilir dedim.

Bir üniversite hocası düşürün, bir bildiriye imza atmış. İçeriğini beğenirsin beğenmezsin. İfade özgürlüğü yok mu?

Dünya bu durumu sivil ölüm diye tanımlıyor. İnsanların sivil ölüme mahkum edildiği bir ülkede adalet var diyebilir misiniz? 

(FETÖ iddiası) Terör suçtur, etrafımızda bir sürü polis var. Tutuklasalardı. Ben Fetullah Gülen ile oturup görüşmedim, birlikte fotoğraf çektirmedim, ne olur ABD'den dön demedim. 

Dediler ki 17-25 Aralık'ta öğrendik yalan. FETÖ'nün bütün elemanlarını devletin en duyarlı makamlarına yerleştirdiler. Milli Eğitim'i tamamen teslim etmişlerdi. Siz ne istediniz de vermedik diyen bunlar değil miydi? Bizi suçluyolar, insanda biraz ahlak olur. Ben kendime güveniyorum. Beni suçlamak istiyorlarsa yürekleri varsa otururlar bir televizyon programında konuşuruz.

Haksızlığa uğradığını düşünen herkes mitinge gelebilir ancak siyasi bir kimlikle, parti bayrağıyla gelmelerini kesinlikle kabul etmiyoruz.

Pazar günü mitinge gelecek olanlardan şunu istiyoruz, güvenlik kuvvetlerine de rica ediyoruz, adalet pankartı dışında başka pankart istemiyoruz. Atatürk posteri ve Türk bayrağı olabilir ancak 6 oklu bayrak bile olsa alacaklar orada. Hiçbir parti afişi, bayrağı, flaması kabul etmiyoruz.

Meclis'in yetkileri elinden alındı, şimdi Gazi Meclis değil, sıradan bir meclis.

Siyasetçi, protesto edilmeye alışmalıdır.

Yürüyüş geç gelen bi olay değil. Eleştirileri saygıyla karşılarım ancak geç gelen bir olay değil. Eğer biz 16 Nisan akşamı sokağa çıkmış olsaydık, toplum zaten çok gergindi, çok sayıda can kaybına neden olabilirdik. Biz sorumlu bir partiyiz. Sorun bizim insanlarımızda değil, sorun YSK içindeki çetede. 1 üye hariç YSK içindeki çetede. O çete yasaya uymadı ve aksine karar verdi. Onların yatacak yeri yoktur. Tamamının atılması lazım. Mühürsüz oy pusulası gerçersizdir diyor, bunlar diyor ki geçerlidir. Neye dayanarak bunu yapıyorsunuz siz? 

Şu anda sadece Enis Bey'i ziyaret etmeyi düşünüyorum. AYM birden çok kez aldığı kararda diyor ki tutuklu vekillerle ilgili 'dokunulmazlığı kalktığı zaman yargılanabilir ancak yargılanamaz çünkü seçimle gelmişlerdir'. Doğru bir karar. AYM cesaret edip karar veremiyor. AYM üyeleri daha önce verdikleri bir kararın arkasında neden durmazlar?

'ANMALARA KATILACAĞIZ'

İki tane 15 Temmuz var. Biri sokağın diğeri sarayın. Sokağın 15 Temmuz'una sahip çıkıyoruz. 249 şehidimiz, 1000'in üstünde gazimiz var. Sonuna kadar sahip çıkmaya kararlıyız. Ama bir de sarayın 15 Temmuz'u var. Darbe girişimini fırsat bilip 20 Temmuz'da sivil darbe yaptılar. Anmalar yapılırsa tabi ki katılacağız.

Yenikapı'ya da gittim tabi ki, 12 madde halinde neler yapılması gerektiğini söyledim. Yenikapı ruhuna ben ihanet etmedim onlar ihanet ettiler. 5 günde ne değişti de sivil darbe oldu bu ülkede? KHK çıkararak FETÖ ile müdahale edeceklerini söylüyorlar.

'AHMET ŞIK'IN, KADRİ GÜRSEL'İN FETÖ'YLE NE İLGİSİ VAR?'

Ahmet Şık 'İmamın ordusu' diye kitap yazdı, o zaman içeri aldılar, şimdi sen FETÖ'cüsün diye içeri atıyorlar. Ya akıl mantık, böyle birşey olabilir mi?Ahmet Şık'ın, Kadri Gürsel'in, Ali Bulaç'ın FETÖ'yle ne ilgisi var? Ortada iddianame de yok. 3 günlük askeri öğrencinin ne günahı var? Nerede gariban varsa hapse attılar, sırtı kalın kim varsa hepsi dışarıda.

Hakimlerin sağlıklı karar vereceğini sanmıyorum. Hakimler hakim değil, savcılar savcı değil. Sadece siyasal iktidarın beklentilerine göre karar veriyorlar. Şu açıklıkla söyleniyor, şu kişiyi şu kadar süre içerde tutacaksın.