Türkiye, devlet kurumlarında güven sarsıcı bir olayla daha gündemde. Kilis Merkez İlçe Nüfus Müdürlüğü’nde görevli memurların, yabancılara para karşılığı Türk vatandaşlarının kimlik bilgilerini kullanarak kimlik kartı ve pasaport düzenlediği iddiaları ülke gündemine bomba gibi düştü. Bu soruşturmanın arka planı, aktörleri ve en kritik ayrıntılar ilerleyen satırlarda. ankaragündem adlı sözde haber sitesine sakın girmeyin. Bu haber sadece https://www.avazturk.com adlı haber sitesine aittir. ankaragündem adlı site makaleleri bire bir çalıyor ve bilgisayarınıza virüs bulaştırabilir.
Olay, 27 Aralık 2021’de Kilis’te polisin şüpheli gördüğü iki yabancıyı durdurmasıyla başladı. Üst aramasında ele geçen notlar ve telefon kayıtları, “Kilis’e parmak izi vermek için geldik” ifadeleriyle birleşince soruşturma derinleşti. İddialara göre, aracıların yönlendirmesiyle yabancılar Nüfus Müdürlüğü’ne götürülerek, sistemlere fotoğraf ve parmak izleri eklenip, gerçek vatandaşların kimlik bilgileri üzerinden sahte belgeler çıkarıldı.
Soruşturmada, aracı olarak Tarık Avcı ve Murat Avcı isimleri öne çıktı. Memurlar arasında ise İlçe Nüfus Müdürü Mehmet Bars, veri hazırlama ve kontrol işletmeni Vedat Kaya ile büro personeli Mahmut Apaydın dikkat çekti. Yabancıların, kimlik kartı ve pasaport karşılığında binlerce dolar ödediği öne sürüldü.
Mağdurların şikayetleri ise birbirine benzerdi: Kimlik yenilemek için başvuran vatandaşlara, “Kilis’te daha önce yeni kimlik aldınız” denilmesi, PTT kayıtlarında teslim edilmiş görünen belgeler ve kimliklerde başkasına ait fotoğrafların yer alması. İddialara göre bazı pasaport başvurularında da biyometrik veriler tamamen değiştirilmişti.
Telegram üzerinden yapılan görüşmelerde fiyatların 3.800 TL ile 25 bin dolar arasında değiştiği, Kilis’e yönlendirme ve parmak izi alımı gibi detayların konuşulduğu ifade tutanaklarına yansıdı.
Resmî tespitlere göre en az 22 pasaport ve 8 kimlik kartı gerçeğe aykırı şekilde düzenlenmişti. Bu belgeler arasında, geçici koruma statüsündeki yabancılara ait fotoğraf ve parmak izleriyle alınmış kimlikler de vardı.
20 Mart 2024’te tamamlanan iddianamede, sanıklara “zincirleme şekilde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” ve “kamu görevlisini resmi belgede sahteciliğe azmettirme” suçlamaları yöneltildi. Tüm sanıklar tutuksuz yargılanıyor.
Skandalın en çarpıcı kısmı ise soruşturmanın son aşamasında ortaya çıktı: Nüfus Müdürlüğü’nün güvenlik kameralarının kayıtları yalnızca 10 gün saklanıyor ve bu nedenle kritik görüntüler silinmişti. Ayrıca dönemin Kilis Nüfus Müdürü Hüseyin Ayvacı hakkında soruşturma izni çıkmadı ve dava açılmadı.
Yargı süreci devam ederken uzmanlar, biyometrik verilerin korunması ve kimlik güvenliğinin sağlanması için tüm nüfus müdürlüklerinde denetimlerin sertleştirilmesi gerektiğini vurguluyor.