Türk gençleri yıllarca hayalini kurdukları üniversite kapılarına adeta kilit vurulmuşken, başka ülkelerden gelen öğrenciler için tam tersi bir tablo ortaya çıkıyor. Yıllardır süren emek, uykusuz geceler ve ailelerin tüm fedakarlıkları, hayal kırıklığıyla sonuçlanırken, yabancı öğrencilerin adeta elini kolunu sallayarak üniversitelerin en iyi bölümlerine yerleştiği iddiaları gündeme bomba gibi düştü. Peki, ülkemizde gençlerimizin geleceği bu çarpık sistemin kurbanı mı oluyor?
YÖK tarafından açıklanan veriler, üniversiteye yerleşen Türk öğrenci sayısındaki düşüşü gözler önüne seriyor. Kontenjanların azalmasıyla birlikte, üniversite sınavına giren milyonlarca gençten sadece çok az bir kısmı hayallerine ulaşabildi. Bu durum, eğitim sisteminin geldiği noktayı ve gençlerimizin yaşadığı umutsuzluğu gözler önüne seriyor. Özellikle vakıf üniversitelerindeki doluluk oranlarının düşmesi, yüksek eğitim maliyetlerinin aileler için artık karşılanamaz bir yük haline geldiğini gösteriyor.
Öte yandan, ülkemizdeki üniversite sayısı son yıllarda rekor bir artışla 200’ü geçti ancak bu artışın kaliteden çok niceliğe odaklandığı eleştirileri giderek güçleniyor. Uzmanlar, “Bankamatik Üniversite Sistemi” olarak adlandırılan bu düzenin, diplomaları değersizleştirdiğini ve işsiz mezunlar ordusunu büyüttüğünü belirtiyor. Tüm bunlar yaşanırken, yurt dışından gelen öğrenciler için bambaşka bir dünyanın kapıları aralanıyor. Türkiye’de üniversite eğitimi almak isteyen yabancılar, Türk gençleri gibi zorlu bir sınava girmek zorunda kalmıyor. YÖS adı verilen çok daha basit bir sınavla en iyi fakültelere bile kolaylıkla yerleşebildikleri söyleniyor.
Dahası, yabancı öğrencilerden alınan harç ücretleri de tartışma konusu oldu. Türk öğrencilerin yüksek maliyetlerle eğitim görmeye çalıştığı bu dönemde, yabancı öğrencilerin anaokulu seviyesindeki ücretlerle tıp, hukuk gibi en gözde bölümlere yerleştiği iddiaları kamuoyunda infial yarattı. Bu durum, hem Türk gençlerinin yaşadığı haksızlık duygusunu artırıyor hem de Türkiye’nin bu sistemden maddi olarak bir kazanç elde edemediği yönündeki şüpheleri güçlendiriyor.
Peki, Türk eğitim sistemi neden kendi evlatlarını zorlarken, yabancılara bu kadar büyük imtiyazlar tanıyor? Bu sistem gerçekten ülkemizin çıkarına mı işliyor, yoksa geleceğimiz adeta ipotek altına mı alınıyor? En iyi üniversitelerin bile kapıları, kendi gençlerimize kapalı kalırken, yabancılar için neden bu kadar kolay açılıyor? Bu soruların cevabı, Türk gençlerinin geleceğinde belirleyici olacak gibi görünüyor.