Türkiye'nin Yeni Yol Haritası Belli Oldu!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC dönüşü önemli açıklamalarda bulundu. 'Terörsüz Türkiye' hedefindeki kritik İmralı desteği, LGS tartışmaları, Kıbrıs politikası, Suriye ve AB ilişkileri, Eurofighter alımı ve Gazze konularındaki yeni yol haritası bu kapsamlı...

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ziyaretinden dönüşünde gazetecilere yaptığı kapsamlı değerlendirmelerle gündeme damgasını vurdu. Türkiye'nin iç ve dış politikasındaki kritik dönemeçlere ışık tutan bu açıklamalar, yeni dönem yol haritasının ipuçlarını verirken, kamuoyunda büyük bir merak ve heyecan uyandırdı. Haberimiz devam ediyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçakta dile getirdiği tüm önemli detayları ve Türkiye'nin önümüzdeki süreçteki duruşunu tüm ayrıntılarıyla aktarmaya hazırlanıyoruz.

Erdoğan, KKTC ziyaretine ilişkin genel değerlendirmelerde bulunarak sözlerine başladı. Kıbrıs Barış Harekatı’nın 51’inci yıl dönümü vesilesiyle Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ın davetine icabetle KKTC’ye gerçekleştirdiği ziyareti tamamladığını belirtti. Lefkoşa’da 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamalarına katıldıklarını ve Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin coşkusunu ve sevincini paylaştıklarını ifade etti. Barış Harekatı'nın "enosis" hayalini suya düşürdüğünü, adada yarım asırdır bir damla kan dökülmediğini ve bu huzur ortamının Türkiye'nin kararlı desteğiyle daha nice yıllar süreceğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Tatar'la bir araya geldiğini ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne olan desteklerini bir kez daha vurguladıklarını kaydetti. Kıbrıs'ta iki devletli çözüm vizyonunun arkasında durduklarını ve adada iki ayrı halk ve iki ayrı devlet olduğu gerçeğini teyit ettiklerini söyledi. Ayrıca, bazı tesislerin açılış ve temel atma törenlerini gerçekleştirdiklerini, Yeni Lefkoşa Devlet Hastanesi'nin adadaki en büyük sağlık yatırımlarından biri olacağını ve Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu Köprülü Kavşağı gibi projelerin trafik yoğunluğunu azaltacağını ve havalimanı bağlantısını hızlandıracağını aktardı. Öte yandan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kurulu iki siyasi parti yöneticilerinin Rum Yönetimi liderini ziyaret etmeleri ve Türkiye'yi uluslararası kurumlara şikayet etme talepleri hakkında gelen soruya Erdoğan, "Benim Güney’e böyle bir ziyaret düşüncem söz konusu değil. Çünkü onlar nasıl KKTC’yi bir devlet olarak kabul etmiyorlarsa biz de Güney Kıbrıs'ı bir devlet olarak kabul etmiyoruz" yanıtını verdi. Bu girişimleri "marjinal" ve "hainlik" olarak nitelendirerek, sandıkta cezalandırılacağını ifade etti. Kıbrıs'ta çözümün anahtarının iki devletli çözüm olduğunu ve bundan taviz vermeyeceklerini kesin bir dille belirtti.

Suriye ve savunma sanayii konuları da Erdoğan'ın gündemindeydi. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın İsrail'in bölgeyi ateşe atma gayretine karşı "dik bir duruş sergilediğini" ve şu ana kadar bir tavizinin söz konusu olmadığını ifade etti. Türkiye'nin bu süreçteki katkılarına değinerek, Şara ile telefon görüşmesi yaptığını ve kendilerine her türlü desteği vereceklerini söyledi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'in muhataplarıyla sürekli görüşme halinde olduğunu aktardı. Süveyda'daki son durumu ve Amman'daki müzakereleri de aktaran Erdoğan, İsrail'in bölgede istikrar istemediğini ve provokasyonlara devam ettiğini belirtti. Savunma sanayiindeki gelişmelere değinen Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin kaybettiği zamanı telafi etmek için yoğun bir çaba sarf ettiklerini, altyapı hamleleri ve nanoteknolojik tesis yatırımlarının devam ettiğini söyledi. KAAN, AKINCI, ALTAY, HÜRJET, ATAK, TCG ANADOLU gibi yerli projeleri sıralarken, İnsansız Hava Araçları konusunda Türkiye'nin dünyada adından söz ettiren bir konumda olduğunu vurguladı. Denizde ve zırhlı taşıyıcılarda da önemli bir konumda olduklarını ve siparişleri yetiştiremediklerini dile getirdi. İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ile ikinci bir uçak gemisi yapımı konusunda görüştüklerini ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile Almanya Şansölyesi Friedrich Merz ile de Eurofighter jet alımı konusunda olumlu yaklaşımlar gördüklerini ve bu adımları atacaklarını açıkladı. Bu ve benzeri son dakika gelişmeleri için siz de https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

LGS sınav krizine ve imam hatip liselerine yönelik tartışmalara ilişkin de çarpıcı açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Günlerdir yürütülen ahlaksız iftira kampanyasının tek bir açıklaması vardır; o da imam hatip düşmanlığıdır" ifadelerini kullandı. LGS'de başarı sağlayan çocuklara yönelik hakaretleri "terbiyesizlik" olarak nitelendirdi ve bu başarı grafiğinin herhangi bir yolsuzlukla izah edilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Sosyal medyadan linç ettirdikleri o masum çocuklardan ve ailelerinden açıkça özür dilemelerini talep etti. Aile Yılı ve nüfus meselesine de değinen Erdoğan, doğurganlık hızının 1.5'in altına düştüğünü belirterek bunun "hayra alamet olmadığını" ifade etti. "Aile ve Nüfus 10 Yılı" programıyla maddi desteklerin yanı sıra sosyokültürel projelerle de aile kurumunu güçlendirmeyi hedeflediklerini aktardı.

Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilere ve Gazze'deki duruma da değinen Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinin canlandırılması ve ilerletilmesi için bir gün bile beklenmemesi gerektiğini savundu. Türkiye'ye karşı konulan siyasi bariyerlerin acilen kaldırılmasını talep ederek, AB'nin Türkiye gibi dinamik ve çözüm odaklı bir üyeye olan gereksinimini göreceğini ve "AB için köprüden önce son çıkış Türkiye’dir" ifadesini yineledi. Gazze halkının teslim olmadığını ve olmayacağına inandığını vurgulayan Erdoğan, İsrail'in "gözü dönmüş bir canavar gibi her yana saldırdığını" belirtti. Ateşkes görüşmelerinde üç temel konunun olduğunu söyledi: İsrail askerlerinin geri çekilme bölgeleri, gıda yardımlarının dağıtımı ve İsrail'in rehineler verildikten sonra ateşkesin devam edeceğine dair taahhütte bulunması gerektiğini açıkladı. Hamas'ın talebinin bu yönde olduğunu ve İsrail'in bunu yapmak istemediğini, bu konuda ciddi bir pazarlık sürecinin devam ettiğini ekledi. Zengezur Koridoru'nun bölgedeki diğer ülkelere de fayda sağlayacağını ve ticareti canlandıracağını belirten Erdoğan, bu hattın bir anlaşmazlık kaynağı değil, bir mutabakat simgesi haline gelmesi temel beklentileri olduğunu dile getirdi.

Tüm bu gelişmelerin ışığında, Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terörsüz Türkiye" hedefinin Türkiye'nin yeni yol haritasının ana eksenlerinden biri olduğunu vurguladı. Bu hedef doğrultusunda adımların atılmaya devam ettiğini ve sürecin provokasyonlardan etkilenmemesi için son derece dikkatli olduklarını belirtti. Ve işte asıl heyecan uyandıran detay: “Terörsüz Türkiye” sürecinde gelinen noktayı açıklarken, önemli bir soruyu yanıtladı. PYD'nin duruşunun sorulması üzerine, "Şu anda İmralı bu konuyla ilgili her türlü desteği verdi, veriyor" yanıtını verdi. Erdoğan, bu boyutun çok çok önemli olduğunu, YPG’nin duruşunun her an her türlü değişkenliğe uğrayabileceğini ve Suriye Cumhurbaşkanı Şara'nın duruşunun bunların olumsuz anlamda bir araya gelişini ortadan kaldırdığını ifade etti. Türkiye'nin kararlı olduğunu, Suriye'nin parçalanmasını istemediklerini ve yeniden toparlanmasının Türkiye için de olumlu olduğunu düşündüklerini, bunun ülkemizdeki Suriyelilerin gönüllü geri dönüşlerini hızlandıracağını belirtti. Bu çarpıcı açıklama, "Terörsüz Türkiye" hedefindeki sürecin beklenenden çok daha derin ve geniş bir yelpazede ilerlediğini gösteriyor ve kamuoyunda büyük yankı uyandıracak gibi görünüyor. Daha fazla gelişme ve analizler için, https://www.avazturk.com adresini ziyaret etmeyi unutmayın.

Gündem Haberleri