15 Temmuz’daki darbe girişiminde ilk olarak Boğaziçi Köprüsü işgal edilmiş ve kapatılmıştı. Darbeye direnişin de simgesi olan köprüde vatandaşların üzerine kurşun yağdırılmıştı.
15 Temmuz Şehitler Köprüsü davası, bugün İstanbul Silivri Cezaevi önündeki duruşma salonunda başlıyor. 135’i tutuklu 143 eski asker, yaklaşık 15 ay sonra hakim karşısına çıkıyor.
34 KİŞİ ŞEHİT OLMUŞTU
İhanet gecesinde köprüde, reklamcı Erol Olçok ve oğlunun da aralarında bulunduğu 34 kişi şehit olmuş 318 kişi de yaralanmıştı. Olaylar sırasında 7 asker de hayatını kaybetmişti. 143 sanıktan 30’ü rütbeli asker, 47’si ise askeri öğrenci. En yüksek rütbeliler, askerlere vatandaşın üzerine ateş açma emrini verdiği tespit edilen Yarbay Turgay Ödemiş ile Binbaşı Ahmet Taştan. Haklarında; Meclis’i, hükümeti, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs ve kasten öldürmek suçlarından 37 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis isteniyor. İddianamede; köprünün, kentin trafiğini kontrol altına almak amacıyla kapatıldığı yazıyor. Bunun içinde 4 tank ve 2 zırhlı personel taşıyıcının kullanıldığı belirtiliyor.
AK PARTİ HEYETİ DE SİLİVRİ
AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal da beraberinde şehit yakınları ve milletvekilleriyle Silivri’ye geldi. Habercilere açıklamalarda bulunan Ünal Türkiye’de birilerinin gerçek darbecilerin yargılanmadığı yönünde sözler sarf ettiğini hatırlatarak, “Bugün buradan tekrar altını çizerek söylüyorum ki darbeciler adalet önünde hesap veriyorlar. O gece suçüstü yakalandılar ve bugün mahkemelerde, yargının önünde millete hesap veriyorlar” dedi.
YARGILAMA, İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİNİN GEREKLİLİĞİNİ YERİNE GETİREREK YAPILIYOR…
“Davamıza sahip çıkmak için buradayız” diyen Ünal sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada bizim için önemli olan şey şu; Biz o gün, 15 Temmuz gecesi bu ülkenin kaderinin millet eliyle nasıl değiştirildiğini ve milletin kendi demokrasisine, kendi ülkesine ve kendi devletine nasıl sahip çıktığını hep birlikte gördük ve yaşadık. Bugün bize o geceyi yaşatan devletini işgal etmek, ülkemizi işgal etmek için harekete geçenlerle hesaplaşmak için buradayız. Ve biz devletimizle, milletimizle beraber, bütün dünya şunu bilsin ki, bunun hesabını görmek ve bu hesabı görürken de uluslararası hukuktan kaynaklanan sorumluluklarımız yerine getirerek, insan hakları sözleşmesinin gerekliliğini yerine getirerek, bu dava sürecinde de yeni hukuk yolları açarak , adil bir şekilde bu yargılamaya devam ediyoruz ve biz de bir siyasetçi olarak takibini yapıyoruz.”
ABD'nin Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Philip Kosnett'in Dışişleri Bakanlığına çağrıldığı ve bu ülkenin Türkiye'deki vize işlemlerini askıya alması kararından dönülmesi yönündeki beklentinin iletildiği bildirildi.
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, ABD'nin Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Kosnett Dışişleri Bakanlığına çağrıldı.
NET MESAJ: KARARDAN GERİ DÖNÜN
Bakanlık yetkilileri, Kosnett'e "gereksiz tırmanışa ve mağduriyete yol açan vize işlemlerinin askıya alınmasına yönelik karardan dönülmesi yönündeki Türkiye'nin beklentisini" iletti.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass'in Ankara dışında olması sebebiyle Müsteşar Kosnett'in bakanlığa çağrıldığı belirtildi.
Öte yandan, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ümit Yalçın'ın da dün akşam ABD Büyükelçiliğinin vize konusundaki açıklamasının ardından Büyükelçi Bass ile telefon görüşmesi yaptığı kaydedildi.
ABD’nin Türkiye'deki tüm ABD diplomatik misyonlarındaki göçmen olmayan vize hizmetlerini askıya aldığını açıklaması üzerine, Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği de “ABD’deki tüm misyonlarımızdaki ABD vatandaşlarına yönelik vize işlemleri askıya alınmıştır.” açıklamasını yapmıştı.
Silahlı terör örgütü FETÖ'nün 17/25 Aralık 2013'teki kumpasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz'un, haklarında dava açılan eski polis müdürleri ve firari eski savcı Zekeriya Öz ile irtibatı tespit edilmişti. Topuz, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca ''Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'', ''casusluk'' ve ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçlarından tutuklanmıştı.
Bunun üzerine ABD Dışişleri Bakanlığı konuya tepki göstermişti. Türk Dışışileri Bakanlığı da Topuz'la ilgili olarak "25 Eylül 2017 tarihinde terörle bağlantılı suçlardan gözaltına alınan ve bilahare tutuklanan söz konusu kişi ABD Konsolosluğu'nun resmi listesinde kayıtlı personeli olmadığı gibi, herhangi bir diplomatik veya konsüler bağışıklık sahibi de değildir." açıklamasını yapmıştı.