Fethiye'nin Cennet Koylarında Mavi Kabus

Fethiye'nin masmavi sularında keyifli bir gün, bir anda korku dolu anlara dönüştü. Arızalanan tekneleriyle denizin ortasında sürüklenen 3 kişinin umutları tükeniyordu. Onlara kim, nasıl ulaşacaktı?

Muğla'nın dünyaca ünlü turizm cenneti Fethiye'de güneş, masmavi suları altın sarısı renge boyayarak ufukta kaybolmaya hazırlanıyordu. Her biri kartpostallık güzellikteki koylarda demirlemiş teknelerden neşeli kahkahalar ve müzik sesleri yükseliyor, tatilciler unutulmaz bir yaz gününün daha tadını çıkarıyordu. Bu eşsiz manzarada, özel bir tekne ile denize açılan üç kişi de hayatlarının en güzel anlarından birini yaşadıklarını düşünüyordu. Kızılada açıklarında, denizin sakinliğine ve doğanın büyüleyici güzelliğine kendilerini kaptırmışken, birazdan yaşayacakları kabustan habersizdiler. Onlar için her şey yolundaydı; ta ki teknenin kalbinden gelen o tekinsiz sese kadar.

Her şey bir anda oldu. Teknenin motorundan önce anlamsız bir takırtı duyuldu, ardından motor kesik kesik öksürdü ve sonunda derin bir sessizliğe gömüldü. Az önce neşeyle sohbet eden üç kişinin yüzündeki tebessüm, yerini endişeli bir şaşkınlığa bıraktı. Motoru yeniden çalıştırmak için yapılan tüm denemeler sonuçsuz kaldı. Artık ne ileri ne de geri gidebiliyorlardı. Kontrol tamamen kaybolmuştu ve tekne, Akdeniz'in güçlü akıntılarının ve rüzgarın insafına kalmıştı. Kıyıdan bakıldığında bir tabloyu andıran o huzurlu deniz, şimdi onları yavaş yavaş bilinmeze doğru sürükleyen devasa bir güçtü. Güneşin batışıyla birlikte hava serinlemeye, karanlık ise endişelerini daha da körüklemeye başlamıştı.

Geçen her dakika, umutların biraz daha tükendiği bir zaman dilimine dönüşüyordu. Kıyı şeridindeki ışıklar uzakta birer birer yanarken, onlar için bu ışıklar ulaşılmaz birer hayal gibiydi. Etraflarında sadece denizin uğultusu ve zifiri karanlık vardı. Cep telefonlarının çektiği o son noktada, titreyen parmaklarla uzanılan tek bir umut kapısı kalmıştı: Sahil Güvenlik Komutanlığı'na acil durum bildirmek. Yapılan yardım çağrısı, denizin ortasındaki bu küçük tekneden karanlık geceye bırakılmış bir çığlık gibiydi. Artık tek yapabilecekleri şey, bir mucizenin gerçekleşmesini ve o yardım elinin kendilerine uzanmasını beklemekti.

O yardım çağrısı, Sahil Güvenlik Komutanlığı harekat merkezindeki rutin gece mesaisini bir anda hareketlendirmişti. Alınan ihbarla birlikte sistemlerdeki tüm alarmlar çalmaya başladı. Fethiye açıklarında, Kızılada mevkiinde bir teknenin motor arızası nedeniyle sürüklendiği ve içerisinde üç kişinin bulunduğu bilgisi teyit edilir edilmez, saniyelerle yarışan bir operasyon için düğmeye basıldı. Bölgenin koordinatları hızla belirlendi ve o an devriyede olan en yakın Sahil Güvenlik botuna "derhal müdahale" emri verildi. Sahil Güvenlik ekipleri, limandan tam süratle ayrılarak karanlık suları yara yara ihbarın geldiği bölgeye doğru yola çıktığında, denizin ortasındaki üç kişi için umut yeniden yeşeriyordu.

Karanlığın içinde bir o yana bir bu yana savrulan teknedekiler, ufukta beliren o güçlü ışığı gördüklerinde hayatlarının en büyük rahatlamasını yaşadı. O ışık, sadece bir bota ait değildi; o ışık, tükenmek üzere olan umutlarının yeniden alevlenmesiydi. Kısa süre içerisinde yanlarına ulaşan Sahil Güvenlik botundaki profesyonel ekipler, büyük bir soğukkanlılıkla operasyonu başlattı. Önce mahsur kalan üç kişi güvenli bir şekilde Sahil Güvenlik botuna tahliye edildi. Sağlık durumlarının iyi olduğu teyit edildikten sonra, akıntıya kapılmış olan ve kayalıklara sürüklenme tehlikesi bulunan tekne de yedeklenerek kontrol altına alındı. Fethiye'de sıradan bir tatil günüyle başlayan macera, nefes kesen bir kurtarma operasyonunun ardından, Fethiye Limanı'nda son buldu. Karanlık suların ortasında kabusu yaşayan üç kişi, kendilerini kurtaran kahramanlara minnettar bir şekilde karaya ayak basarken, o geceyi ve denizin ne kadar affetmez olabileceğini bir ömür boyu unutmayacaklardı.

Yerel Haberleri