600 Bin Kamu İşçisine Son Zam Bombası

600 Bin Kamu İşçisine Son Zam Bombası

Hükümetin 600 bin kamu işçisine sunduğu son zam teklifi ortalığı karıştırdı! Yüzde 14’e çıkan oran tatmin edecek mi, yoksa grev kapıda mı?

Türkiye’de yaklaşık 600 bin kamu işçisinin gözü kulağı, 7 aydır devam eden toplu iş sözleşmesi görüşmelerindeydi ve nihayet hükümetin son teklifi masaya geldi. 1 Ağustos 2025’te, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda yapılan kritik toplantıda, ikinci altı ay için yüzde 11 zam ve aylık 1500 TL seyyanen artış önerildi. Bu teklif, sendikaların taleplerini karşılayacak mı, yoksa grev dalgası mı başlatacak? Bu sorunun cevabı, işçilerin geleceğini şekillendirecek ve detaylar için makalemizin devamını okumaya devam edin.

Toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, şubat ayından beri hem işçileri hem de sendikaları adeta bir maratonun içinde tuttu. Türk-İş ve Hak-İş konfederasyonları, kamu işçilerinin ekonomik koşullarını iyileştirmek için mücadele ederken, hükümetin sunduğu teklifler birbiri ardına hayal kırıklığı yarattı. İlk teklif, 2025’in ilk altı ayı için yüzde 16, ikinci altı ayı için yüzde 8’di. Ardından gelen ikinci teklif, ilk altı ay için yüzde 17, ikinci altı ay için yüzde 10’a yükseldi. Ancak bu oranlar, işçilerin taleplerini karşılamaktan uzak bulundu. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, önceki teklifler için “Bu rakamlarla işçinin nefes alması mümkün değil,” diyerek tepkisini ortaya koymuştu. Son teklif ise, ikinci altı ay için yüzde 11 zam ve günlük 50 TL’lik (aylık 1500 TL) seyyanen artışla toplamda yüzde 14’lük bir iyileştirme sunuyor. Peki, bu teklif işçilerin beklentilerini ne kadar karşılıyor? Cevabı öğrenmek için okumaya devam edin.

Son görüşme, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay arasında 31 Temmuz akşamı gerçekleşti. Dört saat süren bu toplantı, adeta bir gerilim filmini andırıyordu. HaberTürk muhabiri Buse Gençtürk’ün aktardığına göre, hükümet, sendikaların yüzde 16.57’lik zam talebine karşılık, yüzde 11’lik zammın üzerine seyyanen 1500 TL ekleyerek uzlaşma aradı. Atalay, toplantı sonrası yaptığı açıklamada, “Bize saat 8’de burada olur musunuz dediler. Dört saattir görüşüyoruz. En son teklif 24.10’du, şimdi yeni bir teklif sundular. Yüzde 100 olumlu değil, ama tamamen olumsuz da değil,” dedi. Bu sözler, sendikaların teklif karşısında kararsız olduğunu gösteriyor. Atalay’ın temkinli yaklaşımı, işçiler arasında hem umut hem de endişe yarattı. Görüşmelerin detaylarını öğrenmek için okumaya devam edin.

Hükümetin son teklifinin detaylarına bakıldığında, seyyanen artışın düşük ücretli işçilere bir nebze nefes aldırabileceği düşünülüyor. Ancak, yüksek enflasyon ortamında bu artışın alım gücünü koruması zor görünüyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, daha önce yaptığı açıklamalarda, “İlk altı ay için yüzde 24’lük artış, enflasyonun üzerindeydi. İkinci altı ay için de temmuz-aralık enflasyonuna göre hareket ediyoruz,” diyerek tekliflerin makul olduğunu savunmuştu. Ancak, Sözcü yazarı Saygı Öztürk’ün 31 Temmuz’daki köşe yazısında belirttiği gibi, “Yüzde 11 zam, temmuz-aralık döneminde beklenen enflasyonun sınırında. Refah payı ise söz konusu bile değil.” Öztürk, işçilerin bu teklif karşısında “aldatılmış” hissettiğini ve sürecin devlet ciddiyetine yakışmadığını vurguladı. Bu eleştiriler, teklifin işçiler üzerindeki etkisini anlamak için okumaya devam etmenizi gerektiriyor.

Sendikalar, hükümetin teklifini değerlendirirken, grev seçeneğini de masada tutuyor. Atalay, daha önce grev kararını açıklarken, “1 Ağustos’ta Eti Maden’de, 2 Ağustos’ta Zonguldak madenlerinde grev başlayacaktı,” demişti. Ancak, Resmi Gazete’de yayımlanan kararla grev, “milli güvenlik” gerekçesiyle 60 gün süreyle ertelendi. Bu karar, işçiler arasında büyük bir öfkeye yol açtı. Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, önceki bir açıklamada, “En düşük ev kirasının 20 bin lira olduğu bir ülkede bu teklifler işçiye reva görülmemeli,” diyerek tepkisini dile getirmişti. Hak-İş Genel Başkan Yardımcısı Halil Çukutli ise, “Taban ücret için 1800 TL talep ettik, ama bu konuda teklif bile gelmedi,” diyerek hayal kırıklığını ifade etmişti. Grev ertelemesi ve teklif arasındaki bu gerilim, işçilerin tepkisini nasıl şekillendirecek? Bu sorunun cevabını öğrenmek için okumaya devam edin.

Toplu sözleşme süreci, sadece ücret artışlarıyla sınırlı değil. Sendikalar, sosyal haklar, çalışma koşulları ve iş yerlerine özgü sorunların da çözülmesini talep ediyor. Türk-İş’in 21 maddelik taleplerinden sadece ücretle ilgili teklif gelmesi, diğer konuların göz ardı edildiğini gösteriyor. Örneğin, kamu işçilerinin fazla mesai ücretleri, yemek yardımları ve sağlık hakları gibi konular hâlâ masada çözülmeyi bekliyor. Bakan Işıkhan, “Çalışanlarımızın gelir seviyesini yükseltirken, enflasyonla mücadeleyi ve mali disiplini göz ardı etmiyoruz,” dese de, işçiler bu sözlerin sahada karşılık bulmadığını düşünüyor. Sosyal medyada, özellikle X platformunda, işçiler tepkilerini dile getiriyor. Bir kullanıcı, “Yüzde 14 zamla mı geçineceğiz? Elektrik, doğalgaz, gıda fiyatları uçmuşken bu teklif dalga geçmek gibi,” yazarken, bir başkası, “Grev hakkımız engelleniyor, ama sefalet ücreti dayatılıyor,” diyerek öfkesini paylaştı. Bu tepkilerin ne anlama geldiğini anlamak için okumaya devam edin.

Peki, bu teklifin asıl anlamı ne? Hükümet, işçileri enflasyona karşı korumayı mı hedefliyor, yoksa ekonomik disiplin adına işçileri mi feda ediyor? Uzmanlar, yüzde 14’lük artışın, 2025’in ikinci yarısında beklenen enflasyon oranının (yüzde 12-15) altında kalabileceğini belirtiyor. Bu durumda, işçilerin reel gelir kaybı yaşaması kaçınılmaz görünüyor. Daha da önemlisi, grev ertelemesi, sendikaların pazarlık gücünü zayıflatıyor. Öztürk’ün yazısında vurguladığı gibi, “Mesele sadece yüzde hesabı değil, işçinin emeğinin karşılığını alıp almaması.” https://www.avazturk.com, görüşmelerin perde arkasını ve işçilerin tepkilerini çarpıcı şekilde aktarırken, sürecin hala belirsiz olduğunu gösteriyor. Sonuç olarak, bu teklif, işçiler için bir dönüm noktası olabilir: Ya uzlaşma sağlanacak ya da grev ertelemesi sona erdiğinde Türkiye’yi büyük bir işçi hareketi bekliyor. Bu belirsizliğin nasıl çözüleceğini görmek için gözlerinizi bu süreçten ayırmayın.