Süresiz Nafaka’da bir skandal daha: Yeni ‘eşiyle’ ‘nikahsız’ yaşayan eski eş, nafaka arttırma davası açtı

Süresiz Nafaka yazı dizimizin bugünkü konuğu, Boşanmış İnsanlar ve Aile Platformu üyesi M.M. oldu. Stratejik bir kurumda çalışan M.M. yaşadıklarını AVAZTÜRK’e anlattı.

- Dilerseniz ilk eşinizle yaptığınız evlilikten bahsedelim biraz.. Nasıl tanıştınız ve ne kadar süreyle evli kaldınız?

- İlk eşimle bir arkadaş tavsiyesiyle tanıştım. 7-8 ay kadar bir sürede birbirimizi tanımaya çalıştık. Bu süre içinde hayata bakışımızın ve evlilikten beklentimizin aynı olduğunu görünce evlilik kararı aldık. 13 yıl evli kaldık ve iki tane çocuğumuz oldu.

- 13 yıldan sonra, özellikle de iki çocuk varken boşanmak kolay olmasa gerek..

Evet çok zor bir süreçti. Evliliğimizi kurtarabilmek adına elimden gelen her şeyi yaptım. Çocuklarımın anne babasız büyümesini de istemiyordum. Bir süre mücadeleden sonra eski eşimin boşanmakta kararlı olduğunu görünce ben de kabul ettim ve anlaşmalı olarak boşandım. Boşanabilmek için benden istediği ne varsa hepsini kabul ettim. Ziynet ve ortak kullanılan eşyalar, maddi ve manevi tazminat ve çocuklarımızın velayeti. Çocuklarımın annede kaldığı sürede onları görmemle ilgili sıkıntılar başlayınca velayetin değiştirilmesi davası açtım ve bir yıllık bir mücadeleden sonra çocuklarımın velayetini aldım. İlk evliliğim bu şekilde sonuçlandı.

- Anlıyorum geçmiş olsun. Size asıl sıkıntı yaşayan ikinci evliliğiniz sanırım. İkinci evliliğiniz nasıl oldu, nasıl tanıştınız eşinizle?

Teşekkür ederim. Boşandıktan sonra elimden geldiğince çocuklarıma hem ana, hem baba olmaya çalıştım. Annem de bu konuda bana çok destek oluyordu. Hatta bir süre birlikte de yaşadık. Ama zaman geçtikçe insan, yanında biri olsun istiyor. Yeni bir yuva kurma düşüncesiyle arkadaşımın tavsiyesi ile eşinden ayrılmış, bir kızı olan ve düzenli çalışmayan bir hanım ile tanıştım. Tekstilde sigortasız çalıştığını, ara ara işe gitmediğini ve babasının desteği ile hayatına devam ettiğini söyledi. Yaklaşık 10 ay gibi bir tanıma sürecinden sonra, çocuklarımızın da birbiriyle iyi anlaştığını görünce evlilik kararı aldık.

- Sorunlarınız ne zaman başladı?

Nikahtan sonra yeni yuvamızda birlikte yaşarken, eski eşimin çocuklarımız arasında ayrım yaptığını fark ettim. Bu iddiayı ilk olarak çocuklarım bana söylemişti ancak inanmak istememiştim. Bir süre dikkat edince doğru olduğunu gördüm. Ben çocuklarımızın üçüne de maddi manevi aynı ilgiyi gösterirken, kendisi yalnızca kendi çocuğu için emek veriyordu.

Evliliğimizin altıncı ayı dolmuştu. Telefonda çok sık konuştuğu bir arkadaşı vardı ve arkadaşının eski eşimi dolduruşa getirdiğini düşünür olmuştum. Bir gün ortada hiçbir şey yokken boşanmak istediğini söyledi. Nedenini sorduğumda inanın verecek cevabı bile yoktu. Çünkü hem kendisi, hem çocuğu evimizde sevilip sayılıyor; bırakın şiddet ya da darp olayını, evimizde yüksek sesle bile konuşulmuyordu. Ancak kendisi boşanmakta kararlıydı. Ve kendince bunun için bir bahane aramaya başladı. Yanlış bir şey bulup bana karşı kullanma amacıyla telefonlarımı bile karıştırıyordu ancak bir şey bulamadı tabii... En sonunda da kızını alarak evi terk etti. Evliliğimizi kurtarmak için çok çabaladım, çok dil döktüm. ‘’Tekrar deneyelim, biraz süre ver, çocuk sahibi de oluruz..’’ dedim ama dinlemedi ve boşanma davası açtı. Yeniden çocuklarımla bir başıma kalmıştım ve nerde hata yapmıştım, inanın bilmiyordum.

- Boşanma davanız ne kadar sürdü? Bu süreçte neler yaşadınız peki? 

Dava yaklaşık 2 yıl sürdü. Yalan ve iftiralarla dolu bir iddianame hazırlanmıştı. İnanın okuyunca kendimden şüphe eder hale geldim. Çünkü hiçbirini yapmamıştım. Tek isteğim çocuklarımla birlikte mutlu bir yuvada yaşamaktı ve bunu sağlamak için de çok emek verdiğime inanıyorum. Bir de aldığım bir haberle adeta şok olmuştum.

- Neydi o haber?

Dava sürecinde eski eşimin bir arkadaşı beni arayarak, eşimin eski eşiyle birlikte yaşamaya başladığını söyledi ancak ben inanmadım, inanmak istemedim diyeyim. Ancak son duruşmaya birlikte el ele, kol kola geldiklerini görünce dünyam başıma yıkıldı. Dava bitince de birlikte gözümün önünde, güle oynaya ayrıldılar oradan. 

- Yaşadıklarınız gerçekten çok zor. Davadan ne sonuç çıktı? Kendinizi savunma fırsatınız oldu mu?

Maalesef kendimi savunamadım, o fırsat bana verilmedi çünkü. Üzerime atılan iftiralara verdiğim yazılı cevaba istinaden hakim, ‘Çok uzun yazmışsın, kim okuyacak bunları?’ dedi ve açtığım karşı davanın reddine karar verdi. Boşanma davasında erkek davaya 5-0 geriden başlıyor ne yazık ki. Zaten iki yıl boyunca ödemekte olduğum tedbir nafakası arttırılarak süresiz yoksulluk nafakasına dönüştü ve hem maddi manevi tazminat, hem de süresiz yoksulluk nafakası ödememe hükmedildi. Ayrıca benden talep edilen tedbir nafakası ile yoksulluk nafakası arasındaki farkı da ödemek zorunda kaldım. Tüm bunlar için geçerli bir sebep bulamayan hakim, ‘Eşin çalışmıyor, sen çalışıyorsun. Tabii ki nafaka ödeyeceksin’ dedi. 2015 yılından bu yana da sadece bir yıl evli kaldığım ve ortak çocuğum olmayan kadına süresiz nafaka ödüyorum.

- Son olarak neler söylemek istersiniz?

Devletimizden süresiz yoksulluk nafakasına, en kısa sürede hakkaniyetli bir süre sınırı getirmesini, yeni bir düzenleme yapmasını istiyorum. Benim gibi çok fazla mağdur var. Her yıl açılan nafaka arttırma davalarından, icralardan, nafaka hapsi cezalarından, mahkeme masraflarından bıktık. Daha üç gün önce yeni bir nafaka artırım davasının açıldığını öğrendim. Eski eşim şu an biriyle birlikte yaşıyor, ya da sigortasız çalışıyor belki de. Ama ben iki çocuğumun rızkını her ay ona yolluyorum. Devletimiz en kısa sürede bir çözüm getirsin, dayanacak gücümüz gerçekten kalmadı. Teşekkür ediyorum.

 

NOT: Röportajımızın konuğu stratejik bir kurumunda çalıştığı için fotoğraf kullanamamakla birlikte isim ve soy ismini, baş harflerini kodlayarak verdik…

AVAZTÜRK

Röportaj Haberleri