AKP'de Büyük Çatlak!
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı'nın Kültür ve Turizm Bakanı'na yönelik şoke edici sert sözleri, AKP içindeki derin anlaşmazlığı su yüzüne çıkardı! Gazze'de kan, vatan toprağında şehit acısı dinmezken, festival coşkusu neden bu kadar büyüdü? İşte partide...
Bugün, 10 Temmuz 2025 tarihinde, siyaset kulislerinde fısıltıdan öteye geçen, kamuoyunu şaşkına çeviren ve iktidar partisi içinde kartların yeniden dağıtıldığına işaret eden çarpıcı bir gelişmeyi mercek altına almaya devam ediyoruz. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral'ın Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'u hedef alan sert eleştirileri, AKP ile Saray arasında yeni bir "çatlağın" habercisi mi? Ya da daha derinde yatan hesaplaşmaların ilk sinyalleri mi? www.avazturk.com olarak bu derin analizi ve perde arkası tüm detayları sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.
Hükümet çevreleri ve siyasetin nabzını tutanlar, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Oktay Saral'ın sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamaları büyük bir şaşkınlık ve merakla takip etti. Saral, Trabzon'da düzenlenen "Kültür Yolu Festivali" etkinliklerini doğrudan hedef alarak, Bakan Ersoy'un ismini açıkça zikretti. Bu, bir Cumhurbaşkanı Başdanışmanı'nın görevdeki bir bakana yönelik bu denli doğrudan ve sert bir eleştiri getirmesinin nadir görülen bir örneğiydi.
Saral, yaptığı paylaşımda vicdanlara sesleniyor, bu festivalin zamanlamasını ve içeriğini sorguluyordu: "Sayın Kültür ve Turizm Bakanı, Gazze’de çocuklar hala can çekişirken, analar yavrularını kucaklarına alamadan mezara uğurlarken, vatan uğruna kara toprağa verdiğimiz 12 şehidimizin, yiğidimizin henüz kanı kurumamış, analarının göz yaşı dinmemişken." ifadeleriyle başlayan eleştiriler, festivalin yapıldığı atmosferle yaşanan insani dramlar arasındaki tezatlığı vurguluyordu. Saral, sözlerini daha da ileriye taşıyarak şu çarpıcı soruları yöneltti: "Trabzon’da 'Kültür Yolu Festivali' adı altında sahneler kurup, şarkılarla, danslarla eğlence tertip ederken hiç mi kalbiniz bizar olmadı!? Hiç mi vicdanınız sızlamadı?" Bu ifadeler, yalnızca bir eleştiri değil, aynı zamanda ciddi bir sorgulama ve hesap sorma çağrısı niteliğindeydi. www.avazturk.com bu açıklamaların yankılarını ve siyasi etkilerini yakından izlemeye devam ediyor.
Saral'ın eleştirileri bununla da sınırlı kalmadı. Milli hassasiyetleri ön plana çıkararak, festivaldeki eğlencenin halkın genel ruh haliyle nasıl çeliştiğini sert bir dille eleştirdi: "Bu milletin kalbi yanarken, siz nasıl güldünüz? Gözyaşları dinmemiş anaların, şehit ailelerinin acısı bu kadar mı değersiz sizin gözünüzde? Bu ne büyük duyarsızlıktır, ne büyük kopuştur milletin ruhundan!" dedi. Saral'a göre, milletin evlatları can verirken, bakanlıktan beklenen "çalgı değil, eğlence değil; vakarla bir duruştu!" Bu duyarsızlığın vicdanlarda "kara bir leke" olarak kalacağını belirten Saral, halkın "infial halinde" olduğunu da sözlerine ekledi.
Ancak bu sert çıkışa ilk tepki, yine AKP içinden geldi. Partinin 27. Dönem Niğde Milletvekili Selim Gültekin, Oktay Saral'a sosyal medya üzerinden adeta misillemede bulundu. Gültekin, Saral'ın yakın zamanda Bakan Ersoy'u makamında ziyaret ettiğini ima eden bir fotoğraf eşliğinde şunları yazdı: "Yakın zamanda işiniz düştüğünde Bakan beyi makamında ziyaret eden siz, tweet atan yine siz… Bu tweeti kim yazdırdı size hadi söyleyin." Bu sözler, olayın sadece duygusal bir çıkıştan ibaret olmadığını, aksine derin siyasi hesaplaşmaların ve iç çekişmelerin bir yansıması olabileceği ihtimalini güçlendirdi. Gültekin'in bu sert sorusu, Saral'ın açıklamalarının kendi inisiyatifiyle mi, yoksa "bir yerden" gelen bir talimatla mı yapıldığı sorusunu akıllara getirdi.
Tartışmaya dahil olan bir diğer isim ise, AKP'nin eski milletvekillerinden Mehmet Metiner oldu. Metiner, Oktay Saral'a tam destek vererek, "Benim yiğit kardeşim! İyi ki varsın!" sözleriyle Saral'ın yanında durduğunu gösterdi. Bu destek, Saral'ın çıkışının parti içindeki belirli bir kanattan onay gördüğünü ve belki de bu eleştirilerin bir "test ateşi" niteliğinde olabileceğini düşündürttü.
Peki, bu sert çıkışların ve karşılıklı suçlamaların ardında ne yatıyor? Bir Cumhurbaşkanı Başdanışmanı'nın, aynı partinin önemli bir bakanını bu denli açıkça hedef alması, partinin içindeki dengelerin ciddi şekilde sarsıldığının en bariz göstergesi olarak yorumlanıyor. Özellikle Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı gibi hassas bir pozisyonda bulunan bir ismin, bir bakanın icraatını bu şekilde sorgulaması, Saray ile partinin geleneksel hiyerarşisi arasında bir gerilimin yaşandığına işaret ediyor. Bu durum, sadece bir bakanlık eleştirisinden öte, parti içindeki güç odaklarının ve geleceğe yönelik pozisyonlanmaların da bir yansıması olabilir mi?
Siyasi gözlemciler, bu olayın yüzeysel bir tartışmanın çok ötesinde anlamlar taşıdığı konusunda hemfikir. Bir yandan Mehmet Nuri Ersoy'un bakanlık performansı ve politikaları, diğer yandan Saray'a yakın bir ismin bu performansı eleştirmesi, parti içinde "devlet teamülleri" ve "siyasi etik" tartışmalarını da beraberinde getiriyor. Selim Gültekin'in "Bu tweeti kim yazdırdı size?" sorusu ise olayın en can alıcı noktası. Zira bu soru, Saral'ın tek başına mı hareket ettiği, yoksa partinin üst kademelerinden veya "Saray"dan birilerinin mi bu eleştiriyi tetiklediği, hatta bunu bir iç hesaplaşma aracı olarak kullanıp kullanmadığı yönündeki spekülasyonları beraberinde getirdi. Tüm bu gelişmelerin, iktidar partisinin gelecekteki iç dinamikleri üzerinde çok daha büyük etkileri olacağı ve Mehmet Nuri Ersoy'u hedef alan bu tartışmanın aslında Saray ile AKP arasındaki derin bir güç mücadelesinin fitilini ateşlemiş olabileceği konuşuluyor. İşte bu noktada www.avazturk.com olarak tüm bu sis perdesinin ardındaki asıl gerçeği, Saral'ın o çok konuşulan tweetini ona kimin yazdırdığı sorusunun cevabı, iktidar partisindeki mevcut ve potansiyel tüm dengeleri kökünden değiştirecek sırrı da beraberinde barındırıyor!