Terörle Mücadele mi yoksa ikinci Çözüm Süreci mi?

Terörle Mücadele mi yoksa ikinci Çözüm Süreci mi?

Avaztürk Yazarlarından Ömer Turan, kaleme aldığı terörle mücadele eylem planı ile ilgili yazısında dikkat çekici noktalara değindi.

Başbakan Davutoğlu bugün Mardin’de uzun süredir beklenen terörle mücadele eylem planını açıkladı. On maddeden oluşan plan, mekanın yeniden ihyasından demokratik reforma kadar  çok geniş yelpazeli bir çözüm paketi öngörüyor. On maddenin kuşkusuz en önemli maddesi Milli Birlik ve Kardeşlik adlı dokuzuncu madde. Aslında diğer maddeler bu ana maddeyi desteklemek ya da meşrulaştırmak için kurgulanmış ek, yardımcı maddeler.

Kavram ve söylem kargaşasından kurtulup planın özüne inilirse, Milli Birlik ve Kardeşlik projesinin 2013'de yürürlüğe konulan ve 2015'de PKK'nın tekrar şiddete başvurmasıyla felaketle sonuçlanan çözüm sürecinin yerine ikame edilen bir eylem planı yani ikinci çözüm süreci olduğu çok rahat görülecektir.

Başta Başbakan’ın başdanışmanları olmak üzere bazı odaklar çözüm sürecinin kaldığı yerden devam etmesi gerektiğini uzun süredir  ısrarla ifade ediyorlardı. Bülent Arınç  Beşir Atalay, Muhsin Kızılkaya, Yılmaz Ensaroğlu,Orhan Miroğlu, Galib Ensarioğlu bu isteği (masanın yeniden kurulması) her fırsatta açıkça  ifade etmekten çekinmediler. Arınç dışında  söz konusu kişilerin vekil yada Başbakan’ın Başdanışmanları olduğu düşünülürse, bu ifadelerin sadece sözde kalmadığı eylem planının şekillenmesinde de etkin olduğu görülecektir.

Hasıl-ı kelam, Mardin’de açıklanan eylem planını diğer maddelere takılıp farklı yorumlamak temel bir hata olur ve halkı yanıltır. Eylem planı çözüm sürecinin isminin değiştirilerek Milli Birlik ve Kardeşlik projesi adı altında tekrar yürürlüğe konmasıdır, başka bir deyişle masanın yeniden kurulmasıdır. Başbakan 8 aylık aradan sonra çözüm sürecini tekrar başlatmıştır.

Yeni süreçte sadece bazı yüzeysel değişikler yapılmıştır. Çözüm süreci ismi çok yıpranmıştı onun yerine Milli Birlik ve Kardeşlik gibi kulağa hoş gelen ve herkesin kabul edeceği başka müspet bir tabir bulunmuş. Muhataplarda değişikliğe gidilmiş. Önceki süreçte HDP-PKK çizgisi tek muhataptı, bunda ise bölgedeki STK’ların ve HÜDA-PAR gibi daha önce dışlanan bazı gruplarında muhatap alınacağı görülüyor. HDP ve Öcalan’a kapı kapatılmamış. Kandil ise halkın tepkisinden dolayı şimdilik masanın dışında tutulacak.

Kandil’in legal temsilcisi HDP ile kurucu ve tarihi lideri Apo, ilerleyen yakın süreçte masadaki yerlerini alacaklar. Zaten Başbakan’da bu noktada kapıyı açık bıraktı. Silah olmadığı sürece herşey konuşulabilir dedi. HDP-PKK çizgisinin temsilcisi birçok STK şimdiden masadalar. Kaldı ki, masanın bu tarafında bulunan Yılmaz Ensaroğlu, Galip Ensarioğlu, Muhsin Kızılkaya, Beşir Atalay gibi birçok isim çözüm noktasında HDPlilerin tezlerine çok da uzak değiller. Galib Ensarioğlu, özyönetim fikrinin uygulanabilir olduğunu, kendilerinin PKK'nın sadece silahlı yöntemine karşı olduklarını birçok kez ifade etti.

Burada kabul edilemez olan çözüm sürecinin tekrar başlatılmasının terörle mücadele gibi lanse edilmesi, gerçeğin milletten gizlenmesidir. Bülent Arınç ve Beşir Atalay daha önce ismi ne olur bilmem ama çözüm süreci tekrar başlatılmalı demişlerdi. İşte bu şekilde açık ve net bir şekilde söyleyin, farklı isim ve muğlak ifadelerle  kurdu kuzu postunda bu millete yeniden yutturmaya çalışmayın.

Terörle mücadele ya da demokratik reformlar gibi müspet tabirlerin arkasına gizlenip bu milletten gerçeği gizlerseniz bunun bedelini iki cihan da ödersiniz. Bu cihanda sandıkta, ötelerde ise huzur-u mahşerde. Çözüm süreci kaldığı yerden devam edecek, masa yeniden kurulacak, HDP ve APO yakında masada yerlerini alacak, özyönetim dahil her şey konuşulacak diye niye açıkça ifade etmiyorsunuz? Bunu böyle açıkça ifade edin, buna rağmen, millet benimserse bize de susmak ve hiç hoşumuza gitmese de kabul etmek düşer. Ama sağ gösterip sol vurarak milleti en önemlisi ise tabanı kandırmaya hakkınız yok.

YAZININ DEVAMINI BU LİNKTEN OKUYABİLİRSİNİZ

http://avazturk.com/yazar-terorle-mucadele-mi-yoksa-ikinci-cozum-sureci-mi-63.html