Kenevirle kanseri yendi!

Kenevirle kanseri yendi!

50 yaşındaki Darren Miller kenevir yağı kullanarak kanseri yenmeyi başardı!

Kenevir yağı hasta bir adamın yaşam kaynağı oldu! Kemoterapiyle kenevir yağını kombine kullanan 50 yaşındaki Darren Miller kanseri yendi.

Bir süre önce doktorlar tarafından akciğer ve perikardiyal kalp kesesi kanseri teşhisi konulan Darren kenevir yağıyla hayata tutundu. Doktorların tedavi edilemez ve cerrahi müdahale yapılamaz dediği kanserli hücreleri kenevir yağı öldürdü. Ölmesi beklenirken mucizevi bir şekilde 2.baharını yaşayan Darren kenevirle kemoterapiye başladıktan 7 ay sonra “ Bugün kanseri tamamen yendiğimi söylediler. Kanserimi tedavi etmişim. Şimdi rahatlıkla kenevir yağını tavsiye edebilirim! Aynı şekilde kemoterapiyi de sonuçta ikisini de kullandım.” dedi.

Peki kansere karşı etkisi günışığına çıkan bu bitkiden neden ülkemizde basın yayın organlarında bahsedilmiyor? Özellikle Amerikan basını THC içeren kenevir yağı, medikal marihuana, sativex gibi onlarca ilaç, özüt ve yöntemi deneyerek başarıya ulaşan kanser, beyin tümörü, epilepsi haberleriyle çalkalanıyor. Geçtiğimiz yıllarda Amerika’nın birçok eyaletinde kullanımı yasallaştırılan kenevir, serbest bırakıldığı eyaletlerde devlete önemli bir vergi kaynağı olarak görülüyor.

Bir dönümlük kenevir, 25 dönümlük orman kadar oksijen üretir. Bir dönüm kenevirden, dört dönüm ağaca eşdeğer miktarda kâğıt çıkar. Bir ağaç 20-50 yılda yetişir, kenevir 4 ayda! Kenevir 8 kez kâğıda dönüştürülebilir, ağaç 3 kere! Dönüşümlü ziraatta uygun yaz bitkisidir, dünyanın her yerinde kolaylıkla yetişir. Çok az suya ihtiyaç duyar. Kendisini böceklerden korumak için tarım ilacına ihtiyacı yoktur, dayanıklıdır. Tüm petrokimya ürünleri yenilenebilir olarak kenevirden daha ucuza üretilebilir. Bunların yanı sıra bataklık kurutabilir ve radyasyon temizleyici olan kenevir neden kullanılmıyor? Tohumunun besin değeri ideal, protein değeri çok yüksek, içindeki iki yağ asidi doğada başka hiç bir yerde yok ve kolesterol dostu. Omega 3-6-9 yağlarını taşıyor. Soyadan çok daha ucuza üretilebiliyor. Hayvan beslemekte ideal bir besin. Onunla beslenen hayvanlarda hormon takviyesine gerek yok! Kenevirin bu özellikleri bilinmiyor muydu ki bizler petrol ve kimyasala dayalı bir medeniyet kurduk? Cevabı basit.

Tabi ki biliniyordu ve tabi ki bilindiği için yasaklanması kolay oldu! 18.yy’da Amerika’da zorunlu olarak yetiştirilen kenevir nasıl bu şekilde yerden yere vuruldu görelim:

1)Amerika’da 1900’lü yılların altın madeni sahibi, siyasetçi, yayıncı, film yapımcısı W. R. Hearst, ülke çapında gazete, dergilerin ve medyanın sahibiydi. Kâğıt üreticiliği yapıyordu ve ormanları vardı. Kenevirden yapılan kâğıt yüzünden milyonlarca dolar kaybedecekti.

2)Rockefeller dünyanın en zengin adamıydı ve petrol şirketi vardı, bio-yakıt kenevir yağı onun en büyük rakibiydi. İlaç sektöründeki kenevir bazlı doğal ürünler de Rockefeller tarafından düşman ilan edilmişti.

3)Dupont şirketi ana hissedarı Mellon, petrol ürünlerinden plastik üretmek için patentler almıştı. Plastik, selofan, naylon, metanol, rayon, dakron artık petrolden üretilecekti. Ama kenevir endüstrisi Dupont’un pazar payına %80 engel oluyordu. Derken, birden Andrew Mellon, ABD Başkanı Hoover’in hazine bakanı oluverdi. Yeğenini de Federal Narkotik Bürosunun başına atadı. Hearst, Dupont sahibi Mellon, Rockefeller ve ilaç firmaları, kendi aralarında yaptıkları toplantılarda, kenevirin milyonlarca dolarlık imparatorluklarını tehdit eden düşman olduğuna karar verdiler. Kenevir ortadan kalkmalıydı. Meksikalıların kullandığı argo bir kelime olan Marihuana sözcüğünü, Hearst’ün gazeteleri aracılığıyla en tehlikeli uyuşturucusu olarak beyinlere kazıdılar. Marihuana ismiyle kenevirin aynı şey olduğunu tüm insanlara unutturmak istiyorlardı ve başardılar. Marihuana’yı yasaklatmayı başardıklarında keneviri yasaklatmış oldular. Karar verildiğinde komitede olan doktor bile keneviri yasakladıklarını bilmiyordu.

Kitaplar, dergiler, filmler ile sürdürülen kampanyada, marihuana hakkında sahte raporlar ve veriler kullanıldı. 1930’lu yıllardı ve halk eğitimsizdi, subliminal yöntemler konusunda cahildi. Irkçılık henüz bitmemişti ve bu kişiler aynı zamanda ırkçılık üzerinden de kampanya yapıyorlardı. Sonuç olarak kenevir yasaklanmıştı. Peki düzenli bir şekilde kontrol etmek bu kadar zor muydu? 3 kişi kolayca bunu gerçekleştirebilirken milyonlarca insan olarak elimizden gelen bir şey yok muydu? Belki de her şey daha farklı olabilirdi o zaman...