Beyaz Saray: Biden'ın, Putin ile ilişkisinin tonu ve tarzı Trump yönetimininkinden çok daha farklı olacak

Beyaz Saray: Biden'ın, Putin ile ilişkisinin tonu ve tarzı Trump yönetimininkinden çok daha farklı olacak

Beyaz Saray Sözcüsü Psaki, ABD Başkanı Joe Biden'ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ilişkisinin Donald Trump yönetiminden daha farklı olacağını açıkladı.

Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, düzenlediği günlük basın toplantısında Rusya'ya bugün Rus muhalif Aleksey Navalnıy'ın zehirlenmesi konusunda getirilen yaptırımlar ile iki ülke ilişkilerini değerlendirdi ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

ABD'nin, Rusya'ya yönelik yaptırımları Avrupa Birliği (AB) ile koordinasyon içinde açıkladığına dikkati çeken Psaki, "İstihbarat topluluğu, Rusya Federal Güvenlik Servisinin, Rus muhalif Aleksey Navalnıy'a karşı sinir gazı kullandığına büyük ölçüde inanıyor." ifadesini kullandı.

Psaki, kimyasal silah kullanımının, uluslararası hukuk zorunluluklarını doğrudan etkilediğini, biyolojik ve kimyasal silahlar konusunda bir kanun yapılması için Kongre ile de iletişim halinde olduklarını belirtti.

Rusya'ya bugün getirilen yaptırımların, transatlantik birlik ve iş birliği açısından önemli olduğunu vurgulayan Psaki, "Rus hükümetine, Navalnıy'ı bir an önce ve şartsız bir şekilde salıverme çağrımızı da yineliyoruz." ifadesini kullandı.

"ABD'nin çıkarlarına göre gerekli adımları atacağız"

Psaki, Rusya'ya yönelik Navalnıy konusunda ek adımlar atma haklarını da saklı tuttuklarının altını çizerek, "Biden'ın, Rusya Devlet Başkanı Putin ile ilişkisinin tonu ve tarzı, Trump yönetimininkinden çok daha farklı olacak." değerlendirmesinde bulundu.

Rusya ile ilişkileri bazı alanlarda geliştirdiklerini anımsatan Psaki, "Rusya ile önemli anlaşmazlıklarımızın, zorluklarımızın olduğu alanlar da var. Birçok küresel ortağımız ile olduğu gibi Rusya ile de bu konular üzerinde konuşacağız ve ABD'nin çıkarlarına göre gerekli adımları atacağız." dedi.

Psaki, Rusya'da tutuklu bulunan Amerikan vatandaşlarının salıverilmesi konusunda da ellerindeki tüm imkanları kullanacaklarını kaydetti.

Muhammed bin Selman'a yaptırım uygulanmamasını savunmaya devam etti

Kaşıkçı cinayeti konusunda, istihbarat raporuna rağmen Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'a herhangi bir yaptırım uygulanmamasının sorulması üzerine Psaki, bunun doğru karar olduğunu savunmayı sürdürdü.

Psaki, "Biz görevimizdeki ilk günden bu yana Suudi Arabistan ile ilişkilerimizi yeniden düzenlemeye başladık. Bu konuda da istihbarat raporunu açıkladık ama bu rapor zaten bilinenleri söylüyordu. Daha önce de doğruları söyleyen masum bir gazetecinin (Cemal Kaşıkçı) korkunç bir cinayetle öldürüldüğü belirtilmişti." diye konuştu.

Kaşıkçı cinayetine karışan birçok üst düzey isme yaptırım getirdiklerini ve bu tarz bir suçun bir daha işlenmemesini sağlamaya çalıştıklarını savunan Psaki, "Ancak aynı zamanda ilişkilerimizi de geliştirmeliyiz. Suudi Arabistan ile istihbarat paylaşımından, bölgedeki askeri tehditlerin engellenmesine kadar birçok alanda önemli çalışmalarımız var. Bunlar da ABD'nin ulusal çıkarlarıdır." yorumunu yaptı.

Navalnıy'ın zehirlenmesi ve tutuklanması

Rusya'nın Tomsk şehrinden Moskova'ya gitmek üzere 20 Ağustos 2020'de uçağa binen Rus muhalif Aleksey Navalnıy'ın uçuş esnasında zehirlendiği iddia edilmişti.

Kremlin'e muhalif Navalnıy, 22 Ağustos 2020'de ilk tedavi gördüğü Omsk'tan özel bir uçakla Berlin'deki Charite Hastanesine nakledilmişti. Tedavi gördükten sonra Aleksey Navalnıy, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Rus istihbarat servisi aracılığı ile kendisini zehirlettiğini iddia etmişti.

Navalnıy, Almanya'dan döner dönmez Moskova'daki havalimanında 17 Ocak'ta tutuklanmıştı. 2 Şubat'ta Moskova Şehir Mahkemesi,Navalnıy'ın geçmişte yolsuzluk davası sonucunda verilen 3,5 yıllık ertelenmiş hapis cezasını, evde geçirdiği hapis cezasını da hesaplayarak, 2,5 yıllık normal hapis cezasına çevirmişti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 16 Şubat'ta Navalnıy'ın derhal serbest bırakılması için Rusya’ya geçici tedbir aldığını bildirmeye karar vermişti. Kremlin ise AİHM’in kararının yasa dışı olduğunu savunmuştu.