Döviz kurları salı gününde dalgalı bir seyir izliyor. Dolar/TL, euro/TL ve sterlin/TL kritik seviyelerin üzerinde hareket ediyor. Peki döviz kurları salı günü nasıl seyrediyor? Dolar/TL, saat 13:35 itibariyle 23,60 seviyesinden işlem görüyor. Dolar/TL, gün içinde 23,67 seviyesine kadar yükselirken, 23,41 seviyesine kadar geriledi. Dolar/TL’de %-0,04’lük bir değişim yaşanıyor.
Euro/TL, saat 13:35 itibariyle 25,78 seviyesinden işlem görüyor. Euro/TL, gün içinde 25,92 seviyesine kadar yükselirken, 25,67 seviyesine kadar geriledi. Euro/TL’de %-0,24’lük bir değişim yaşanıyor.
Sterlin/TL, saat 13:35 itibariyle 30,20 seviyesinden işlem görüyor. Sterlin/TL, gün içinde 30,38 seviyesine kadar yükselirken, 30,16 seviyesine kadar geriledi. Sterlin/TL’de %-0,11’lük bir değişim yaşanıyor.
Ekonomi yazarı Remzi Özdemir, seçimlerin ardından doların yükselişini sürdürmesiyle ilgili çarpıcı bir analiz yaptı. Özdemir, Türkiye'nin yeni ekonomik yönetiminin dolar bulmak için başvurduğu yöntemleri eleştirdi ve doların düşmesi için üç olasılığı sıraladı.
Seçime 20 liranın çok az altında giren dolar göz açıp kapayıncaya kadar 23 liranın üzerine çıktı. Dolardaki bu yükseliş bir kez daha aynı soruyu gündeme getirdi: Yükseliş nereye kadar? Türkiye'de bu kafa olduktan sonra daha çok yükselir demek geliyor insanın içinden ama bu soruya işaretleri okuyarak yanıt vermek en doğrusu. İşaretler ne diyor bize: İlk işaret yeni bir ekonomik yönetimi karşımıza çıkardı. Bu yönetime iyi bakmak lazım.
Mehmet Şimşek Ekonomiyi Düzeltebilir mi?
Yönetim derken Mehmet Şimşek ve Amerika’dan getirttirdiği hanım efendi. İlk olarak Mehmet Şimşek ne yapabilir? Mehmet Şimşek’in bu dönemde kurtarıcı olarak gelmesi benim aklıma Tansu Çiller döneminde Hazine Müsteşarı olan Osman Ünsal geliyor. 1994 yılında benzer bir krizde uçaktan poz vermiş elindeki Bond çantayı gösterip “Samuray parası geliyor” demişti. Tabii ki Samuray yani Japon sermaye Türkiye’ye gelmedi ve ülke iflasın eşiğine geldi. Şimdi Mehmet Şimşek benzer bir geziye çıkıyor. Bu kez rota körfez ülkeleri ve Londra. Mehmet Şimşek’in tıpkı Osman Ünsal gibi uçakta Bond çanta ile poz verecek mi bilmem ama spekülasyonlar havada uçuşuyor.
Körfez’den 20-30 ve Londra’dan 40 milyar dolar getireceği. Tabii ki Merkez Bankası ’nın çiçeği burnunda ve çiçek gibi Başkanı Hafize Hanım’da boş duracak değil ya. Onca yıl Amerika’da CEO olarak çalıştı bir iki bankadan 5-10 milyar dolar getirir(!) Yıl sonuna kadar da 30-40 milyar dolarda turizm geliri gelir. Alsın ise krizin bittiğini gösteren senaryo. Bu olabilir mi? Olmaz! Burada bahsedilen paralar öyle böyle paralar değil. Dünyanın dolar kıtlığı yaşadığı bir dönemde kolay bulunacak rakamlar değil.
Körfez neden Mehmet Şimşek bakan oldu diye para versin? Paralarını ortada mı bulular? O kadar kafayı yemiş insanlar mı? Körfez sermayesi Türkiye’de satın aldıkları bankalara önce sermaye koysunlar. Bakın sahip oldukları bankalara yıllardır tek bir sent sermaye artırmadılar. Mehmet Şimşek onlara ne taahhüt edecek ki paralarını kasası ekside olan bir ülkeye getirsin.
Avrupa'dan Para Akışı Olur mu?
Gelelim Londra’ya. Şimşek daha önce tanıdığı fon yöneticilerine ne diyecek? “Hans, Sam, Henry, Tony, Coni ve Frank Türkiye’de büyük bir pasta var paranızı getirin” mi diyecek? Başkalarının parasını yöneten ve sıkı denetlenen bu fonların yöneticileri “Mehmet bizi çağırdı” diye koşarak Türkiye’ye milyarlarca dolar mı sokacak? Yok öyle bir dünya. Bu fonların Türkiye’ye gelmesi için önce yapısal reformların yapılması lazım. Yani başka hukuk reformu. Yani adam bilecek ki, başım sıkıştığında Türk mahkemeleri beni korur diye. En önemlisi yarın istediği zaman parasını alıp gidebileceğini bilmeli.
Londra Swap piyasası halen kapalı ve yabancılar TL için yüzde 800-1000 faiz ödüyor. Bunu kanalı açtınız diyelim yeniden kapanmayacağının garantisini verebilecek misiniz? Ortada bir seçilmiş var o da Erdoğan. Erdoğan Mehmet Şimşek’i daha önce olduğu gibi bir kez daha kovmayacağını kim garanti edebilir? Peki Şimşek ne yapacak? Ya da elinde ne var? Tek silah var o da faiz. Yani dövize karşı faiz silahını çekecek. NASI’ı yok hükmünde görüp faiz arttıracak. Faiz artarsa dolar gelir mi? Elbette gelir! Kısa vadeli vur-kaç fonlar gelir. Türkiye’nin kanını biraz daha emmek için gelir. Bu da bizim daha çok vergi ödeyip bu adamlar için çalışmamız anlamına gelir. Şimdi soruyorum bu işaretlere bakarak dolar sizce düşer mi? Ekonomi yazarı Remzi Özdemir, bu soruya net bir yanıt veriyor: Düşmez! Özdemir, doların yükselişinin devam edeceğini ve Türkiye'nin IMF'ye gitmek zorunda kalabileceğini söylüyor.
Özdemir, Milli Gazete'de yayınlanan son yazısında, Türkiye'nin ekonomik krizden çıkması için üç yolunun olduğunu savunuyor: IMF, faizi yükseltme ve doları serbest bırakma. Özdemir, bu üç olasılığın da Türkiye'de dar gelirlinin hayatını daha da zorlaştıracağını ve fakirliğin daha da artmasına neden olacağını vurguluyor. Özdemir, "Bilinçsiz yönetim modeli bedelinin Türkiye’ye çok ağır olacağını" belirtiyor. Özdemir'in yazısından bazı bölümler şöyle:
Türkiye Yeniden IMF'in Kapısını Çalabilir!
"IMF: Türkiye acil olarak Uluslararası Para Fonu IMF'ye gidebilir. Sonuçta gurur yapmanın bir alemi yok. Sen bu fonun üyesisin ve çok ucuz kaynak bulabilir Türkiye. Türkiye'nin acil olarak 30 milyar dolar civarında bir para girişine ihtiyacı var. Bu parayı IMF'den ancak alabiliriz. Tabii ki IMF yapısal reform isteyecektir. Bağımsız bir Merkez Bankası. Bu da bu iktidarın hesabına gelmez. Gelse de \"IMF bizden borç istedi\" sözü bu hesabı bozuyor. Yıllarca sen meydanlarda \"IMF bizden borç istedi\" de sonra IMF’nin kapısına git. Bunu yapamaz. Yapsa bile son çare olarak yapar. Yine de çok zayıf bir olasılık.
FAİZ YÜKSELTME
İkinci çözüm faiz yükseltmek olacaktır. Merkez Bankası’nın faiz yükseltmesi çok önemli. Çünkü dünyaya da aynı zamanda "Biz artık faizin enflasyona neden olduğu saçma sapan tezi bıraktık. Artık faiz enflasyonu düşürür" mesajını vermiş oluruz. Bu da Türkiye’ye güveni arttırır ve dolar gelir. Ama bu da kolay değil. Çünkü faiz yükseltmek demek ekonomiyi daraltmak demek. Ekonomiyi daraltmak demek de işsizliği arttırmak demek. İşsizlik arttıkça da sosyal patlama riski artar. Bu da bu iktidarın hesabına gelmez.
DOLARI SERBEST BIRAKMA
Üçüncü çözüm ise doları serbest bırakmak olacaktır. Yani Merkez Bankası’nın döviz rezervi eksi 50 milyar dolara düştüğü için artık doları savunamayacağını ilan etmek ve doların piyasada ne kadar ederse o kadar olmasına izin vermek olacaktır. Bu da doların çok hızlı bir şekilde yükselmesine neden olur. Bu da ithalatı azaltır ve cari açığı kapatır. Ama bu da kolay değil. Çünkü dolar yükseldikçe enflasyon da yükselir. Enflasyon yükseldikçe de reel gelirler erir. Reel gelirler eridikçe de fakirlik artar. Bu da bu iktidarın hesabına gelmez.
Sonuç olarak her üç olasılık da Türkiye’de dar gelirlinin hayatını daha da zorlaştıracak ve fakirliğin daha da artmasına neden olacak.
Bilinçsiz yönetim modeli bedelinin Türkiye’ye çok ağır olacağını görmek için kahin olmaya gerek yok.
Remzi Özdemir, Türkiye’nin ekonomik krizden çıkması için üç yolunun olduğunu savundu ancak hiçbirinin kolay olmadığını ve hepsinin de bir bedeli olduğunu vurguladı.
Özdemir, doların yükselişinin devam edeceğini ve Türkiye’nin IMF’ye gitmek zorunda kalabileceğini söyledi.
Özdemir’in bu çarpıcı analizi, ekonomideki gidişatla ilgili merak edilen sorulara ışık tutuyor. Peki siz ne düşünüyorsunuz? Dolar sizce düşer mi? Türkiye IMF’ye gider mi? Faiz yükseltilmeli mi? Dolar serbest bırakılmalı mı? Yorumlarınızı bekliyoruz.