Saraydan Geldi, Siyasetin Kalbine Bomba Gibi Düştü

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'dan yeni anayasa tartışmalarına damga vuran "Referandumsuz yeni anayasa olmaz" çıkışı! Halkın anayasa taleplerinin derinliği ve referandumun kaçınılmazlığına dair çarpıcı detaylar, siyasetin seyrini değiştirecek...

Türkiye siyaseti bir kez daha nefeslerini tuttu, zira Saray'dan gelen tek bir açıklama, 'yeni anayasa' tartışmalarının seyrini tamamen değiştirecek potansiyele sahip! Makalenin devamı için lütfen okumaya devam edin.

Son günlerde iktidar cephesinin hararetle dillendirdiği 'yeni anayasa' çalışmaları, gözlerin çevrildiği kritik bir gündem maddesi haline gelmişti. AKP’nin bu süreç için özel olarak kurduğu komisyonun geçtiğimiz haftalarda ilk toplantısını gerçekleştirmesiyle birlikte, Meclis'te doğrudan kabul için yasalara göre en az 400 milletvekilinin onayı gerektiği biliniyordu. Ancak tam da bu noktada, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’dan gelen çarpıcı bir açıklama siyasi kulislerde adeta bomba etkisi yarattı! Uçum, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımlarda, yeni anayasa teklifi TBMM’de 400 veya daha fazla oyla kabul edilse bile, milletin onayına sunulmadan yürürlüğe giremeyeceğini net bir dille ifade etti ve "Referandumsuz yeni anayasa olmaz" diyerek tartışmaların seyrini radikal bir şekilde değiştirdi. Sözcü gazetesinin 20 Temmuz 2025 tarihli haberinde yer alan bu gelişme, Türkiye'nin siyasi geleceği açısından büyük bir önem taşıyor.

Mehmet Uçum, özellikle "halkın anayasa gündemi yok" iddiasının çarpıtma ve fikri yetersizlik olduğunu vurgulayarak, bu tezi kökten reddetti. Uçum'a göre, demokrasilerin rutin işleyişinde halk, anayasa konusundaki beklentisini doğrudan hukuki dille ifade etmez; ancak halkın değişim veya gelişim yönündeki siyasi, ekonomik, kültürel ve adalete ilişkin her türlü düşüncesinin hukuksal karşılığına bakıldığında, anayasal taleplerin varlığı aşikardır. Halkın sisteme ilişkin daha iyiyi hedefleyen beklentilerinin yasa veya tali mevzuatla karşılanamaması durumunda, anayasal norm ihtiyacı doğar ki bu, halkın anayasa talebi olarak anlaşılmalıdır. Yani demokratik siyasetin temel görevi, halkın somut olarak hangi konu olursa olsun, daha adil ve iyi işleyen bir düzen isteğini, anayasa altı normlarla karşılanamayan talepler açısından, anayasal değişim ihtiyacı olarak tercüme etmektir. Halkın genel ve güncel sorunların çözümüne yönelik beklentisi, gelişmiş kurallar ve kurumlar gerektirdiğinde, bunların bir kısmı norm seviyesi nedeniyle anayasa talebi olarak ortaya çıkar. İşte bu derinlemesine analiz, sıradan bir siyasi açıklamanın ötesine geçerek, anayasa yapım sürecine yeni bir boyut kazandırıyor ve bu konudaki kapsamlı görüşler için https://www.avazturk.com gibi detaylı analizlere yer veren platformların ne denli önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor.

Uçum, halkın somut taleplerini çeşitli örneklerle detaylandırdı. Örneğin, pahalılıkla mücadelede gerek duyulduğunda tavan fiyat uygulanmasına yönelik halkın beklentisi anayasal talep olarak kabul edilmelidir. Makul ve insanca yaşama hakkına ilişkin halkın istekleri, anayasada böyle bir hakka yer verilmesi şeklinde somutlaşabilir. Yine halkın, hiç kimsenin geçim sıkıntısı içinde olmaması dileği anayasada asgari geçim desteği veya asgari gelir hakkı gibi güvencelere dönüşebilir. Seçmen iradesinin milletvekili seçim süreçlerinde daha etkili olmasına yönelik halkın istekleri "geri çağırma hakkını" içeren bir anayasal kural ve kurum olabilirken, halkın yasama süreçlerinde daha aktif olma isteği anayasada yer alması gereken, halkın kanun teklif etmesine ilişkin bir hak ve yetki talebi olarak kabul edilebilir. Bu gibi sayısız örnek, "halkın gündeminde yeni anayasa talebi yok" görüşünün, halkın taleplerinin devrimci dinamiğini ve gelecek perspektifini göz ardı eden, olgusal karşılığı olmayan, yüzeysel bir tespit olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Mehmet Uçum'un açıklamaları, siyasal anayasa ve hukuksal anayasa ayrımını da netleştirdi. Uçum'a göre, siyasal anayasa, halkın sisteme ve düzene ilişkin tasavvuru ile daha iyiye yönelik taleplerinin ve ihtiyaçlarının ortaya koyduğu anayasadır ve bunun unsurları, halkın demokratik ve meşru temsilcisi olan siyasi partilerin 'talep siyaseti' yapan programlarında daha net olarak görülebilir. Halkın ortaya koyduğu siyasal anayasanın hukuksal tercümesinin yapılarak halkın temsilcilerinden oluşan Meclis'te bütünsel bir kanun olarak kabul edilmesi ve halkın onayıyla yürürlüğe girmesi halinde ise hukuken yeni anayasa söz konusu olur. Bu ayrım, anayasa yapım sürecinin sadece teknik bir mesele değil, aynı zamanda derin bir toplumsal uzlaşı ve halk iradesi yansıması olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Peki, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'un ısrarla vurguladığı bu "Referandumsuz yeni anayasa olmaz" çıkışının perde arkasında yatan asıl, en kritik sebep neydi? Siyasetin en tepe noktasından gelen bu açıklamanın, Meclis'teki 400 vekil eşiğini aşsa bile referandumu neden zorunlu kıldığı merak konusuydu. İşte Uçum, bu sorunun yanıtını iki ana sebeple açıkladı ve bu nedenler, Türkiye'nin anayasal geleceği için kader belirleyici bir nitelik taşıyor: Birinci ve en temel sebep, asli kurucu irade olan halkın onayıyla demokratik meşruiyeti tamamlama zorunluluğudur. Yani anayasa, sadece vekillerin değil, doğrudan milletin onayını alarak gerçek gücüne kavuşabilir. İkinci sebep ise, halkın siyasi anayasa tasavvuruna uygun bir hukuki metnin Meclis'te kabul edilip edilmediğini halkın denetleme hakkının gereğidir. Bu, anayasa metninin halkın beklentileriyle ne denli örtüştüğünü denetleme yetkisinin doğrudan millette olduğunu gösteriyor. Uçum'un "Referandumsuz yeni anayasa olmaz" sözü, bu iki hayati gerekçeyle birlikte, halkın her zaman sisteme ilişkin daha iyiyi istediği ve bu nedenle yeni anayasanın halkın olağan ve dinamik gündemi olduğu gerçeğini temel alıyor. Temsili kurucu irade olan Meclis'in, yeni anayasayı, halkın daimi anayasa gündemini ve asli kurucu irade olan halktan onay alma zorunluluğunu dikkate alarak yapması gerektiği, işte bu kritik noktada netleşiyor. Türkiye siyasetinin geleceğine yön verecek bu gelişmeleri ve derinlemesine analizleri takip etmek isteyenler için https://www.avazturk.com gibi platformlar, önemli bir ışık kaynağı olmaya devam edecek. Bu açıklamalar, anayasa sürecinin sadece bir yasama faaliyeti değil, milletin iradesinin doğrudan yansıması olduğunun altını bir kez daha çiziyor ve önümüzdeki dönemde yaşanacakların, Türkiye'nin siyasi tarihinde bir dönüm noktası olabileceğini müjdeliyor!

Gündem Haberleri