Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, en düşük gelire sahip olanların bütçesinin %30,5'i gıdaya harcanırken, en yüksek gelire sahip olanlar bu oranın sadece %10,9'unu gıdaya ayırmaktadır. Bu durum, dar gelirli kesimin gıda enflasyonundan daha fazla etkilendiğini göstermektedir. Ayrıca, kira gibi en yüksek gider kalemi de dar gelirliler için büyük bir sorun haline gelmiştir. Dar gelirli bireylerin bütçesinin %20,9'unu kira giderlerine ayırırken, zenginlerin ise sadece %10,9'unu kira harcamalarına ayırdığı görülmektedir. Bu durum, gelir ve harcamalar arasındaki adaletsizliği de ortaya koymaktadır.
Gıda ve konut harcamaları, enflasyonun etkisini en çok hisseden kalemlerdir. Özellikle gıda harcamalarındaki artışlar, genel enflasyonun üzerinde seyrettiğinde, dar gelirli kesimi daha fazla etkilemektedir. Market tezgahlarında bile mevsim meyvelerini 20 liranın altında bulmak zor hale gelmiştir. Bir haftalık gıda ihtiyacını karşılayabilmek için yüzlerce lira harcamak gerekmektedir. Ancak dar gelirli bireylerin en büyük harcama kalemi olan gıda, diğer önemli harcamaları olan eğitim ve sağlık için de bir fedakarlık yapma gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Dar gelirli kesimin yaşadığı zorluklar sadece gıda harcamalarıyla sınırlı değildir. Konut kiraları da büyük bir yük haline gelmiştir. Dar gelirli bireyler, kira ödemelerini kredi ve borçlarla karşılamak durumunda kalmaktadır. Ayrıca, gelirleri asgari düzeyde olan bu kesim için faturaların, kiranın ve gıdanın arasında bölüşüm yapmak da oldukça zor hale gelmiştir.
TÜİK'in verilerine göre, en yoksul %20'lik kesim aylık 4.911 TL harcamaktadır ve bu harcamanın 1.758 TL'si gıdaya ayrılmaktadır. Öte yandan, en zengin %20'lik kesim aylık 22.716 TL harcamaktadır ve gıdaya ayırdığı miktar ise 3.770 TL'dir. Bu verilere göre, en zengin kesim daha fazla gelire sahip olmasına rağmen, gıda harcamalarına oransal olarak daha az pay ayırmaktadır. Bu durum, gelir eşitsizliğini açıkça ortaya koymaktadır.
Dar gelirli aileler için geçim sıkıntısı giderek artmakta ve hayat pahalılığı onları zor durumda bırakmaktadır. Aileler, çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çekmekte ve temel gıda ürünlerini dahi almakta zorlanmaktadır. Kiracı olanlar için ise kiralarını ödemek ve diğer giderleri karşılamak büyük bir mücadele haline gelmektedir.
Sonuç olarak, ülkemizde geçim sıkıntısı ve hayat pahalılığı ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Gıda ve konut harcamalarındaki yüksek enflasyon, dar gelirli kesimi daha fazla etkilemektedir. Gelir eşitsizliği ve adaletsiz harcamalar da bu sorunu derinleştirmektedir. Hükümetin, gelir dağılımındaki adaletsizlikleri düzeltmek ve temel ihtiyaçlara erişimi kolaylaştırmak için politikalar geliştirmesi büyük önem taşımaktadır. Aksi takdirde, vatandaşların geçim sıkıntısı ve hayat pahalılığıyla mücadele etmeleri giderek zorlaşacak ve toplumsal huzursuzluklar artacaktır.