Kulislere Sızan Fanzin Şok Etkisi Yaratacak!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni anayasa çağrısı ve muhalefetin sert yanıtları, siyasi arenayı ısıttı. Ancak perde arkasında, iktidarın söylem ve eylemlerinden ilham alan "trajijkomik" bir fanzin, olası bir anayasa değişikliğinin gerçek yüzünü tüm çıplaklığı

Türkiye siyasetinde yeni anayasa tartışmaları hararetini korurken, bu meselenin yalnızca görünen yüzüyle sınırlı olmadığını, çok daha derin ve endişe verici boyutlara sahip olabileceğini gösteren çarpıcı bir analiz, kulislere bomba gibi düştü. İşte bu tartışmaların perde arkasındaki gerçekler ve geleceğe dair sarsıcı öngörülerle dolu bu haberin devamı...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macaristan dönüşü uçakta yaptığı açıklamalarla, sivil bir anayasa oluşturulması için komisyonlar kurulması gerektiğini ve bu anayasanın hem "milli" hem de "yerli" olması gerektiğini belirtti. Erdoğan, bu yeni anayasada ilk dört maddeyle ilgili olarak AK Parti'nin veya diğer siyasi partilerin büyük çoğunluğunun bir sorunu olmadığını vurguladı. Kendi yeniden seçilme veya aday olma gibi bir derdi olmadığını da ifade eden Cumhurbaşkanı, erken seçim önerisine karşı çıkarak, "Yani erken seçim olduğu zaman ne olacak? Bunlar iktidara mı gelecekler?" şeklinde tepki gösterdi. Mevcut durumu "Türkiye şu anda tarihinin en istikrarlı, güçlü zamanlarını yaşıyor" olarak tanımlayan Erdoğan, terörü bitirmenin arifesinde olduklarını, enflasyonla topyekûn mücadeleyi başarıyla yürüttüklerini ve dış politikada Türkiye'nin yıldızının parladığını dile getirdi. Cumhur İttifakı olarak birilerinin keyfi için mevcut düzenin zarar görmesine müsaade etmeyeceklerini de sözlerine ekledi.

Erdoğan'ın bu çağrısına ilk ve en sert yanıt ise TELE1'de yayınlanan “Asıl Mesele” programında konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İçişleri Bakanlığı’ndan sorumlu gölge bakan Murat Bakan'dan geldi. Bakan, meselenin ilk dört madde olmadığını, muhalefetin bu iktidarla anayasa değişikliğine girmeyeceğini açıkça ifade etti. Murat Bakan, "Anayasayı tanımayan, AYM kaldırılsın diyen, kararlarını tanımayan, AYM kararına rağmen Can Atalay’ı cezaevinde tutan bir iktidardan bahsediyoruz" diyerek mevcut hükümetin anayasaya ve yargı kararlarına karşı tutumunu eleştirdi. Ayrıca, şu anki seçmen tercihlerinin Meclis aritmetiğine yansımadığını ve anayasayı tanımayan bir iktidarla anayasa çalışması yapmanın mümkün olmadığını da sözlerine ekledi. Tüm bu gelişmeler ışığında, siyasi kulislerde fısıltı gazetesiyle yayılan bilgiler, https://www.avazturk.com gibi bağımsız haber kaynaklarında yankı bulurken, iktidarın bugüne kadar sergilediği eylem ve söylemlerden ilham alarak hazırlanan trajikomik bir “fanzin”in içeriği, kamuoyunda büyük bir merak ve endişe uyandırmaya başladı.

İşte tam da bu noktada, Prof. Dr. Emre Kongar'ın iktidarın eylem ve söylemlerinden esinlenerek Anayasa ve erken seçim konularında hazırladığı "trajijkomik" fanzin devreye giriyor. Bu fanzin, iktidarın geleceğe dair olası adımlarını, abartılı ve hicivli bir dille, ancak oldukça çarpıcı maddelerle gözler önüne seriyor. Fanzin, erken seçimin gerekli olmadığını, çünkü iktidarın her zaman çok başarılı ve güçlü olduğunu savunarak başlıyor. Yargı, yasama, yürütme, iç ve dış politika ile ekonominin tek bir kişiye bağlı olduğunu iddia ediyor. Ayrıca, iktidarın Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) beğenmediği kararları uygulamayacağını, beğenmediği yasalara uymayacağını öne sürüyor.

Fanzinin dikkat çeken diğer maddeleri ise yerel yönetimlere ve muhaliflere yönelik potansiyel uygulamalara odaklanıyor. İktidarın seçimlerden sonra muhalif belediyelere el koyabileceği, seçilmiş başkanları görevden alıp hapse atabileceği belirtiliyor. Muhalif belediyelerde çalışanların veya bu belediyelerle iş yapanların da hapse atılabileceği, şirketlerine ve mallarına el konulabileceği ifade ediliyor. Parti genel başkanları, cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki rakip adaylar ve aday olacakların dahi hapse atılıp "orada unutulabileceği" gibi tüyler ürpertici senaryolar da fanzinde yer alıyor. Yargı sistemine dair eleştiriler de bu fanzinde keskin bir şekilde dile getiriliyor: Her yıl yeni bir Yargı Paketi çıkarılacağı, insanların önce suçlanıp hapse atılması, sonra yargılanmaları sağlanacağı, yargılamalarda gizli tanıklık ve itirafçılığın esas olacağı, delilden sanığa değil, sanıktan karara gidileceği belirtiliyor. Kararların sanıkların iktidarla olan ilişkilerine göre verileceği, kadınlara karşı işlenen suçlarda otomatik ceza indirimi, iktidara karşı işlendiği iddia edilen suçlarda ise otomatik ceza artırımı yapılacağı iddiaları da fanzinde yer alıyor.

Fanzin, seçim süreçlerine dair de şok edici öngörülerde bulunuyor: Oy sayımlarının yasalara göre değil, iktidarın kararlarına göre yapılacağı ve seçimlerin gerektiğinde iktidarın kararlarıyla tekrar edilebileceği vurgulanıyor. Diplomaların hangi koşullarda gerekli veya geçerli olup olmadıklarına iktidarın karar vereceği, gazetelerin, radyoların, televizyonların ve sosyal medyanın sadece iktidarın onayladığı haber ve yorumları yayınlayabileceği, eleştirel içeriklerin ise mahkeme kararı gerekmeksizin RTÜK tarafından cezalandırılacağı ileri sürülüyor. Temel hak ve özgürlüklerin, özellikle ifade ve medya özgürlüğünün, gösteri ve yürüyüş hakkının, iktidarın izin verdiği mekânlarda, zamanlarda ve konularda kullanılabileceği gibi kısıtlamaların da olabileceği belirtiliyor.

Ve şimdi, değerli meslektaşım, geleceğe dair en büyük soru işaretini ve kamuoyunda büyük bir şok dalgası yaratması beklenen o maddeye geliyoruz. Fanzinin son ve en tartışmalı maddesi, bu "yeni anayasa" ile bütün bu ilkelerin güvence altına alınmasının nasıl sağlanacağını açıkça ortaya koyuyor. Öyle ki, bu ilkelerin, iktidarın egemenliğinde ve yönetiminde oluşturulacak ve çalıştırılacak bir ortak komisyonda, PKK ile yapılan müzakerelerin ve ulaşılan uzlaşmaların gerekçe olarak kullanılması yoluyla sağlanacağı iddia ediliyor. Bu trajikomik fanzin, siyasi iktidarın mevcut söylem ve eylemlerinin nihai varış noktasını, oldukça sert ve uyarıcı bir dille tasvir ederken, kamuoyunun yeni anayasa tartışmalarına bu perspektiften bakması gerektiğini adeta haykırıyor.

Gündem Haberleri