Ajanlara da sahip çıktı!
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yakınlığıyla bilinen Karar gazetesi yazarı Hakan Albayrak, Büyükada baskınının “yanlış anlamadan kaynaklandığını” öne sürdü.
Büyükada’daki bir otelde gizli toplantı yapan 10 kişi 5 Temmuz'da ajan suçlaması ile gözaltına alınmış, İstanbul Terörle Mücadele Şubesi'nde sorgulanan şahıslar 12 gün sonra Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na sevk edilmişti.
Karar yazarı Hakan Albayrak bugün yayımlanan yazısında, Büyükada baskınının “yanlış anlamadan kaynaklandığını” yanlış anlaşılma sonrasında hükümetin geri adım atmaktan çekindiğini, tutuklanan kişilerin halen tutuklu olmasının bu zorluktan kaynaklandığını iddia etti.
Hakan Albayrak’ın yazısını tamamı aşağıda:
Büyükada’daki ‘gizli toplantı’ meselesi
Büyükada’daki malum toplantıdan ötürü tutuklanan insan hakları aktivistleri, kendilerini hapishanede ziyaret eden CHP’li milletvekillerine içlerini döktüler.Özlem Dalkıran: “5 Temmuz günü polis toplantımızı bastı. Kapı açıktı, toplantı havuzun yanında camlı prefabrik bir yerde yapılıyordu, yani gizli olması mümkün değil. Her kesimden insanın hakkını savunduk. Af Örgütü medya sorumlusu iken Recep Tayyip Erdoğan serbest bırakılsın diye kampanya yapmıştık, başörtüsü için de kampanyalar yaptık. Bizler için haksızlığa uğrayanların kimliği önemli değil. Bizler halk ile devlet arasındaki son halkayız, gitgide daralan küçücük bir tamponuz, mağdurun sesini duyurabildiği son çareyiz. Bunu da ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Dün başkaları için insan hakkını savunduk, bugün kendimiz için savunuyoruz. Gizli tanık olduğu düşünülen tercümanlardan biri çok kötü tercüme ediyordu. Uyardık, kompleks yapıp şikâyet etmiş olabilir ya da bu toplantıdan haberi olanlar bu gizli tanığı buraya yerleştirmeyi başarmış olabilirler. Casus nasıl olunuyor, inanın bilmiyorum.”
Nalan Erkem: “Uydurma ve yalanlardan oluşan şeylerle suçlanıyoruz. Bana İştar Gözaydın ile yedi kez görüşme yaptığım söylendi. Gözaydın bir süre tutuklu kaldıktan sonra şimdi serbest. Zirve Yayınevi davasının avukatıyım. Davada taraflara sunulmuş ve TBMM’ye de sunulmuş bir belge var. Bu belgenin neden bende olduğunu soruyorlar. Meclis Komisyonu’na da sunulmuş bir belgenin bir avukatta bulunması nasıl suç olabilir?... Soruşturma sırasında FETÖ’nün adı yoktu. Biz solcuyuz, hapishanede öğrendik ki FETÖ ile ilişkilendirilmişiz. Bizim FETÖ ile ne ilgimiz var? FETÖ ile irtibatlandırılmak kadar absürd ve onur kırıcı bir şey olamaz.”