Türkiye siyasetinde bomba etkisi yaratan son gelişmelerde, kurucusu olduğu Kırıkkale Üniversitesi kampüsünden isminin silinmesiyle büyük bir tartışmanın odağı haline gelen eski İçişleri Bakanı Beşir Atalay krizi, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yazdığı açık mektupla yeni bir boyut kazanırken, bu kararın arkasındaki gizem perdesi aralanmaya devam ediyor ve yaşanacak şaşırtıcı detayları öğrenmek için okumaya devam edin.
Sözcü Gazetesi'nden Veli Toprak'a konuşan Atalay'ın, isminin bilgisi dışında 2017'de kampüse verildiğini ve o zaman da bir talebi olmadığını belirterek "Herkes istediğini yapsın" şeklindeki tepkisinin ardından, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın yazılı açıklamasıyla bu karara sert bir eleştiri getirerek, Ankara Hukuk Fakültesi'nde başlayan ve bugüne kadar 58 yıldır devam eden dostluklarıyla Beşir Atalay'ı bu ülkenin vefalı ve hizmet ehli devlet adamlarından biri olarak tanımlaması, konunun sadece bir isim silmeden çok daha derin anlamlar taşıdığını göstererek, tüm bu gelişmelerin nasıl bir sonuca bağlanacağını görmek için okumaya devam edin.
1992'de Kırıkkale Üniversitesi'nin kurucu rektörü olarak görev yapan ve 28 Şubat sürecinde haksız yere görevden alınmasına rağmen devletine küsmeden hizmetine devam eden Beşir Atalay'ın, AK Parti'nin kuruluşunda fikri ve fiili katkısı en yüksek isimlerden biri olmasıyla birlikte, 13 yıl milletvekilliği yaparak Devlet Bakanı, Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı gibi önemli görevlerde bulunması ve Türkiye'nin demokratikleşme sürecine verdiği katkıları "Sessiz Devrim" adlı kitabında toplamasının onun ne denli derinlikli bir entelektüel olduğunu kanıtladığı bilinirken, bu saygın ismin üniversiteyle olan bağının hangi sebeplerle bu denli tartışıldığını anlamak için okumaya devam edin.
Bütün bu hizmetlerine mütevazı bir karşılık olarak Kırıkkale Üniversitesi'nde bir kampüse adının verilmiş olmasına rağmen, hiçbir makul gerekçe gösterilmeden üniversite yönetimi tarafından isminin kaldırılarak yerleşkeye "Şehitler" isminin verilmesinin, Bülent Arınç tarafından ne samimi ne de iyi niyetli bir karar olarak değerlendirilip, aksine takiye kokan, siyasi art niyet taşıyan ve saygısız bir uygulama olarak nitelendirilmesiyle büyük tepki topladığı ve Beşir Atalay'ın şehitlerimize her zaman en büyük saygıyı gösteren bir isim olduğunun altını çizdiği bu kararın ardındaki gerçek niyetin ne olduğunu öğrenmek için okumaya devam edin.
Bu süreçte Beşir Atalay'ın Rektör'ün tutumu hakkında önceden bilgisi olmadığını ve üzüntü duyduğunu ifade etmesiyle birlikte, YÖK Başkanı Erol Özvar ve Ankara'dan üst düzey yetkililerin de kendisini arayarak konudan bihaber olduklarını iletmesi ve şehit ailelerinin bizzat Atalay'ı ziyaret ederek kararla ilgilerinin olmadığını ve kendisine duydukları sevgiyi ifade etmeleriyle duruma açıklık getirilirken, Adalet Eski Bakanı Abdülhamit Gül ve Kırıkkale Milletvekili Mustafa Kaplan'ın vefa dolu açıklamalarını takdirle karşılayan Bülent Arınç'ın bu yanlış ve onur kırıcı kararın ivedilikle düzeltilmesi gerektiğini ve bunu yapabilecek tek kişinin Rektör'ü atayan ve kararı geri alabilecek olan Cumhurbaşkanı olduğunu vurgulamasıyla, gözler Cumhurbaşkanlığına çevrilirken, yaşanacak son dakika gelişmelerini kaçırmamak için okumaya devam edin.
Uzun yıllar birlikte çalıştığı Sayın Atalay'a vefa göstereceğinden şüphesi olmadığını dile getiren Bülent Arınç'ın, bu vesileyle sadece bir kampüse değil, doğrudan üniversitenin tamamına isminin verilmesinin yerinde olacağını ve Kırıkkale Üniversitesi'nin artık "Kırıkkale Beşir Atalay Üniversitesi" olması gerektiğini belirterek, Sayın Cumhurbaşkanımızdan bu arzularını saygılarımızla arz ettiklerini ifade ettiği bu olay, AKP içindeki siyasi dengeleri derinden sarsarken, krize dair tüm detayları ve olası sonuçları içeren analizlere ulaşmak için https://www.avazturk.com adresini ziyaret ederek, Türkiye siyasetinin geleceğine yön verecek bu kritik gelişmeyi yakından takip edebilirsiniz.