Ankara'nın siyasi ve hukuki dehlizlerinde, etkileri uzun süre konuşulacak, ezber bozan bir gelişme yaşandı. Bugüne kadar kamuoyunun alışık olduğu güç birlikteliklerinden biri, ani ve sessiz bir operasyonla son buldu. Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndan sızan ve kısa sürede yayılan haber, adeta bir şok dalgası yarattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ailesinin tamamı, yıllardır en mahrem ve en kritik davalarını emanet ettikleri, adeta "kara kutuları" olarak görülen baş avukatlarıyla tüm hukuki bağlarını kopardı. Bu sıradan bir vekalet iptali değil, siyasetin en tepesindeki bir dönemin kapanış ilanı gibiydi.
Bu haberin tüm detaylarını, yolların ayrıldığı o kilit ismin kim olduğunu ve bu radikal kararın perde arkasında yatan olası nedenleri okumaya devam ettikçe öğreneceksiniz. Bu ayrılık, sadece hukuki bir hamle olmanın çok ötesinde anlamlar barındırıyor. Yıllardır süren bir güven ilişkisinin neden ve nasıl bittiği sorusu, önümüzdeki günlerde de gündemin en üst sıralarında yer alacak. Bu öyle bir ayrılık ki, "görülen lüzum üzerine" gibi basit bir gerekçenin çok daha fazlasını akıllara getiriyor.
Yıllar boyunca Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesinin adı geçen her türlü hukuki süreçte en ön safta yer alan, 15 Temmuz darbe girişimi davalarından, kişilik hakları ve tazminat davalarına kadar sayısız kritik dosyayı yürüten o isim, Avukat Hüseyin Aydın'dı. Sadece Erdoğan'ın değil, eşi Emine Erdoğan, oğulları Bilal Erdoğan ve Ahmet Burak Erdoğan ile kızları Sümeyye Erdoğan Bayraktar ve Esra Albayrak'ın da vekilliğini üstlenen Aydın, aile için bir avukattan çok daha fazlasıydı. Ancak bu sarsılmaz gibi görünen bağ, noter kanalıyla gönderilen tek sayfalık bir "azilname" ile kesilip atıldı. Erdoğan ailesinin tüm fertleri, ayrı ayrı verdikleri talimatla Hüseyin Aydın'ı vekil listelerinden çıkardı ve kendisine verilen tüm yetkileri geri aldı.
Peki, bu kadar keskin ve ani bir kararın arkasında ne yatıyor? Kulislerde konuşulan ve en çok ağırlık kazanan senaryo, Avukat Hüseyin Aydın'ın son dönemde üstlendiği yeni ve güçlü görevlerle ilgili. Aydın, geçtiğimiz dönemde Türkiye'nin en büyük kamu bankalarından biri olan Ziraat Bankası'nın Yönetim Kurulu Üyeliği'ne atanmıştı. Bunun hemen ardından ise futbolda yaşanan krizlerin merkezindeki Türkiye Futbol Federasyonu'nda (TFF) Hukuk İşlerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi gibi son derece kritik bir pozisyona getirilmişti.
Hukuk çevreleri, bir kişinin hem Cumhurbaşkanı ve ailesinin kişisel avukatlığını yürütmesi hem de kamusal ve özerk kurumlarda bu denli üst düzey görevlerde bulunmasının bir "çıkar çatışması" potansiyeli doğurabileceğini değerlendiriyor. Erdoğan'ın bu hamlesi, Aydın'ın yeni görevlerine odaklanmasını sağlamak ve olası bir "menfaat çatışması" tartışmasının önüne geçmek için atılmış stratejik bir adım olarak yorumlanıyor. Bu ayrılık, bir güvensizlikten ziyade, Aydın'ın kariyerindeki yeni rotası nedeniyle alınmış zorunlu bir karar olabilir. Ancak sebep ne olursa olsun, Erdoğan ve ailesinin en güvendiği hukuk kalkanıyla yollarını ayırması, Saray koridorlarında yeni bir dönemin başladığının en net işareti olarak kayıtlara geçti.