O Cinayetlerin Gizli Perdesi Aralanıyor

Türkiye'yi sarsan iki cinayet arasındaki tüyler ürpertici bağlantılar gün yüzüne çıkıyor. Şüpheli eski polis memurunun karanlık geçmişi ve adaletin zorlu yolu bu makalede sizi bekliyor. Sakın kaçırmayın!

Kayıp Gündem programının sunucusu, Türkiye'de her gün, hatta her saat değişen gündem içinde unutulan veya unutulmaya yüz tutan konuları ele almayı hedeflediklerini belirterek, bu hafta Türkiye'nin her gün bir kadının erkek şiddetine kurban gittiği acı gerçeğine ışık tutacaklarını ifade ediyor. Bugün ele alınacak olan ve aslında önlenebilir olmasına rağmen önlenemeyen cinayetlerden biri, valiz içinde cansız bedeni bulunan Ayşe Tokyaz cinayeti. Ancak bu hikaye, İstanbul'da bulunan Ayşe'nin cansız bedeninden çok daha önce, Diyarbakır'da 29 yaşındaki Türkmenistanlı Ecegül Övezova'nın şüpheli ölümüyle başlıyor ve hikayenin bu kadar trajik bir hal almasındaki tüm detayları öğrenmek için okumaya devam edin.

Program sunucusu, 24 Temmuz 2023 tarihinde Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde 29 yaşındaki Türkmenistanlı Ecegül Övezova'nın evinin penceresinden düşerek hayatını kaybettiği iddiasıyla ilgili bir vaka olduğunu aktarıyor. Ecegül'ün, olayın yaşandığı dönemde polis memuru Cemil Koç ile dini nikahlı olduğu biliniyor ve Koç'un ifadesinde olay sırasında lavaboda olduğunu, aşağı baktığında Ecegül'ün düştüğünü gördüğünü ve bunun bir intihar olabileceğini belirttiği ifade ediliyor. Cemil Koç'un son görev yerinin Diyarbakır olduğu ve sonrasında memurluktan ihraç edildiği bilgisi verilirken, Ecegül'ün ölümüyle ilgili iki yıl öncesinde basına herhangi bir haber yansımadığı da özellikle vurgulanıyor, bu durum Türkiye'deki göçmen kadınlara yönelik tutumun bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Bu iki yıllık sessizliğin ardındaki gerçeği keşfetmek için okumaya devam edin.

Program sunucusu, Diyarbakır'daki bu olayın ardından iki yıl sonra, 22 yaşındaki Hataylı hemşirelik öğrencisi Ayşe Tokyaz'ın cansız bedeninin İstanbul'da bir valizin içinde bulunduğunu dile getiriyor. Ayşe'nin ön otopsi raporuna göre başına aldığı darbeler sonucu hayatını kaybettiği belirtilirken, cinayet şüphelisi olarak yine eski polis memuru Cemil Koç işaret ediliyor. Program sunucusu, Koç'un Ayşe'nin ölümüyle ilgili olarak, kadın cinayetlerinde sıkça karşılaşılan bir savunma yaparak "madde etkisiyle merdivenlerden düştü" şeklinde ifade verdiğini aktarıyor. Şüpheli Cemil Koç'un meslekten ihraç edildikten sonra dahi kendisini polis olarak tanıtmaya devam ettiği biliniyor; hatta şüphelilerden birinin avukatının, tanıdığı bir kişinin ricasını yerine getirdiğini, sadece bir polise yardım etmek istediğini ve basit "getir götür" işlemi yaptığını savunduğu belirtiliyor. Bu şaşırtıcı detayların ardındaki ağları çözmek için okumaya devam edin.

Ayşe Tokyaz cinayetinin kamuoyunun gündemine gelmesinde en kritik rolü oynayan ise Ayşe'nin ikiz kardeşi Esra Tokyaz oldu. Program sunucusu, Ayşe öldürülmeden önce, Esra'nın kardeşinin can güvenliğinden endişe ederek polise defalarca şikayette bulunduğunu ancak Esra'nın poliste karşılaştığı muamelenin ne yazık ki basına da yansıdığını belirtiyor. Ayşe Tokyaz ailesinin avukatı Begüm Osma Yılmaz, Esra'nın adalet arayışındaki feryadının dosyayı gündeme taşıdığını ifade ederek, "Ben ciddiye alınmıyorum, ben oyalanıyorum, ben her gittiğim kapıdan bir şekilde kapılar yüzüme kapanarak çıkmak durumunda kaldım" sözlerini aktarıyor. Avukat Yılmaz, Esra'nın cinayetten önce bir kez ve cinayetten sonra kısa bir beyanının kayda geçtiğini ancak Esra'nın bu süreçlerden önce "Ben tek başıma kadın başıma bu süreci devam ettiremiyorum, o yüzden sizlerden destek istiyorum" diyerek karakolların kapısını birçok kez aşındırdığını belirtiyor. Esra'nın savcılıkta ifade verirken dahi "sadece bir kayıp başvurusuymuş gibi alalade bir başvuruymuş gibi kısacık yarım sayfa beyan alındığı" ifadesinin trajik gülüşmelerle karşılandığı bu olayların derinliklerine inmek için okumaya devam edin.

Esra Tokyaz'ın can güvenliği endişelerine rağmen herhangi bir adım atılmadığı, aksine evine geri gönderilmek istendiği ve gönderildiği bilgisi Ayşe Tokyaz ailesinin avukatı Begüm Osma Yılmaz tarafından teyit ediliyor. Avukat Yılmaz, bazı memurlar tarafından Esra'ya "Bu adamın biz bu kıza zarar vereceğini düşünmüyoruz, sen şu anda fazla endişe barındırıyorsun içinde, kardeşin şu anda bir yerde alkollü içkisini yudumluyordur keyfi yerindedir, sen yurduna geri dön" gibi açıkça yönlendirme içeren ve bir polis memurundan beklenmeyecek ifadelerin kullanıldığını dile getirerek, durumun oldukça trajik olduğunu vurguluyor. Bu ihmali olan polis memurları hakkında savcılık tarafından kendiliğinden soruşturma başlatıldığını, mali suçlar ve memur suçları bakımından iki ayrı dosya kapsamında ilerlediğini aktaran Avukat Yılmaz, bu dosyaların Ayşe'nin cinayet dosyasıyla birleşmesi halinde soruşturmanın sürüncemede kalmaması için ayrıldığını ancak kararların birbirini etkileyeceğini ifade ediyor. Bu ihmaller zincirinin arkasındaki gerçekleri ve neden açığa çıkmadığını anlamak için okumaya devam edin.

Program sunucusu, Cemil Koç'un "cezasızlık zırhına" bürünmesini anlamak adına Ecegül Övezova'nın Diyarbakır'daki ölümüne geri dönmek gerektiğini belirtiyor. Avukat Begüm Osma Yılmaz, Ecegül'ün ölümüne dair soruşturmanın iki yıl sürmesinin "mümkün olmadığını" net bir şekilde ifade ediyor. Yılmaz, tek bir şüpheli ve tek bir ölümün söz konusu olduğu, beklenen tüm raporların dosyaya girmiş olduğu bir durumda iki yıl beklemenin mantıksız olduğunu vurguluyor. Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi'nden alınan bilgilere göre, iddianamede olay yerinde sehpa üzerinde, yatak kenarında ve çamaşır makinesindeki yorganda Ecegül'e ait kan izleri tespit edildiği, ayrıca Ecegül'ün tırnağında ve Cemil Koç'tan alınan DNA örneklerinin eşleştiği ve bunun boğuşma sonucu olduğuna yönelik bir tespitin yer aldığı belirtiliyor. Bu delillerin, Koç'un "intihar etti" iddialarını çürüten aleyhte deliller olduğu ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle tutuklandığı aktarılıyor. Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi'ndeki avukatların, failin erkek kardeşi ve eşinin "Ecegül'ün psikolojisinin bozuk olduğu, burnunun kanadığı" gibi çocukların bile inanmayacağı iddialarını reddettiği belirtiliyor. Bu akıl almaz gecikmenin ve savunma stratejilerinin ardındaki sır perdesini aralamak için okumaya devam edin.

Program sunucusu, Diyarbakır'daki soruşturmanın bu kadar uzun sürmesinin Cemil Koç'un "arkasının sağlam olduğu" yönündeki iddiaları güçlendirdiğini, bu gecikme yaşanmasaydı belki de Ayşe Tokyaz'ın hayatta olabileceğini dile getiriyor. Avukat Begüm Osma Yılmaz, bu dosyaya taraf olduğundan beri "çeteleşme vardır" demese bile "örgütlü bir kötülük olduğunu" söylemekten asla çekinmediğini belirtiyor. Yılmaz, kadın hukukçular olarak karakola gittiklerinde kadınların beyanlarına itibar edilmemesi, "kocamdır" denilerek kapı dışarı edilme meselesiyle yıllardır karşılaştıklarını ancak Esra'nın güçlü sesiyle bu durumun kamuoyuna yansımasının ilk kez bu denli güçlü olduğunu ifade ediyor. Yılmaz, "gerçekten burada bir kötülük dayanışması olduğu kanaatindeyim, buna da soruşturma neticesinde zaten çeteleşme var mı yok mu benim kanaatim %80 var buna ulaşacağız" diyerek şüphelerini dile getiriyor. Bu tür olaylarda devletin bir yükümlülüğü olup olmadığını ve Ayşe'ye gelene kadar basına yansımadığı için kadın cinayetlerinin neden "politik meselelerden bahsediyorsunuz?" diye marjinalleştirildiğini sorguluyor. Bu sistematik sorunun köklerine inmek için okumaya devam edin.

Avukat Begüm Osma Yılmaz, kadın cinayetlerinin "politik" olduğunu ve İstanbul Sözleşmesi ile 6284 sayılı kanunun uygulanmadığı sürece bu acıların devam edeceğini üzülerek belirtiyor. Yılmaz, polisin kapısına giden kadınların geri çevrilmemesini, anayasada güvence altına alınan eşitlik haklarının adalet önünde, karakolda, sokakta ve iş hayatında eşit bir şekilde uygulanmasını istediklerini vurguluyor. Müvekkili Esra Tokyaz'ın mücadelesinin önemine değinen Yılmaz, Esra'nın mahkeme salonlarında ikna edemedikleri hakimlerin gözlerinin önüne "Ben bunu yaşadım, bunlar da benim delillerimdir" diyerek durumu serdiğini ve bunun kadın mücadelesine çok ciddi bir katkı sağladığını ifade ediyor. Bu tür olayların sadece bir ölüm meselesi değil, aynı zamanda devletin kadınları koruyamadığı ciddi bir sistem hatası olduğunu gösteren bu olayın tüm ayrıntıları için okumaya devam edin.

Program sunucusu, Ayşe Tokyaz cinayetiyle ilgili olarak İçişleri Bakanlığı'nın bir mülkiye müfettişi ve bir polis müfettişi görevlendirdiğini, bu soruşturmanın Cemil Koç'un maddi kaynaklarına ve bağlantılarına ışık tutmasını beklediklerini aktarıyor. Avukat Begüm Osma Yılmaz, müfettişlerle bizzat görüştüğünü ve kendilerine "o raporu okuduğunuzda kafanızdaki tüm soru işaretleri ortadan kalkacak ve bu çok uzun sürmeyecek" dendiğini belirtiyor. Avukat Yılmaz, Ayşe'nin soruşturma dosyası haricinde yürüyen memur suçları ve mali suçlar dosyalarının, İçişleri Bakanlığı'nın raporuyla aydınlanacağını umut ediyor. Cemil Koç'un sanal sistemler üzerinden "coin" kazanma iddiaları, FETÖ döneminden kalma başka kazançları olabileceği yönündeki şüpheler ve onu 58 milyon TL'lik bir servete ulaştıran, yasal yollarla açıklanamayan kazancının kaynağı sorgulanıyor. Koç'un Ayşe'nin cesedini saklaması için bir kişiye 500 bin TL teklif ettiği, aynı zamanda rüşvet, silah kaçakçılığı, tehdit, hakaret, kasten yaralama ve uyuşturucudan da sabıkası olduğu bilgileri, bu servetin karanlık bağlantılarını işaret ediyor. Cemil Koç'un sahip olduğu bu "cezasızlık zırhı"nın ardındaki tüm bu karanlık ilişkilerin çözümlenmesi için İçişleri Bakanlığı'nın ve adli kurumların şeffaf bir soruşturma yürütmesi bekleniyor.

Çocuklar ve Kadınlar Derneği olarak dosyayı gönüllü olarak takip ettiklerini belirten Avukat Begüm Osma Yılmaz, bu davanın temelinde politik bir mücadele yürüttüklerini, kadın cinayetlerinde işleyemeyen mekanizmalar ve sistematik bir "kötülük zinciri" olduğunu vurguluyor. Ayşe'nin dosyasının, devletin Ayşe'yi koruyamadığı çok ciddi bir cinayet dosyası olduğunu belirten Yılmaz, basın emekçilerinden ve kamuoyundan destek talebinde bulunuyor çünkü Esra'nın güçlü sesi olmasa belki de bu dosyanın bu denli gündeme gelmeyeceğini ifade ediyor. Ecegül'ün meselesinde Cemil Koç'un sadece 1 ila 3 gün arasında gözaltı ve tutukluluk süreci geçirmesi ve ardından adli kontrolle serbest bırakılması, bu davanın Ayşe'nin ölümüne giden süreçte ne kadar kritik bir dönüm noktası olduğunu gösteriyor. Şu anda Ayşe Tokyaz cinayeti kapsamında Cemil Koç dahil 13 kişinin tutuklu olduğu ve dosyada gizlilik kararı bulunduğu biliniyor. İddianamenin adli tatil sonrası hazırlanmasıyla gizlilik kararının kalkacağı ve daha detaylı bilgilerle kamuoyunun aydınlatılacağı umuluyor. Bu davanın, sadece bir kadın cinayeti davasından öte, buradan adaletin çıkması halinde bahsi geçen bağlantıların ve muhtemel bir "çeteleşmenin" de ortaya çıkması anlamına geleceği ifade ediliyor. Bu önemli gelişmeleri ve daha fazlasını takip etmek için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz. Avukat Yılmaz'a göre ne kadar gündemde kalır ve destek sağlanırsa, bu dosya Türkiye'deki her bir kadın için çok ciddi bir güç olacaktır.

Yaşam Haberleri