Türkiye, bir kez daha deprem gerçeğiyle yüzleşti. Yerkabuğunun derinliklerinden gelen ve yeryüzünü sarsan her bir hareket, bizlere ne kadar riskli bir coğrafyada yaşadığımızı acı bir şekilde hatırlatıyor. Son olarak merkez üssü Balıkesir olan ve çevre illerde de hissedilen sarsıntı, bölge halkında kısa süreli bir paniğe neden olurken, bilim insanlarından da peş peşe uyarılar gelmeye başladı. Özellikle bir uzmanın yaptığı değerlendirme, tüm dikkatlerin Marmara'dan Ege'ye kaymasına neden oldu. Bu, sıradan bir uyarı değil; bir depremin, bir başka depremi nasıl tetikleyebileceğini gözler önüne seren, bilimsel verilere dayalı, kritik bir ikazdı.
Bu haberin ilerleyen satırlarında, o uzmanın kim olduğunu, Balıkesir'deki depremin hangi büyük tehlikeyi işaret ettiğini ve milyonlarca vatandaşımızın yaşadığı hangi ilimizin şu an artan bir risk altında olduğunu tüm detaylarıyla okuyacaksınız. Bu, bir kehanet değil, yerbiliminin ve fay hatlarının şaşmaz matematiğinin bir sonucudur. Okumaya devam ettikçe, bir şehrin kaderinin, kilometrelerce ötedeki bir sarsıntıyla nasıl değişebileceğine ve tehlikenin ne kadar yakın olduğuna tanıklık edeceksiniz.
Deprem uyarıları ve isabetli analizleriyle tanınan, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) eski öğretim üyesi, Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde meydana gelen 4.0 büyüklüğündeki depremin ardından sosyal medya hesabından bir değerlendirme yayınladı. Pek çok kişiye göre "küçük" sayılabilecek bu depremin aslında büyük resmin önemli bir parçası olduğunu belirten Bektaş, tehlikenin asıl adresini işaret etti. Prof. Dr. Bektaş, bu sarsıntının "Uşak deprem kümesi" olarak bilinen ve Simav ile Gediz gibi tehlikeli fayların oluşturduğu karmaşık bir fay bloğunun kenarında meydana geldiğini vurguladı.
İşte can alıcı nokta da burada başlıyor. Prof. Dr. Osman Bektaş'a göre, bu fay bloğunun bir kenarında meydana gelen enerji boşalması, bloğun diğer kenarlarındaki stresi ve gerilimi artırıyor. Bu bilimsel olarak "stres transferi" olarak adlandırılan ve bir depremin başka depremleri tetiklemesine neden olan en önemli mekanizmadır. Geçmişte de bu tür zincirleme reaksiyonların yaşandığını hatırlatan Bektaş, Sındırgı'daki depremin ardından stresin özellikle fay bloğunun batı kanadına yüklendiğini belirtti.
Peki, bu tehlikeli fay bloğunun batısında hangi şehrimiz var? Prof. Dr. Bektaş, endişeli gözlerin çevrilmesi gereken o ili net bir şekilde açıkladı: Manisa. Ünlü profesör, Sındırgı'daki depremin ardından artan sismik riskin yeni adresinin Manisa ve çevresi olduğunu belirtti. Tarih boyunca Gediz ve Simav fay zonlarında meydana gelen yıkıcı depremlerle sarsılan Manisa, şimdi de komşu ildeki bir hareketlilik nedeniyle yeniden teyakkuza geçmiş durumda. Bilim insanları, bu uyarının ciddiye alınması ve başta Manisa olmak üzere tüm Ege Bölgesi'nde kentsel dönüşüm ve depreme hazırlık çalışmalarının bir an önce tamamlanması gerektiğini bir kez daha altını çiziyor.