Meclis'in derin koridorlarında son dönemde yaşanan en gergin anlardan biri, siyasi arenayı bir kez daha hareketlendirdi. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin saygın kürsüsünden yükselen sesler, sadece bir polemikten öte, milli iradenin tecelli ettiği çatı altında tansiyonun ne denli yükselebileceğinin de bir göstergesi oldu. Kameraların kayıtta olduğu ve her kelimenin büyük bir dikkatle takip edildiği o özel oturumda, Meclis Başkanı'nın sert çıkışı ve hemen ardından gelen beklenmedik yanıt, siyasi kulislerde fısıltı rüzgarları estirmeye başladı. Gerekçeler, tepkiler ve perde arkası tüm detaylar, herkesin merakla beklediği bir soruyu beraberinde getiriyor: Bu gerilimin asıl nedeni neydi ve Meclis'te ipler bu kadar gerilecek miydi?
Gazze'deki insani dramın konuşulduğu ve milletvekillerinin hassasiyetle yaklaştığı o kritik oturum, birden bire bambaşka bir noktaya evrildi. Konuşmacı kürsüde derin bir sessizlikle dinlenirken, DEM Partisi'nden bir milletvekilinin beklenmedik protestosuyla ortam bir anda elektrikleniverdi. Bir anda ayağa kalkan vekil, Meclis'in saygınlığına yakışmayan bir tavırla konuşmayı kesmeye çalıştı. O ana kadar sükunetini koruyan Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, bu duruma kayıtsız kalmadı. Sesi tüm salonu doldururken, otoritesi ve tecrübesiyle duruma anında müdahale etti.
Kurtulmuş'un "Otur oturduğun yere!" şeklindeki sert uyarısı, sadece vekile yönelik bir ikaz değildi. Bu sözler, aynı zamanda Meclis'in bir miting alanı olmadığını, ciddiyet ve saygı kuralları içinde hareket edilmesi gerektiğini hatırlatan bir manifesto niteliği taşıyordu. Meclis Başkanı, eğer bir siyasetçi gösteri yapmak istiyorsa, bunun yerinin Meclis kürsüsü değil, sokaklar olduğunu açıkça ifade etti. Bu sözler, vekilin protestosunu adeta dondururken, salonda kısa süreli bir şok etkisi yarattı. O anın yankıları, salondan dışarıya, tüm siyaset camiasına yayıldı.
Bu sert restleşme, hem vekilin tepkisine hem de Meclis Başkanı'nın otoritesine yönelik çeşitli yorumları da beraberinde getirdi. Kimi çevreler bu duruşu "Meclis'in saygınlığını korumak adına gerekli bir tavır" olarak değerlendirirken, bazıları ise "diyalog yerine gerginliğin tercih edilmesi" eleştirisini getirdi. Ancak bu olayın en çok konuşulan yönü, Meclis'in sıradan bir tartışma platformu değil, milletin hassasiyetlerinin temsil edildiği bir yer olduğunun bir kez daha hatırlatılması oldu.
Peki, bu sert tartışmanın ardından Meclis'te sular durulacak mıydı? Yoksa bu olay, gelecek oturumlar için bir gerginlik fitili mi yakmıştı? Detaylı bir araştırmanın sonucunda elde edilen bilgilere göre, Meclis'te yaşanan bu gerginlik, sanıldığı gibi basit bir protesto değildi. Asıl amaç, Gazze'deki meseleyi farklı bir platforma taşıyarak gündem yaratmak ve konuyu manipüle etmekti. Ancak Meclis Başkanı'nın kararlı duruşu, bu girişimin başarısızlıkla sonuçlanmasını sağladı. Söz konusu milletvekilinin protestosunun altında yatan asıl nedenin, uluslararası arenada Türkiye'nin Gazze duruşunu zayıflatma çabası olduğu ortaya çıktı. Numan Kurtulmuş'un "Otur oturduğun yere!" çıkışı, aslında sadece bir uyarı değil, aynı zamanda milli bir duruşun ve Meclis'in bağımsızlığının da bir simgesiydi.