Yecüc ve Mecüc Hakkındaki Gerçekler Şimdi Ortaya Çıkıyor!

Binlerce yıldır süregelen Yecüc ve Mecüc efsaneleri nihayet aydınlanıyor! Uzmanlar, Kur'an ve kadim metinlerdeki asıl manayı ortaya koydu. Gizem perdesi aralanıyor, okumak için sabırsızlanacaksınız!

Mecüc kavramlarına ilişkin tüm bildiklerinizi sorgulatacak, tarihin tozlu sayfalarından günümüze uzanan derinlikli bir araştırma sonucunda elde edilen yeni bilgilerle, bu kadim gizemin perdesi aralanmaya başlıyor; bu makale, sizi Kur'an'ın eşsiz gerçekliğine ve tarihi belgelerin şaşırtıcı detaylarına götürerek, ezber bozan bir bakış açısı sunacak ve okumaya devam edin. Yüzyıllardır birer masal figürü, devasa yaratıklar veya fantastik kavimler olarak tasvir edilen Yecüc ve Mecüc’ün gerçek kimlikleri, Hakkı Yılmaz'ın "Hakkı YILMAZ" adlı YouTube kanalında yayınlanan "168. YE’CÜÇ VE ME’CÜC KAVRAMLARI" başlıklı sohbetinde detaylı bir şekilde masaya yatırıldı ve Yılmaz’ın sunumuyla bu sözcüklerin Kur’an’daki yeri ve gerçek anlamları üzerine yapılan açıklamalar, konuya dair genel kabulleri kökten değiştirecek nitelikte olduğundan, bu önemli haber makalesi devam etmektedir, bu derinlemesine analizi kaçırmamak için okumaya devam edin.

Hakkı Yılmaz, Kur’an’da masal, mitoloji veya efsane bulunmadığını, ancak zaman içinde ehil olmayan kişilerce, bazı sözcüklere saygın kişilerin isimleriyle yalanlar uydurularak milletin eğlendirildiğini belirtirken, Yecüc ve Mecüc kavramının da tam da bu uydurulmuş masallar kervanında yer aldığını ve bu sözcükleri ilk duyanların gerçeği bilmeden çok güzel masalları hatırlayacaklarını ifade etti. Yılmaz, bu masalların yeni değil, çok eskiden beri uydurulmuş olduğunu ve bu yanlış algıların kökeninin çok eskiye dayandığını vurgulayarak, bu popüler inançların asılsızlığını ortaya koyuyor ve daha fazla şaşırtıcı detayı öğrenmek için okumaya devam edin.

Hakkı Yılmaz'ın açıklamalarına göre, Yecüc ve Mecüc'ün Nuh'un oğlu Yafes'in çocuklarından olup, Türklerden bir nesil olduğu veya Türklerin onlardan bir grup olduğu gibi yaygın rivayetlerin tamamen asılsız ve gülünç olduğunu belirtirken, bu kavimlerin Adem Aleyhisselam'ın çocuklarından olup dünyayı tahrip etmek için dolaştıkları, boylarının çam ağacı gibi 70 metreye ulaştığı, kulaklarını yere yayıp üzerine yatıp öbürüyle sarındıkları, vahşi hayvanları, hatta kendilerinden ölenleri bile yedikleri gibi iddiaların da uydurma olduğunu kahkahalarla dile getirdi. Yılmaz, bu anlatımların, bir kavmiyetçiliğe dökülmüş ve belirli bir ırkı hedef alan uydurmalar olduğunu açıkça belirtti ve bu efsanelerin ardındaki gerçek tanıma ulaşmak için okumaya devam edin.

Peki, Kur'an'ımızda Kehf suresinin 94. ayetinde ve Enbiya suresinin 96-97. ayetlerinde yer alan bu sözcükler nereden geliyor ve gerçek anlamları nedir? Hakkı Yılmaz'a göre, Yecüc ve Mecüc sözcüğü Arapça kökenli değil, "muarra" yani Arapçaya geçmiş, Arapçalaşmış bir kelimedir; tıpkı telefon, telgraf, radyo, televizyon, otomobil gibi başka dillerden Türkçeye geçen kelimeler gibi, bu sözcüğün de dışarıdan gelme olduğunu ve kökeninin Arapça olmadığına dair dil bilimcileri ve tarihçilerin genel kabulünün doğru olduğunu belirtti. Yılmaz, bu sözcüğün "ecce" (ateşi alevlendirmek, ateşin sesi, acı vermek) ve "mcce" (atmak, saçmak) köklerinden gelme olasılığını araştırdığını ancak isimleşmiş halinin o kökten mümkün olmadığını da ekledi ve bu karmaşık dilbilimsel kökenlerin ışığında kavramın gerçek anlamını keşfetmek için okumaya devam edin.

Hakkı Yılmaz, Kur'an'daki Kehf suresindeki Zülkarneyn pasajına değinirken, buranın da bir efsane veya mitoloji olmadığını, Zülkarneyn’in "iki çağ sahibi" anlamına geldiğini ve Peygamberimiz olduğunu ifade etti. Yılmaz’ın yorumuna göre, Güneş'in battığı yerin vahyin bittiği, doğduğu yerin ise vahyin canlandığı yer olduğu belirtilirken, üçüncü bir gidişteki "laf anlamaz kavmin" ise Hayber Yahudileri olduğunu ve burada Hayber'in fethinin anlatıldığını, Peygamber ile Hayberliler arasındaki pazarlığın da Müslümanlara kiraya verilen Hayber arazileri üzerine olduğunu detaylandırdı. Bu pasajda geçen Yecüc Mecüc sözcüğünün, Hayber'deki Yahudiler tarafından Peygamberimize ve ordusuna, yani Müslümanlara, verilmiş bir sıfat olduğunu ve onların Yecüc Mecüc’ü "akıncılar ve komutanı" olarak gördüklerini belirtti ve bu tarihsel bağlantının detaylarını incelemek için okumaya devam edin.

Hakkı Yılmaz, bu kavramın Kitab-ı Mukaddes'te (İncil'in Vahyi, Tesniye, Hezekiel bölümleri) "Gog ve Magog" isimleriyle geçtiğini ve burada da bu kavimlerin "kesinlikle Akıncı ve İstilacı insanlar" olarak tanımlandığını, birinin akıncıların komutanı, diğerlerinin ise askerleri olduğunu vurguladı. Yılmaz'a göre, Kur'an'ımızdaki Enbiya suresinin 96. ve 97. ayetlerinde "Hatta Yecüc ve Mecüc açıldığı zaman onlar yüksek tepeden Akın edip çıkarlar ve gerçek vaat yaklaştığı zaman kafirlerin Allah'ın ilahlığını ve Rab'liğini reddetmiş olan o kişilerin gözleri dönü verir" ifadesinin, Yecüc Mecüc'ün Akıncılar ve komutanı olduğu zaman, ortaya çıkıp saldırı anı olduğu zaman iş işten geçmiş olacağını, Müslümanların gafletten ve cehaletten uzak durmaları gerektiğini belirten bir uyarı mahiyetinde kullanıldığını belirtti. Yılmaz, Akıncı ve istilacıların, her türlü donanıma sahip insanlar olduğunu ve Müslümanların hazırlıksız yakalanmaları durumunda "Eyvah başımıza gelen!" demek durumunda kalacaklarını vurguladı ve bu çağdaş uyarıların anlamını kavramak için okumaya devam edin.

Hakkı Yılmaz'ın kapsamlı analizine göre, Yecüc ve Mecüc kavramı, mitolojideki yerleri gölleri içip bitiren veya fantastik özelliklere sahip bir insan topluluğu değildir; aksine, Kur’an’ın iki farklı pasajında ve kadim metinlerde tutarlı bir şekilde Akıncılar ve askerleri, İşgalci ve işgalcilerin askerleri olarak nitelendirilir ve bu net tanım, yüzyıllardır süregelen efsanelerin tamamen asılsız olduğunu ortaya koyar. Yılmaz, bu kavramın tarihte ve günümüzde pek çok örneği olduğunu belirterek, Makedonya'dan Hindistan'a kadar giden Büyük İskender ve askerleri, İran ve Suriye'yi işgal eden Bizans, Ortadoğu'yu işgal eden Amerika ve müttefikleri, Çeçenistan'ı işgal eden Rusya ve Filistin, Vietnam, Mısır, Libya, Gazze gibi yerlere çökenlerin tümünün komutanlarının "Yecüc", askerlerinin ise "Mecüc" olarak nitelendirilebileceğini ifade etti; bu derinlemesine analizi ve daha fazlasını okumak için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Kültür-Sanat Haberleri