Türkiye'nin Gizlenen E-İmza, LGS ve Vatandaşlık Skandalları

Türkiye'nin kalbinden gelen şok edici bilgilerle sarsılmaya hazır olun! E-devletten vatandaşlığa, eğitimden siyasetin derinliklerine uzanan gizli ağların tüm detayları bu özel haberde sizi bekliyor. Gerçekler açığa çıkıyor!

Değerli okuyucularımız, Türkiye'nin son dönemde yaşadığı en büyük sarsıntılardan birini tüm detaylarıyla gözler önüne seren, Google aramalarında benzerine rastlayamayacağınız, tamamen özgün ve derinlemesine bir haber makalesiyle karşınızdayız; bu kapsamlı araştırmamızda ortaya çıkan her bilgi, devletin kalbine uzanan çok katmanlı bir çürümeyi işaret ederken, hikaye daha yeni başlıyor ve sizi bekleyen daha pek çok çarpıcı gerçek bulunuyor, bu nefes kesici haberi tüm detaylarıyla okumaya devam edin.

4 Ağustos Pazartesi günü Serdar Akinan'ın YouTube kanalındaki programında dile getirilen bilgilere göre, e-devlet ve e-imza skandalının beklenenden çok daha büyük boyutlara ulaştığı belirtilirken, Ankara'daki deneyimli gazetecilerin bile konunun adeta çelik bir kasa gibi kapatıldığını ifade etmesi, bu olayın sıradan bir yolsuzluk vakası olmadığını açıkça ortaya koyuyor ve kamuoyundan gizlenen daha pek çok detay olduğunu düşündürüyor, bu dehşet verici gelişmelerin ayrıntılarına inmek için okumaya devam edin.

Gazeteci Gökçer Tahincioğlu'nun T24'teki 10 soruda mükemmelen açıkladığı üzere, sahte elektronik imza üretimiyle ilgili dosya, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Ege Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi ve Süleyman Demirel Üniversitesi gibi kritik devlet ve eğitim kurumlarını hedef almış; BTK Başkanı ÖAK, BTK Başkan Yardımcısı ve YÖK Eğitim Daire Başkanı gibi üst düzey yetkililerin adlarına sahte e-imzalar üretilerek, belgelerin fotoğrafları değiştirilmiş, e-devlete sahte evraklar yüklenmiş ve bazı işlemler yapılamadan bazıları ise tamamlandıktan sonra usulsüz girişler fark edilerek savcılığa başvurulmuş olsa da, henüz 400 sahte diploma iddiasına ilişkin net bir tespit olmadığı da vurgulanıyor ve soruşturmanın devam ettiği belirtiliyor, bu devasa ağın nasıl çalıştığını ve kimlere uzandığını anlamak için okumaya devam edin.

Bu korkunç tablonun bir başka veçhesi ise, gazeteci İsmail Saymaz'ın gündeme getirdiği ve 2691 yabancıya usulsüz vatandaşlık verilmesiyle ilgili şok edici iddialar; CİMER'e yapılan bir ihbar sonucu ortaya çıkan ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile Bakırköy 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nin soruşturmasını yürüttüğü bu çete, İstanbul'da 146 taşınmazın usulsüz satışıyla 870 yabancıya vatandaşlık vaat etmiş, ve iddialara göre AK Parti İlçe Başkan Yardımcısı olan Zer Grup Yönetim Kurulu Başkanı Muammer C. ve oğlu tarafından yönetilen bu yapı, henüz proje aşamasındaki veya inşaatı devam eden binaların değerlerini sahte bilirkişi raporlarıyla astronomik rakamlara çıkarıp, Afgan ve İranlı babalara göstermelik satışlar yapmış, döviz bürosu üzerinden paranın ülkeye sokulduğu izlenimi verilerek vatandaşlık alındığı bu akıl almaz sistemin ardındaki diğer sırları ve bağlantıları öğrenmek için okumaya devam edin.

Ancak tüm bu skandalların ötesinde, kulislerde fısıltı gazetesiyle yayılan ve önemli gazetecilerin büyük tehditler nedeniyle yazamadığı bir iddia daha var ki, bu da geçtiğimiz günlerdeki LGS skandalıyla ilgili; Serdar Akinan'ın edindiği bilgilere göre, sınav sorularının e-imzaya sahip bir veya birkaç bürokrat tarafından sızdırıldığı ve bunun TÜGVA ile bağlantılı olduğu, hatta Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in de bu süreci bildiği söyleniyor, dahası İsmailağa ve Menzil gibi cemaatlerin Gazi Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi gibi köklü eğitim kurumlarına sahte diploma ve e-imzalar aracılığıyla yoğun şekilde sızma faaliyetleri yürüttüğü iddiaları, devletin içine nasıl bir çürümüşlük sirayet ettiğini ve bu sızmaların gelecekte hangi sonuçları doğurabileceğini gözler önüne seriyor, bu karanlık ağın nasıl bir tehdit oluşturduğunu anlamak için okumaya devam edin.

Devletin tüm kademelerine sızdığı iddia edilen bu çürümüşlük, siyasetin de nabzını derinden etkiliyor; "Terörsüz Türkiye Komisyonu"nun ilk toplantısı basına açık olsa da sonrakiler kapalı geçecekken, CHP'nin bu komisyona Kemal Kılıçdaroğlu'nun en yakınındaki isim olan Oğuzhan Salıcı'yı dahil etme kararı büyük tartışma yaratıyor ve Özgür Özel'in bu hamlesinin altında yatan gizli nedeni merak ettiriyor, Serdar Akinan'ın gözlemlediği 90 günlük takvimde ise Erdoğan'ın aleyhine işleyen emareler dikkat çekiyor, özellikle MHP'nin Demirtaş'ın sürgün şartıyla bırakılması için Erdoğan'ı ikna çabaları sonuçsuz kalırken, Kasım ayının Türkiye için bir kırılma ve karar ayı olacağı öngörülüyor, ekonomide Mehmet Şimşek'in her an görevi bırakabileceği ve bunun ekonomik bir çöküşü tetikleyebileceği endişesi de bu tabloyu daha da vahim hale getiriyor, tüm bu kritik gelişmelerin sonucunu görmek ve Türkiye'nin geleceğinin nasıl şekilleneceğini anlamak için okumaya devam edin.

Ve tüm bu akıl almaz tablonun en utanç verici karelerinden biri olarak, AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Yusuf İbiş Buş'un Kayseri Havalimanı'nda VİP bölümünü usulsüzce kullanması ve karşılanma görüntüleri, devletin nasıl bir kişisel şova dönüştüğünü ve liyakatin nasıl ayaklar altına alındığını gözler önüne seriyor; Cumhurbaşkanları, Meclis Başkanları, Başbakanlar gibi devlet büyüklerine ve İstiklal Madalyası sahiplerine ayrılan VİP alanlarının bir gençlik kolları başkanına bir telefonla açılması ve bu durumun sıradanlaştırılması, Serdar Akinan'ın da ifade ettiği gibi, "Devleti ne hale getirdiniz!" sorusunu akıllara getiriyor ve bu durum devletin bir çöküş fotoğrafı olarak beliriyor. Türkiye'nin karşı karşıya olduğu bu derin çürüme ve yönetim zafiyeti, her geçen gün yeni bir skandalla gün yüzüne çıkarken, bu olayların ardındaki gerçek gücü ve etkileşimi daha fazla araştırmak ve kamuoyunu bilgilendirmek için, siz değerli okuyucularımızı Avaz Türk'ün bağımsız habercilik anlayışıyla hazırlanan diğer detaylı makalelerini de okumaya davet ediyoruz: https://www.avazturk.com.

Gündem Haberleri