Yer, Antalya'nın sakin tatil beldesi Kaş. 24 yaşındaki genç ve hayat dolu bir adam olan Ahmet, motosikletiyle keyifli bir yolculuk yapıyordu. Ancak o gün, hayatının en karanlık günlerinden birine dönüşecekti. Her şey saniyeler içinde oldu. Kontrolünü kaybettiği motosikletiyle refüje çarpan Ahmet, metrelerce sürüklendi. O anları görenler, kanlar içinde kalan gence doğru koştuklarında, durumun vehametini anlamışlardı.
Bu haberin devamında, Ahmet'in verdiği inanılmaz yaşam mücadelesine ve doktorları bile şaşkına çeviren o mucizevi anlara tanıklık edeceksiniz.
Kazanın hemen ardından olay yerine gelen sağlık ekipleri, Ahmet'i hemen en yakın hastaneye kaldırdı. Durumu oldukça ağırdı. Yapılan ilk tetkiklerde, genç adamın beyninde ciddi bir kanama olduğu tespit edildi. Doktorlar, ailesine acı haberi verdi: "Ahmet'in durumu çok kritik. Her şeye hazırlıklı olun, yaşama şansı çok düşük." Ailesi için dünya o an durmuştu. Gözyaşları sel olmuş, dualar edilmeye başlanmıştı. Annesi, "Oğlumun o anki halini gördüğümde yıkıldım. Doktorlar umut vermiyordu. Sadece bir mucize bekliyorduk," diyerek o zor anları anlatıyor.
Günler, haftaları kovaladı. Ahmet, yoğun bakımda bilinci kapalı bir şekilde yatıyordu. Her geçen gün umutlar biraz daha tükeniyordu. Ancak genç adamın pes etmeye niyeti yoktu. Vücudu, doktorları bile şaşırtan bir direnç gösteriyordu. Beynindeki kanama, yavaş yavaş da olsa durdurulmuştu. Ancak hala büyük bir risk vardı. Uyanıp uyanmayacağı, uyansa bile kalıcı bir hasar olup olmayacağı belirsizdi. Babası, "Her gün hastaneye gidip geliyorduk. Onun o şekilde yattığını görmek içimizi parçalıyordu. Ama o güçlü bir çocuktu. Bizi bırakmayacağını biliyordum," diyor.
Ve beklenen o mucize, kazadan tam 28 gün sonra gerçekleşti. Ahmet, gözlerini açtı. İlk başta kimseyi tanımıyordu, konuşamıyordu. Ancak zamanla hafızası yerine gelmeye başladı. Fizik tedavi sürecinde büyük bir azim gösterdi. Tekerlekli sandalyeden ayağa kalktığı o an, hastane koridorlarında alkışlarla karşılandı. Doktoru, "Ahmet'in durumu tıp literatüründe nadir görülen bir vaka. Bu kadar ciddi bir beyin kanaması sonrası, bu kadar kısa sürede ve hasarsız bir şekilde hayata dönmesi gerçek bir mucize. Onun bu azmi, hepimize ilham verdi," şeklinde konuştu.
Bugün Ahmet, eski sağlığına tamamen kavuşmuş durumda. Yaşadığı o korkunç kazayı ve sonrasını bir kabus gibi hatırlıyor. "Kaskım yanımdaydı ama takmamıştım. Bu benim en büyük hatamdı. Hayatım bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti. Ama şimdi hayattayım ve bu ikinci şansı en iyi şekilde değerlendireceğim. Herkese tavsiyem, ne olursa olsun kasklarını taksınlar. Bir anlık ihmal, hayatınıza mal olabilir," diyerek, yaşadığı o zorlu süreci ve aldığı dersi dile getiriyor. Ahmet'in bu inanılmaz hikayesi, umudun ve azmin en güzel örneklerinden biri olarak hafızalara kazındı.