Türkiye siyaseti, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yaptığı çarpıcı açıklamayla bir kez daha çalkalandı. Özel’in, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla ilgili “Geleceğin cumhurbaşkanına darbe yaptılar” sözleri, hem kamuoyunda hem de siyasi kulislerde büyük yankı uyandırdı. Bu iddia, yalnızca bir belediye başkanına yönelik bir operasyonun ötesinde, Türkiye’nin demokratik geleceğine yönelik bir müdahale olarak değerlendiriliyor. Olayın perde arkasında neler yatıyor, bu siyasi fırtına nereye varacak? Tüm bu soruların cevabını öğrenmek için makalenin devamını okumaya devam edin.
Özgür Özel’in açıklamaları, 19 Mart 2025 tarihinde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun şafak operasyonuyla gözaltına alınmasının ardından geldi. Tele1’in haberine göre, Özel, İmamoğlu’nun evine yüzlerce polisin gönderildiğini ve hukuksuz bir şekilde gözaltına alındığını belirtti. “Bu, sadece bir kişiye yönelik değil, Türkiye’nin geleceğine yapılmış bir darbedir,” diyen Özel, operasyonun halkın iradesine karşı bir saldırı olduğunu vurguladı. İBB Başkanı’nın gözaltına alınması, yolsuzluk ve terör iddialarıyla ilişkilendirilse de, Özel bu suçlamaları “siyasi bir kumpas” olarak nitelendirdi. İddiaların detayları ve bu operasyonun siyasi sonuçları neler olacak? Cevapları öğrenmek için okumaya devam edin.
Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması, yalnızca İstanbul’un değil, tüm Türkiye’nin gündemine oturdu. Özel, Silivri Cezaevi’nde İmamoğlu’nu ziyaret ettikten sonra yaptığı açıklamada, “19 Mart darbesinin çeşitli evreleri var. Şu anda darbenin dijital ayağıyla, dijital darbe evresiyle karşı karşıyayız,” diyerek olayın boyutlarının yalnızca fiziksel bir gözaltıdan ibaret olmadığını ifade etti. İmamoğlu’nun X hesabının kapatılması, Özel’e göre bu “dijital darbe”nin bir parçası. “Ekrem İmamoğlu’ndan korktukları için hukuku bu kadar ayaklar altına alan başka bir siyasetçi yoktur,” diyen Özel, iktidarın bu hamleyle halkın iradesini yok saydığını savundu. Bu dijital müdahalenin perde arkasını öğrenmek için okumaya devam edin.
Olayın siyasi boyutu, Özel’in açıklamalarıyla daha da derinleşti. CHP lideri, Sosyalist Enternasyonal Konsey Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye bir sivil darbe sürecindedir. Ekrem İmamoğlu ve arkadaşları siyaseten tutukludur,” diyerek uluslararası kamuoyuna seslendi. Özel, iktidarın, İmamoğlu’nu ve diğer muhalif isimleri susturmak için yargıyı bir araç olarak kullandığını iddia etti. Özellikle, İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı sürecinde bu operasyonun gerçekleşmesi, Özel’e göre tesadüf değil. “Darbeler yürütmenin başına yapılır, bugünün iktidarı ise geleceğin iktidarına darbe yapıyor,” sözleriyle Özel, operasyonun hedefinin sadece İmamoğlu değil, CHP’nin yükselen siyasi gücü olduğunu belirtti. Bu iddiaların arka planını anlamak için okumaya devam edin.
İmamoğlu’nun gözaltına alınma süreci, kamuoyunda büyük bir tepki dalgası yarattı. Özel, Saraçhane’deki dayanışma çağrısına yüz binlerce kişinin katıldığını ve halkın bu operasyonu bir “darbe girişimi” olarak gördüğünü ifade etti. İBB dosyasındaki iddiaların yalanlarla dolu olduğunu savunan Özel, MASAK raporlarının çarpıtıldığını ve operasyonun bir algı oyunu olduğunu belirtti. Örneğin, İBB bürokratlarından Kadriye Hanım’a ait bir aracın 2021-2022 yıllarında sınır kapısından geçtiği iddiasıyla suçlamalar yöneltildiğini, ancak aracın 2023’te ikinci el olarak alındığının ortaya çıktığını söyledi. Bu tür çelişkilerin, operasyonun hukuki değil siyasi bir zemine dayandığını gösterdiğini vurgulayan Özel’in sözleri, kamuoyunda tartışmaları alevlendirdi. Gerçeklerin ortaya çıkması için okumaya devam edin.
İktidarın bu hamlesi, sadece İmamoğlu’nu değil, muhalif medyayı da hedef alıyor gibi görünüyor. Özel, RTÜK’ün Tele1’e verdiği 5 günlük ekran karartma cezasını da bu sürecin bir parçası olarak değerlendirdi. Tele1’in Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili sözleri nedeniyle cezalandırıldığını hatırlatan Özel, “Merdan Yanardağ’ın sözlerinde ekran karartacak ne var?” diyerek RTÜK’ü eleştirdi. Yanardağ’ın “15 Temmuz İslamcı bir darbe girişimiydi” ve “Bu darbenin temel sorumlusu AKP iktidarıdır” ifadeleri, RTÜK tarafından “toplumu kin ve düşmanlığa tahrik” olarak nitelendirilmişti. Özel, bu cezaların muhalif medyayı susturma çabasının bir parçası olduğunu ve Tele1, Halk TV gibi kanalların susturulmasının, iktidarın darbe sürecinin medya ayağı olduğunu savundu. Bu sansür dalgasının detaylarını öğrenmek için okumaya devam edin.
Özel’in açıklamaları, sadece siyasi bir tepki olarak değil, aynı zamanda bir halk hareketinin fitilini ateşledi. Başakşehir’de düzenlenen “Millet İradesi” mitinginde yüz binlerce kişi bir araya geldi. Özel, burada yaptığı konuşmada, Kanal İstanbul projesinin bu darbenin mali hedefi olduğunu iddia etti. “İmamoğlu, Kanal İstanbul’a karşı durduğu için hedef alındı,” diyen Özel, projenin çevreye zarar vereceğini ve rant odaklı olduğunu vurguladı. İBB’nin bu projeye karşı duruşunun, iktidarın kayyum atama planlarının bir parçası olduğunu savunan Özel, halkın bu girişime izin vermeyeceğini belirtti. “Millet, sandıkta verdiği yetkiyi kimsenin gasp etmesine müsaade etmeyecek,” sözleriyle kalabalığı coşturdu. Bu mitingin yankılarını ve halkın tepkisini öğrenmek için okumaya devam edin.
Tüm bu gelişmeler, Türkiye’nin demokrasi mücadelesinde yeni bir dönüm noktası oluşturuyor. Özgür Özel’in liderliğinde CHP, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını bir “sivil darbe” olarak nitelendirirken, halkın tepkisi de giderek büyüyor. Daha fazla bilgi ve detay için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz. Ancak asıl gerçek, Özel’in şu sözlerinde yatıyor: “Bu darbe, sadece Ekrem İmamoğlu’na değil, Türkiye’nin demokratik geleceğine yapılmıştır.” İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı süreci, halkın desteğiyle güçlenirken, iktidarın bu hamlesi ters tepebilir mi? Sonuçlar, önümüzdeki dönemde sandıkta ve sokaklarda şekillenecek.