Akkuyu’nun Akıbeti Sinop Pazarlığına Mı Bağlı?
Akkuyu Nükleer Santrali projesindeki gecikmelerin ve finansman sorunlarının perde arkasında Türkiye'nin Sinop için Güney Kore ve Çin ile görüşmesi yatıyor olabilir mi? Rusya'nın Sinop'u da istemesi, iki proje arasındaki diplomatik gerilimi ve enerji...
Türkiye'nin merakla beklenen ilk nükleer santrali Akkuyu'daki çalışmaların işlerin durma noktasına geldiği yönündeki haberler endişeleri artırıyor. Teknik gecikmelerde Alman sanayi devi Siemens Energy'nin Rusya'ya yönelik yaptırımlar nedeniyle bazı önemli parçaların ihracatını durdurmasının rol oynadığı belirtilse de, İngiltere merkezli haber ajansı Reuters'a göre asıl kriz finansman cephesinde yaşanıyor. Kaynaklar, Rosatom'un projeye aktarması beklenen 7 milyar dolarlık fonun hâlâ gelmediğini ve bu durumun üç reaktörün inşaatının geçici olarak askıya alınmasına yol açtığını iddia ediyor. Siemens ise 2024'te yaptığı açıklamada, gecikmeden kendisinin sorumlu tutulmasına karşılık, gerekli ihracat ve gümrük izinlerinin verilmediğini ve bu konuda federal hükümeti işaret ettiğini belirtmişti. Rosatom'un çoğunluk hissesine sahip olduğu Akkuyu Nükleer AŞ tarafından yürütülen ve 20 milyar dolarlık bir devasa proje olan Akkuyu'nun karşılaştığı bu finansal ve teknik engeller, Türkiye'nin enerji geleceği açısından kritik önem taşıyor. Projenin başlangıcı 15 yıl öncesine dayanıyor; ilk imzalar 2010'da Rusya-Türkiye arasında atılmış, çalışmalar 2013'te başlamış ve ilk ünitenin 2023'te bitmesi planlanmıştı, ancak 2025'e gelindiğinde sadece 1. ünitenin inşaatı tamamlanabildi.
Akkuyu'daki bu belirgin yavaşlamanın arkasında, iddialara göre diplomatik bir gerilim yatıyor. Türkiye'nin Sinop'ta inşa etmeyi planladığı ikinci nükleer santral projesi için Güney Kore ve Çin firmalarıyla masaya oturması, Moskova'yı rahatsız etmiş durumda. Kaynaklara göre Rusya yönetimi, Sinop projesini de kendisi istiyor. Rosatom Genel Müdürü Aleksey Likhachev'in daha önce yaptığı bir açıklama da bu iddiayı destekler nitelikte; Likhachev, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Sinop projesini de kendilerine vermek istediğini söylediğini belirtmişti. Ancak Ankara, alternatiflerle görüşmeye devam ediyor. Bu hassas diplomatik tansiyonun gölgesinde, Türkiye'nin enerji güvenliği ve Rusya ile ilişkileri yakından takip ediliyor. Bu konudaki detaylı analizleri ve gelişmeleri https://www.avazturk.com adresinden takip edebilirsiniz.
Bu artan tansiyonun yatıştırılması amacıyla Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın geçen hafta Moskova'ya bir ziyaret gerçekleştirerek Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya gelmesi dikkat çekiciydi. Reuters haber ajansının aktardığına göre, Bakan Fidan bu kritik görüşmede Akkuyu'daki sorunların çözümü için Putin'den destek talep etti. Aynı basın toplantısında Fidan, yalnızca Akkuyu'yu değil, aynı zamanda Gazprom ile BOTAŞ arasında süren müzakerelere de Putin'den destek vermesini istediğini belirtti. Bu talebin arkasında ise BOTAŞ'ın Rusya'ya olan ve iddialara göre yaklaşık 27 milyar dolara ulaştığı söylenen doğal gaz borcunun yapılandırılması görüşmeleri yatıyor. Türkiye, bu borcun hafifletilmesi için Moskova ile yoğun müzakereler yürütüyor. Akkuyu'daki gecikme ve Sinop projesinin kime verileceği konusundaki belirsizlik, Türkiye-Rusya enerji ilişkilerinde yeni ve karmaşık bir pazarlık sürecini işaret ediyor.
Sinop Nükleer Güç Santrali projesi aslında yeni değil. İlk olarak Japonya ile görüşülmüştü ve Japonya liderliğinde kamu ve özel kurumlardan oluşan bir Japon-Fransız konsorsiyumu projeyi üstlenmişti. Ancak Japon tarafı, maliyet artışı gerekçesiyle projeden çekildi. Bugün ise Sinop için Çin, Kore ve Rusya ile görüşüldüğü iddia ediliyor. Sinop projesinin akıbeti, Akkuyu'daki mevcut duruma ve Türkiye'nin Rusya ile yürüttüğü enerji müzakerelerine doğrudan etki ediyor olabilir. Bu enerji denklemindeki tüm gelişmeleri ve analizleri https://www.avazturk.com adresinde bulabilirsiniz.
Akkuyu Santrali, Rusya'nın Türkiye'deki ilk yap-işlet-devret (YİD) modeliyle hayata geçirdiği proje olacak. Bu modele göre Türkiye, santralde üretilen enerjiyi 15 yıl boyunca projenin yürütücüsü olan Akkuyu Nükleer AŞ'den satın alacak. Türkiye, enerji karşılığında Rosatom'a kilowatt saat başına 12.35 sent ödeme yapacak. Ancak bazı analistler, bu fiyatın dünya ortalamasının 2-3 kat üzerinde olduğunu belirterek bu satın alma anlaşmasının maliyetini sorguluyor. Projenin yüksek maliyeti ve şu anki finansal/teknik sorunlar, Akkuyu'nun geleceğini ve dolayısıyla Türkiye'nin enerji stratejilerini etkiliyor. Sinop projesi için yürütülen görüşmelerin bu karmaşık tabloda nasıl bir rol oynadığı merak ediliyor. Enerji piyasalarındaki bu tür kritik gelişmeleri anbean takip etmek için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Özetle, Akkuyu Nükleer Santrali'ndeki yavaşlama ve finansman eksikliği iddiaları, Türkiye'nin Sinop'ta planladığı ikinci santral için diğer ülkelerle görüşmesiyle ortaya çıkan diplomatik bir gerilimle iç içe geçmiş durumda. Rusya'nın Sinop'u da istemesi ve bu durumun Akkuyu'daki fon akışını etkilediği söylentileri, iki proje arasındaki kader birliğini güçlendiriyor. Dışişleri Bakanı Fidan'ın Moskova'daki temasları, hem Akkuyu'daki sorunları çözme arayışını hem de BOTAŞ'ın doğal gaz borcunu yapılandırma çabalarını aynı müzakere masasına taşıyarak, Türkiye-Rusya enerji ilişkilerinde yeni bir pazarlık döneminin başladığını gösteriyor. Projelerin geleceği, masadaki bu çok yönlü ve kritik müzakerelerin seyrine bağlı olacak.