İlkine bakarsak; İyi Parti, yer darlığı yaşıyor. Çünkü Mustafa Kemal Paşa Mahallesi’ndeki genel merkez binası ihtiyacı karşılamaktan uzak. Çalışanlar, yöneticiler mekân darlığından şikâyetçi. Buna haliyle çözüm bulunuyor, yakınlardaki birkaç daire kiralanıyor ve mekânsal darlık ortadan kaldırılıyor. Ama, ya kurumsal darlık!
BİR LOKOMOTİF ÜÇ MAKİNİST
İyi Parti lokomotifinin üç makinisti var, Meral Akşener, Ümit Özdağ ve Koray Aydın. Bunlara Musavvat Dervişoğlu’na da eklemek mümkün. Gerçi lokomotifin son makinisti Koray Aydın olsa da hatırı sayılır bir makamı eline geçiriverdi, teşkilatlanmadan sorumlu genel başkan yardımcılığı.
Aslında bu koltuğa gerek kendisi ve gerekse Meral Akşener’e yakınlığı ile tanınan isimler tarafından Musavvat Dervişoğlu yakıştırılıyordu. Öyle ki, bu koltuk onun için rezerve edilmişti! Ancak beklenen, kanıksanan olmadı. Meral Akşener, ani bir kararla rezerve koltuğa Koray Aydın’ı oturtuverdi.
Musavvat Dervişoğlu’na yerel yönetimler emanet edilirken, hayal kırıklığı yaşanan gerçek cephe Ümit Özdağ’ınki oldu. Güçlendirilmiş genel sekterlik makamını isteyen Ümit Özdağ’a sadece medya işleri verildi. Partinin adı “İYİ” olsa da Ümit Özdağ cephesinde işler iyi gitmiyordu. Birkaç kez istifanın eşiğine geldiği iddiaları da peş peşe geldi.
DÖRT EĞİLİM Mİ?
Meral Akşener’in dört eğilimi birleştirmek iddiası vardı. Liberal-muhafazakar, ülkücü-sol!
İddia mühimdi, akla da yatkındı. Uygulama ise bir o kadar zor oldu. Liberal yani DYP-ANAP çizgisine yakın duran Akşener’in aksine Milliyetçi-Ulusalcı ve Ulusal sol çizgisinin patronu Özdağ olarak görülüyor, Ülkücülük ise Koray Aydın’da vücut buluyordu. Meral Akşener’in liberal ve muhafazakârlara yakın duruşu ANAP ve DYP kadroları tarafından sevinçle karşılanıyor, 200 kişilik Kurucular Kurulu’nda hatırlı sayıda yer buluyorlardı. Ancak, hele Ülkücüler ya da MHP’den ayrılanlar içinse tam bir hüsran yaşanıyordu. Kendilerini lokomotif gören Ülkücüler tepkilerini şöyle veya böyle göstermekten geri durmuyorlardı.
TEŞKİLATLARDA ÜLKÜCÜLERE KADRO
Gerek Genel İdare Kurulu ve başkanlık Divanı’nda Ülkücülerin dışlandıkları görüntüsü telafi etmek, tepkileri dindirmek görevi de Teşkilatlanmadan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın’a düşüyordu. Koray Aydın, ateşten gömlek giyiyor, teşkilatlanma çalışmalarına başlıyordu. Eleştiriler, tepkiler Ülkücülere verilen sözler tutulsa da Koray Aydın yine Araf’ta kalıyordu. İddialar peş peşe geliyor, Koray Aydın’ın kadrolaşma yapmasından, eski Yüce Divan iddiaları söylentilerine kadar ısıtılıp ısıtılıp servis ediliyordu. Liberaller ve muhafazakârlar kadar Ülkücüler de konuşmayı şehvetle seviyorlardı.
HABERİN DEVAMI AVAZTÜRK DERGİ'de...