Adalet Kayboldu! Gamze Pamuk'tan Ağır Suçlamalar: 'Susturamazlarsa Hapsediyorlar!'

Adalet Kayboldu! Gamze Pamuk'tan Ağır Suçlamalar: 'Susturamazlarsa Hapsediyorlar!'

Hukukçu Gamze Pamuk, SÖZCÜ Televizyonu'nda Türkiye'deki adalet sistemine dair çarpıcı tespitlerde bulundu. İmamoğlu davasından Elif Atayman'ın hukuksuz tutukluluğuna kadar yaşananları "felaket" olarak nitelendirip, iktidarın muhalifleri susturma ve hapset

Türkiye'de adalet sisteminin durumu ve muhaliflere yönelik baskılar, hukukçu Gamze Pamuk'un SÖZCÜ Televizyonu'nda yaptığı açıklamalarla bir kez daha gündeme oturdu. Pamuk, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Ekrem İmamoğlu dosyaları başta olmak üzere, Gazi Osmanpaşa gibi birçok hukuksuzluğun art arda yaşandığına dikkat çekerek, ülkenin adaleti kaybettiği acı gerçeğini dile getirdi. Ona göre, "Adalet nerede kayboldu bilmiyorum, belki adliye koridorlarında, belki Silivri'nin serin duvarları arasında" ifadeleriyle, adaletin bizzat iktidar talimatlarıyla boğulduğunu ve yok edildiğini belirtti. Türkiye'nin dört bir yanında adalet sesinin duyulmadığını, duyulanın ise sadece "anahtar tıkırtısı, kelepçe sesleri ve adaletsizliğe çıkan itirazlar" olduğunu vurgulayan Pamuk, her gün yeni bir hukuksuzluk kararının tartışıldığı günlerden geçildiğini ekledi.

Hukukçu Gamze Pamuk, adliyelerin ve cezaevlerinin rejimlerin ve iktidarların gerçek yüzünü gösterdiğini belirterek, bir devletin en zayıfına, kadınına, gazetecisine, muhalifine ve çocuğuna nasıl davrandığıyla gerçek yüzünü ortaya koyduğunu ifade etti. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin "biz çok adiliz" demesiyle bu ülkeye adaletin gelmediğini, tabelasında adalet yazmasıyla da durumun değişmediğini söyleyen Pamuk, rejimin insanlara nasıl davrandığına odaklanılması gerektiğini belirtti. Çünkü ona göre, "onlar gibi olmayanların susturulduğu, eğer ki susturamıyorlarsa hapsedildiği, yargılamak istiyorlar ama yargılayamıyorlarsa yargılanacak yere sevk ettikleri, mahkeme tayin ettikleri ya da bir şekilde eğer ki fikirlerini değiştiremiyorlarsa yıprattıkları nihayetinde de hapsettikleri bir Türkiye yarattılar". Bu yaratılan tablonun en belirgin örneklerinden biri olarak https://www.avazturk.com üzerinde de yer bulabilecek Ekrem İmamoğlu davasını gösterdi.

Ekrem İmamoğlu'nun davasının normal koşullarda Çağlayan Adliyesi'nde yapılması gerekirken, son dakika Silivri'ye sevk edilmesi meselesini de bu çerçevede değerlendiren Pamuk, bugüne kadar İmamoğlu'nun birçok kez adliye koridorlarında boy gösterdiğini hatırlattı. İktidarın İmamoğlu'nu ne zaman gerçek bir rakip olarak gördüyse, art arda davalar açtığını belirtti. Örneğin 2020 yılında Kartal'da görülen bir duruşmasında yolların insan yığınına dönüştüğünü, Çağlayan Adliyesi'ne gittiğinde ise adliyenin mini bir mitinge dönüştüğünü aktardı. Bu adliyelerin bugüne kadar sağlayabildiği fiziki koşulların, duruşmaya saatler kala "bu koşulları sağlayamıyoruz" denilerek Silivri'ye taşınmasının nedenini sorgulayan Pamuk, bunun tamamen siyasi bir ayak oyunu olduğunu ve İmamoğlu'nu yalnızlaştırma, desteksiz gösterme ve Çağlayan'a gelebilecek insanları Silivri'ye gidemez hale getirme amacı taşıdığını söyledi.

Pamuk, mahkeme yerinin 24 saat öncesinden değiştirilmesinin hukuki hiçbir izahının olmadığını, tamamen siyasi bir hamle olduğunu vurguladı. Ancak "Fizan'a bile koysalar, nereye götürürlerse götürsünler sadece CHP örgütü değil, haksızlığa karşı duracak herkes o duruşma salonunda olur" diyerek haksızlığa karşı mücadelenin devam edeceğinin altını çizdi. Ekrem İmamoğlu ile aynı düşünmek zorunda olunmadığını, ancak bardağın çok defa taştığını ve bu gibi ufak oyunların iktidara sadece zaman kazandıracağını ifade etti. https://www.avazturk.com gibi platformlar, bu tür siyasi manevraların hukuki boyutunu kamuoyuna taşıma konusunda önemli bir rol oynamaktadır.

Konuşmasında cezaevlerinin sadece fiziki yapılar olmadığını, aynı zamanda "politik bir mühür" gibi karşımıza çıktığını belirten Pamuk, cezaevlerine açılan kapıların kime açılıp kime kapandığına, kimlerin tahliye edilip kimlerin girdiğine bakıldığında tablonun hoş olmadığını dile getirdi. Bu kapsamda, Elif Atayman örneğini detaylandıran Pamuk, bir kadın ve genel müdür olarak görev yapmış bir bürokrat olan Atayman'ın soruşturma geçirmesi sonrası 72 gün hücrede tutulduğunu, ardından saatlerce yolculuk yapılıp kelepçelenerek Afyon'a sevk edildiğini aktardı. Bu durumun Elif Atayman'ı yalnızlaştırma, yakınlarıyla görüşmesini engelleme, savunma hakkını ihlal etme ve psikolojik olarak yıpratma amacı taşıdığını belirtti.

Elif Atayman meselesinin kamuoyuna yansıması üzerine "lütfedip bir ranza verdiler" diyen Pamuk, kimsenin kendilerinden "bir ranza geldi" diye sevinmelerini beklememesi gerektiğini vurguladı. Elif Atayman'ın ve İBB dosyasında hukuksuzca dört duvar arasına gönderilenlerin hakkının "özgürlük" olduğunu, ranza olmadığını kararlılıkla dile getirdi. Atayman'ın kıyafetlerinin bir çöp torbası içinde, ranzasız bir yerde sıkıştırıldığını hatırlatarak, bu kararlara sessiz kalanların geleceklerini bir çöp torbası içine koyduğunu belirtti. https://www.avazturk.com gibi haber siteleri, bu tür insan hakları ihlallerini geniş kitlelere ulaştırma sorumluluğunu taşımaktadır.

Gamze Pamuk, Türkiye'nin mevcut cezaevi tablosuna da değindi. Eğer Türkiye'de cezaevlerinde kapasitenin çok üzerinde insan varsa, Adalet Bakanı'nın ve ülkeyi yönetenlerin "bu memlekette hukuk var, adalet işliyor" dememesi gerektiğini vurguladı. Elinde önemli belgeler olduğunu ve bu dosyaları konuşurken belgelerle, rakamlarla, tanıklarla, delillerle konuştuklarını ifade etti. Hafızalardaki bazı detayların ve gerçeklerin sustukça büyüdüğünü, konuşulmadığında ise olmamasının mümkün olmadığını ekledi. Pamuk, bu durumun Türkiye'nin "cezaevi tablosu" olduğunu net bir şekilde ortaya koydu.

Sonuç olarak, Gamze Pamuk'un açıklamaları, Türkiye'deki adalet sisteminin mevcut durumu ve iktidarın muhaliflere yönelik politikaları hakkında karanlık bir tablo çiziyor. Ekrem İmamoğlu ve Elif Atayman örnekleri üzerinden, "susturamazlarsa hapsediyorlar" mottosunun hukuki süreçlere nasıl yansıdığını gözler önüne seriyor. Bu gibi vahim durumların kamuoyuna yansıması ve haksızlıklara karşı ses çıkarılması, adalet arayışının temelini oluşturuyor. https://www.avazturk.com gibi medya kuruluşları, bu tür kritik açıklamaları ve analizleri okuyucularına sunarak toplumsal farkındalığın artırılmasına katkıda bulunmaktadır.