İstanbul’un sisli sabahında Çankaya’daki otobüsler normal seferlerini yaparken, Kılıçdaroğlu Caddesi’ndeki olağanüstü güvenlik önlemleri dikkat çekiyordu. Saat 09.47’de parti genel merkezinin o kalın demir kapıları kilitlendi; basın mensuplarına “toplantı sonuna kadar bekleme” denildi. İçeride, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerine CHP Genel Başkanı Özgür Özel başkanlığında toplanan Merkez Yürütme Kurulu’nda gündem maddesi tek bir sayfaydı: “Stratejik Yol Haritası 2025”. O sayfanın üst kısmındaki gizli ibare ise “Gizli-Çok Gizli” damgası taşıyordu.
Salonun perdeleri sıkı sıkı kapalıydı, telefonlar toplanmış, hatta akıllı saatler dahi çıkarılmıştı. Kaynakların aktardığına göre Özel, masaya koyduğu zarfla birlikte sadece dört cümle kurdu: “Bugün itibarıyla yeni bir sayfa açıyoruz. Bu karar parti tarihimize geçecek. Kimse dışarı sızdırmasın, kimse de önümüzü kesemez.” Ardından zarf açıldı; içinden çıkan tek belge, CHP’nin 100. yılına özel hazırlanan “Seçim Güvenliği ve Millet İttifakı 2.0” projesinin revize edilmiş son haliydi. Ancak o belgenin bir köşesine eklenen kırmızı şeritli not, tüm dikkatleri üzerine çekti: “Cumhurbaşkanı adaylığı için 3 Ekim’de bizzat açıklama yapılacak.”
O an, salondaki 43 kişinin yüz ifadesi aynı anda dondu. MYK üyelerinden birinin fısıldadığı “Bu, son dakika değil, planlı bir hamle” sözleri, gergin havayı daha da koyulaştırdı. Edinilen bilgilere göre Özel, hazırlıkları geçen yılın ekim ayında başlattı; sadece genel sekreter yardımcısı ve iki milletvekiline bilgi verdi. Projenin kod adı “Kıraathane”ydi; Anadolu’da her ilin kıraathanesinde gizli toplantılar yapıldı, anketler yaptırıldı, hatta sosyal medya stratejileri için yurt dışından danışmanlar getirildi.
Toplantıda sunulan slaytın 17. sayfasında, “Beklenen Anket Sürprizi” başlığı altında bir grafik vardı. Grafiğe göre CHP’nin oy oranı son üç ayda 2,7 puan birden artmış, kararsız seçmenin üçte ikisi “yeni bir liderlik” arayışına girmişti. Bu veri, Özel’in “adaylık açıklaması” fikrini güçlendiren en kritik koz oldu. Ancak asıl bomba, 23. sayfada saklıydı: “İkinci tura kalınması durumunda ittifak dışı bir adayın desteklenebileceği” senaryosu. Bu ifade, kulislerde “Gül ya da Akşener sürprizi” olarak yorumlandı.
Öğle saatlerinde toplantı sona erdiğinde, parti binasının önünde bekleyen kameramanlar sadece sessiz çıkışları görüntüleyebildi. Hiçbir MYK üyesi açıklama yapmadı, hatta gazetecilerin sorularına gülümseyerek geçiştirdiler. Ardından sosyal medyada dakikalar içinde #CHPdeSessizFırtına etiketi TT listesine girdi. İlk mesajı atan hesabın profil fotoğrafında, ters çevrilmiş bir kadeh resmi vardı; bu da kulislerde “içeride kadeh kaldırıldı” yorumlarına neden oldu.
Akşam saatlerinde Ankara’da bir düğün salonunda düzenlenen “Yerel Yönetimler Değerlendirme Toplantısı”na katılan Özel, konuşmasının sonunda şu satırları kurdu: “Biz, milletin umuduyuz. Umudun sesi kısıldığında, biz susmayacağız.” Bu sözler, kulislerde “adaylık sinyali” olarak okundu. Ancak asıl ipucu, konuşma bitiminde kendisine uzatılan mikrofonda yatıyordu. Mikrofonun üzerindeki küçük etikette “3 Ekim 2025 – Anıtkabir” yazıyordu.
Gece yarısına doğru, CHP’nin resmi hesabından paylaşılan 12 saniyelik siyah-beyaz video kısa sürede 1,5 milyon izlenmeye ulaştı. Videoda tek bir cümle vardı: “Yarın yeni bir sabah başlıyor.” Videonun sonunda kırmızı harflerle “3 Ekim” yazısı belirdi. O dakikalardan itibaren, Türkiye’nin dört bir yanındaki CHP il başkanlıkları önünde gençler slogan atmaya başladı: “Özgür Başkan, Özgür Türkiye!”
Henüz saat 02.00’yken, İstanbul’da Moda Sahili’nde toplanan kalabalık, ellerindeki telefon fenerleriyle “3 Ekim” yazısı oluşturdu. Polis ekipleri müdahale etmedi; çünkü sosyal medyada yayılan bir söylentiye göre, İçişleri Bakanlığı da “sessiz kalmak” talimatı almıştı. Aynı dakikalarda, Ankara Garı önünde bir grup üniversite öğrencisi, “Beklenen lider geliyor” pankartı açtı. Tren garının hoparlörlerinden, Nazım Hikmet’in “Ceviz Ağacı” şiiri okunuyordu.
Sabaha karşı 04.15’te, CHP’ye yakın bir gazetecinin kulis haberi Twitter’dan sızdı: “3 Ekim sabahı Anıtkabir’deki törende, Genel Başkan Özel’in elindeki çelenkte ‘Bağımsızlık ve Cumhuriyet’ yerine ‘Bağımsızlık ve Özgürlük’ yazacak.” Bu mesaj, siyasi tarihimizde ilk kez bir muhalefet liderinin Anıtkabir’deki çelenk metnini değiştirecek olması nedeniyle büyük yankı yarattı.
Şimdi gözler, 3 Ekim Perşembe sabahına çevrildi. Anıtkabir’deki törenin saat 09.05’te başlaması planlanıyor; ancak bazı kulislerde saatin 08.30’a alındığı iddia ediliyor. CHP kulislerinin en sıkı saklanan sırrı ise şu: Tören sırasında kürsüye sadece Genel Başkan çıkmayacak; yanında, 15 yaşındaki bir lise öğrencisi de yer alacak. O öğrencinin kim olduğu, hatta hangi şehirden geleceği hâlâ bilinmiyor. Bazı kaynaklar, öğrencinin Diyarbakır’dan, bazıları ise İzmir’den olacağını iddia ediyor.
Ve son dakika kulisi: CHP’nin resmi internet sitesinde, 3 Ekim günü saat 00.00’da otomatik olarak yayımlanacak bir sayfa hazırlandı. Sayfanın URL’si sadece “ozgurluk2025.com” olarak belirlendi. O sayfada, sadece bir cümle ve bir sayaç var: “Türkiye’nin yeni yolculuğu başlıyor.” Sayaç ise 3 Ekim sabahı 09.05’i gösteriyor. Şu an itibarıyla, o sayfaya erişen IP adreslerinin yüzde 67’si İstanbul, yüzde 19’u Ankara ve yüzde 14’ü İzmir’den. Bu oranlar, CHP’nin sosyal medya ekibinin gece boyunca neden uyumadığını da açıklıyor.
3 Ekim’e saatler kala, Türkiye sokaklarında “Özgürlük” kelimesi her dilden dökülüyor. Kimileri bunu bir manifesto, kimileri ise yeni bir başlangıç olarak görüyor. Ancak kesin olan tek şey var: CHP lideri Özgür Özel’in MYK sonrası verdiği o tek karar, 2025’in en büyük siyasi depremini tetikledi. Geriye sadece, Anıtkabir’deki o çelenğin önünde söylenecek üç kelime kaldı: “Bağımsızlık, Cumhuriyet ve… Özgürlük.”