Akdeniz'de Sıcaklık Alarmı: Denizlerde Rekor Artış ve Kasırga Tehlikesi!
Akdeniz bölgesi, deniz sıcaklıklarında yaşanan rekor artışlar ve bu durumun yol açabileceği şiddetli hava olayları ile karşı karşıya. Uzmanlar, deniz ekosistemini ve insan hayatını tehdit eden bu kritik değişimleri detaylıca açıklıyor.
Akdeniz, son zamanlarda iklim değişikliğinin etkilerini en yoğun hisseden bölgelerden biri haline geldi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu'nun belirttiğine göre, son 40 yılda Akdeniz bölgesindeki deniz sıcaklıkları ciddi oranda arttı. Bu durum, özellikle Mersin ve İskenderun Körfezi gibi bölgelerde 2 dereceyi aşan bir sıcaklık artışına yol açtı.
Aralık ayında Mersin Körfezi'nde 22 dereceye, İskenderun ve Antalya Körfezi'nde ise 21,5 dereceye ulaşan deniz suyu sıcaklıkları, tarih boyunca bu dönemlerde kaydedilen en yüksek değerler olarak kayıtlara geçti.
Bu artışlar, sadece deniz sıcaklıklarını etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda deniz canlılarının yaşam alanlarını da tehdit ediyor. Prof. Dr. Salihoğlu, artan sıcaklıkların, deniz ekosistemini ciddi bir şekilde etkilediğini ve bu değişimin, deniz canlılarının göç yollarını ve üreme alışkanlıklarını değiştirebileceğini vurguluyor. Ayrıca, denizdeki asitlenme ve artan sıcaklıkların, özellikle kalsiyum içeren canlı türlerinin yapılarını etkileme veya ölümlerine yol açabileceği belirtiliyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Turan Beşiktepe ise, denizlerin ve okyanusların iklim düzenleyici rollerine dikkat çekiyor. Beşiktepe, insan faaliyetleri sonucu üretilen ısının büyük bir kısmının denizler tarafından emildiğini ve bu sürecin iklim sisteminin dengesini korumada hayati öneme sahip olduğunu belirtiyor. Ancak, bu süreç içinde yaşanan dengesizlikler, deniz ekosistemi üzerinde zararlı etkilere neden oluyor.
Beşiktepe ayrıca, Akdeniz'deki sıcaklık artışlarının, denizdeki buharlaşmayı artırarak yağış miktarlarını etkileyebileceğini ve bu değişimin özellikle kış yağışlarında azalmaya yol açabileceğini ifade ediyor. Ayrıca, Akdeniz'de kasırga benzeri şiddetli hava olaylarının arttığını ve bu durumun gelecekte daha da sık görülebileceğini belirtiyor. Özellikle Batı Akdeniz'de, Afrika'dan gelen sıcak hava ile kuzeyden gelen soğuk hava kütlesinin etkileşimi sonucunda şiddetli hava olayları yaşanıyor ve bu, deniz ekosistemini olumsuz yönde etkiliyor.
Bölgedeki mercan kayalıklarının ve deniz çayırlarının bozulması, deniz suyu sıcaklıklarının artmasıyla birlikte yaşanabilecek en ciddi sorunlardan biri. Beşiktepe, deniz suyu sıcaklıklarının 26-27 derecenin üzerine çıktığında, soğuk su mercan kayalıklarının uyum sağlayamayarak ölmeye başladığını ve bu durumun ekosistemi tamamen bozabileceğini dile getiriyor.
Bu durum karşısında alınabilecek önlemler arasında, deniz ekosistemini güçlendirmek ve biyoçeşitliliği artırmak yer alıyor. Prof. Dr. Salihoğlu, denizler üzerindeki baskıları azaltmanın, yani kirlilik, avcılık ve yapılaşmayı kontrol altına almanın, deniz ekosistemini korumanın ve iyileştirmenin ana yollarından biri olduğunu vurguluyor.
Küresel ısınmayı durdurma çabalarının yanı sıra, hava olaylarına karşı tahmin mekanizmalarını geliştirmek ve bu şartlara uyum sağlayacak yaşam tarzları geliştirmek de bu sorunla mücadelede önemli rol oynuyor. Beşiktepe, doğayla baş etmenin mümkün olmadığını, ancak doğaya uyum sağlayarak hayatta kalınabileceğini belirtiyor.
Bu durum, Akdeniz bölgesi için sadece bir çevre sorunu değil, aynı zamanda insan hayatını ve sağlığını da doğrudan etkileyen bir kriz haline gelmiş durumda. Uzmanların uyarıları ve önerileri, bu krizin boyutlarını ve alınması gereken önlemleri net bir şekilde ortaya koyuyor. Akdeniz'deki bu sıcaklık artışları ve bunların yol açtığı sonuçlar, tüm dünyada iklim değişikliğiyle mücadelede daha etkili adımlar atılmasının gerekliliğini bir kez daha gözler önüne seriyor.