Oyun İçinde Oyun ve 1.Davut

Oyun İçinde Oyun ve 1.Davut

Avaztürk Genel Yayın Koordinatörü Hakan Polat, kaleme aldığı yazısında Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi adı altında ikinci çözüm sürecinin başlatılmasını eleştirerek, oyun içinde oyunlar kurulduğuna dikkat çekti.

16 Şubat 1999...

74 yaşındaki Başbakan Bülent Ecevit saat 11.00'de yaptığı basın açıklamasında, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yakalanıp Türkiye'ye getirildiğini, şehit analarına verilen sözün tutulduğunu söyleyerek kameralar karşısındaydı. Siyasi hayatının ilk yıllarında ''Kıbrıs Fatihi '' unvanını alan Ecevit  "bölücü teröre son darbeyi indiren Başbakan" olarak da hem unvanına yenisini ekliyor hem de  tarihe geçme şansına ulaşıyordu.

Yaklaşık 2 ay sonra yapılan seçimlerde oyunu %120 artırarak ve kurulacak yeni hükümete  bu sefer azınlık hükümeti Başbakan’ı olarak değil seçimlerden birinci parti olarak çıkmış bir Başbakan oluyordu.

Unvanlar, Türk tarihinde ve Türk siyasi tarihinde de her zaman önemliydi. İstanbul fatihi, Hicaz fatihi, Kurtuluş savaşı kahramanı gibi. Ama bu unvanları alabilmek için de belirli kahramanlıklar yapmak veya siyasi hayatın akışına yön verecek eylemlerde bulunmak da gerekiyor.

Bugün bu sevda, siyasi yöneticilerimizde gene zuhur etmiş  gözüküyor.''Teröre son veren Başbakan''olabilmek mesela. Bunun için de  ne idüğü belirsiz Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi altında ikinci çözüm sürecini başlatmaya kalkmak.

Birincisinde ne olmuştu da ikincisinde ne olacaktı? Beklenen amaç neydi , ne hedefleniyordu bu projeden? Cumhurbaşkanı’nın bütün engelleme çabalarına rağmen birincisinde gösterilen bütün müsamahaya rağmen ve taleplerin yerine getirilmesine rağmen bu ikincisinde  devlet ve özerk yönetimden başka Kürtlere ne teklif edilecektir, kürtlerin nesi eksik kalmıştır ki ne önerilecektir?

Teröre karşı başarılı operasyonların yapılarak sokak sokak, mahalle mahalle temizlendiği şu günlerde;  bu projenin başına da Ensar(i)oğlu, Kızılkaya, Miroğlu gibi İslami Kürtçülüğü ile meşhur ve Türk'ün olmadığı isimler gelerek hangi kardeşliği sağlayacağız, ayrıca  parçalayıcı ulusçuluk anlayışı yerine birleştirici, bütünleştirici millet anlayışını getireceğiz derken, buradaki parçalayıcı ulus  dediği Türk milleti ve Türk Ulusu’mudur, biz parçalayıcı isek bölücü Kürtçülük neyi tamamlayacaktır?

HDP'li belediyelerin bütün araç ve gereçlerini, iş makinelerine kadar her şeyini PKK'nın emrine verdiği gün yüzüne çıkmışken, Cumhurbaşkanı kaymakamlara gerekirse belediye hizmetlerini siz yapın, kanun dışına çıkan belediyelere el koyun diye yırtınırken , yerel yönetimlerin yetkilerini artıracağız diyerek belediyeleri daha da güçlendireceğini ima etmek kime ne mesaj vermektir?

SSK borçlarını affetmek, prim borçlarını silmekle hendek kazmanın önüne nasıl geçilecektir? Sur'u ihya edip kentsel dönüşüm uygulanınca tekrar hendek kazma, tuzaklama vs. şeylerin yapılmamasının  garantisini bize Miroğlu ile  Kızılkaya mı verecektir?

PKK terör örgütünden hariç Fethullahçı terör örgütü ile de mücadele etmekten kaçınan ya da ediyormuş gibi görünen hükümet ve belediyeleri; mücadele etmediği gibi bu mücadelenin karşısında ki tek engeldir aslında. Bu mücadelede de Cumhurbaşkanı yalnız bırakılmaktadır.

YAZININ DEVAMINI BU LİNKTEN OKUYABİLİRSİNİZ

http://avazturk.com/yazar-oyun-icinde-oyun-ve-1.davut-64.html