S-400

ABD’nde Zafer Çağlayan’a İran’a karşı yaptırımları deldiği iddiasıyla dava açıldı. Bu davanın asıl hedefinin kim olduğunu herkes çok iyi biliyor! Peki ABD dava açmak için neden bu kadar zaman bekledi. 31 Mart 2017 “Halkbank”  (http://www.avazturk.com/halkbank) ve hemen arkasına yazdığım “HSBC, SCB ve Halkbank... Aradaki fark?” (http://www.avazturk.com/hsbc-scb-ve-halkbank-aradaki-fark) başlıklı yazılarımda sanki bu günü anlatmışım. Çok zeki veya olağanüstü güçlerim olduğundan mı başardım bunu(?)

Peki bilmesi gerekenler... Onlarda tık yok ve muhtemelen şu an birbirlerine moral motivasyon yapıyorlar. Nafile, eski peynirci şimdi ki petrol/silah/ilaç ve daha nicesinin tüccarı Yankee’yi tanımıyorlar.

Başlayalım... ABD’de malumunuz bir dava daha açıldı. Bu sefer ki hedef Erdoğan’ın korumaları. Gerçekten bir kaç korumasını yargılamayı mı düşünüyor koskoca ABD! Tabi hayır. Mesaj çok basit, seni koruyanları da yargılayacağız! Elbette bunu hemen yapmayacaklar. Önce istediklerini alacaklar sonra yargılayacaklar. İstedikleri!?

Barzani Irak’ın kuzeyi için bağımsızlık referandumu dediğinde doğal olarak Türkiye tepki gösterdi. Barzani, ABD’nden habersiz kafasına göre iş yapmadı, yapamaz da zaten... Amma velakin baktılar ki Türkiye çok ses çıkarıyor hemen Zafer Çağlayan dosyasını açtılar. Erdoğan, Trump ile önümüzdeki günlerde Birleşmiş Milletler toplantısı için Newyork’a gittiğinde görüşecekmiş ve muhtemelen ana mevzu da bu olacak. Trump elbette kendisinin de rahatsız olduğunu ancak Amerika’da yargının bağımsız olduğunu ve bir şey yapamayacağını söyleyecek. Erdoğan’ı paniğe sokarak Barzani’nin kazasız belasız ve engelsiz referandumu bitirmesini sağlayacaktı.

Açıkçası Erdoğan çok iyi bir tepki vererek Rusya ile S-400 hava savunma sistemi anlaşmasına imza koydu. Bu cumhuriyet tarihimizde ki en net restleşmedir ABD ile. Ve neresinden bakarsanız bakın başarılı bir tepkidir. Füzeler bir işe yarar ya da yaramaz mevzu o değil. Zaten bölgenin egemen güçleri birbrilerini bombalamak gibi bir fanteziye girmezler. Çünkü 19.yy boyunca süregelen savaşlar süresince Türkiye ve Rusya aynı şeyi gördü, sonuç hep çöküntüydü.

Katar krizinde ki tavrıyla da kazanan yine Erdoğan oldu. Görünen o ki fanatik söylemlerden (Sisi, İsrail vb.) uzak durdukça çok daha gerçekçi ve kazanan bir dış politika uygulayabilecek gibi.

Her zaman eleştirmek veya desteklemek gibi bir gayemiz yok. Doğruyu söylemek zorundayız. Ancak şu da bir gerçek ki bütün doğruları öncesinde başka bir yanlışı düzeltmek üzerine kurgulu o da ayrı bir mevzu.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar