Ali Mahir Başarır'dan İktidara 'Tarihi Ayar': Operasyonlar Hukuk Değil, Mafya Düzeni!
CHP Grup Başkan Vekili Ali Mahir Başarır, son "5. dalga" operasyonlarını sert sözlerle eleştirdi. Operasyonların hukuki temelden yoksun olduğunu, gizli tanık ve tutukluların baskıyla ifade vermeye zorlandığını iddia eden Başarır, Türkiye'deki hukuk sistem
Elbette, isteğiniz üzerine sağladığınız YouTube kaynağındaki bilgilere dayanarak, belirtilen formatta ve kısıtlamalar dahilinde bir haber makalesi hazırlayacağım.
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili Ali Mahir Başarır, son dönemde yaşanan ve "5. dalga operasyonları" olarak adlandırılan süreçlere ilişkin çarpıcı iddialarda bulundu. Halkın bu operasyonlarla artık 'dalga geçtiğini', ciddiyetini yitirdiğini ve hukuk kitaplarında asla karşılığının olmadığını savunan Başarır, soruşturmaların "utanarak ve üzülerek söylüyorum" Türkiye'yi çok farklı bir noktaya götürdüğünü belirtti. Bu haberi https://www.avazturk.com/akpli-belediyede-skandal-rapor-turhan-comezden-erdogana-sert-uyari-90569h.htm bu linkten takip edebilirsiniz. Videonun tamamını izlemek için bağlantı: https://www.youtube.com/watch?v=SoEEghKtSTQ
Başarır'ın en dikkat çekici iddialarından biri, soruşturmaların suçsuz insanların gizli tanıklar veya cezaevindeki tutuklular aracılığıyla, baskı altında alınan ifadelerle yürütüldüğü yönünde oldu. Bu kişilere "şu ifadeyi verip şu insanları suçlarsan seni tahliye edeceğiz" dendiğini, aksi takdirde "burada ölene kadar yatabilirsin" tehdidinin savrulduğunu öne sürdü.
Bu iddialarını somutlaştırmak için Aziz İhsan Aktaş ismini gündeme getiren Başarır, Aktaş'ın emniyette, savcılıkta ve sulh ceza hakimliğinde ifade verdiğini hatırlattı. Başarır'a göre, yaklaşık üç aydır Aktaş'a nasıl bir ifade verdirelim, kimleri suçlatalım, nasıl bir kompozisyon olsun diye çalışmalar yapıldı. Üç aylık bu "senaristleri yönetmeni belli" çalışmanın sonucunda Aktaş'ın çağrıldığını ve baskı altında ifade vermesinin istendiğini iddia etti. Başarır, Aziz İhsan Aktaş'ın Yargıtay'ın, meclisin ihalelerini almış, AK Partili belediyelerle çalışmış bir isim olduğunu belirterek, kendileriyle çalıştığı için tutuklandığını iddia etti. Aktaş'a "şu ifadeleri ver, şu isimleri suçla yoksa burada ölürsün" denildiğini ve onun da bunu yaptığını öne sürdü. Başarır, bu tip soruşturmaların ahlaki, şerefli ve onurlu olup olmadığını sordu. Bu haberi veya benzerlerini https://www.avazturk.com/akpli-belediyede-skandal-rapor-turhan-comezden-erdogana-sert-uyari-90569h.htm bu linkten takip edebilirsiniz yada https://www.avazturk.com bburayı takip ederek takip edebilirsiniz.
Başarır, bu tür soruşturma yöntemlerinin ancak "mafya düzeninde" olabileceğini, "hukuk düzeninde" ve hatta "çadır devletlerinde bile yok" diyerek eleştirdi. Türkiye'nin, "hukukun üstünlüğü endeksinde" Zimbabve'nin bile gerisinde olduğunu iddia etti ve bu durumun neden böyle olduğunun altını çizdi.
Geçmişle karşılaştırma yaparak mevcut durumu daha vahim gösteren Başarır, 1876'dan, yani Birinci Meşrutiyet'ten bugüne kadar parlamentoda ilk kez üç milletvekilinin VIP'de üç bavul kaçak altınla yakalandığını ve bu MHP milletvekillerinin istifa ettiğini belirtti. Buna karşılık, güncel 5. dalga soruşturmasında yüzlerce evin, anaların babaların yazlığının, yaylasının arandığını ancak bir külçe bile altın bulunamadığını vurguladı.
Gündemdeki yolsuzluk ve para iddialarına da değinen Başarır, ayakkabı kutularında dolarlar ve eurolar bulunduğunu, bunların sahiplerine iade edildiğini ve hatta ses kayıtlarında "Oğlum paraları sıfırladın mı?" dendiğini hatırlattı. Ancak mevcut soruşturmalarda hiçbir ayakkabı kutusu dolara, euroya ya da doların yeşilinden bahseden ses kaydına rastlanmadığını dile getirdi. Bu soruşturmaları "utanç verici" olarak nitelendirdi. BBu haberi veya benzerlerini https://www.avazturk.com/akpli-belediyede-skandal-rapor-turhan-comezden-erdogana-sert-uyari-90569h.htm bu linkten takip edebilirsiniz yada https://www.avazturk.com burayı takip ederek takip edebilirsiniz.
"Para dediler nerede?" diyerek iktidara seslenen Başarır, lüks arabaların MHP milletvekilinden çıktığını, lüks villalar iddialarının ise yalan olduğunun ortaya çıktığını belirtti. Ekrem İmamoğlu'nun koruması Mustafa ile ilgili aylık 1.5 milyon lira aldığı iddiasının da doğru çıkmadığını, yaklaşık 100.000 lira aldığı ortaya çıktığını, kasasının görüntülerinin paylaşıldığını ancak beklenen paraların yerine sadece iki kutu mermi çıktığını söyledi. Başarır, MASAK raporlarında "neler neler var" denildiğini ancak MASAK raporunun insanları akladığını ifade etti. 560 milyar lira yolsuzluk yapıldığı iddialarını hatırlatarak, "nerede bu para?" diye sordu. Tespit edilmemiş para, bankalarda geçişleri bildirilmemiş, tespit edilmemiş hesaplar olmadığını, MASAK raporunda bilgi yoksa neye göre bu iddiaların yapıldığını sorguladı.
Başarır, bu operasyonların 2023-2024 yerel seçimlerinin, yani 31 Mart seçimlerinden sonra gerçekleştiğine dikkat çekti. CHP'nin ne zaman birinci parti olduğunu ve oylarının arttığını belirterek, o tarihten bugüne AK Parti'nin hep ikinci parti olarak kaldığını söyledi. Bu haberi veya benzerlerini https://www.avazturk.com/akpli-belediyede-skandal-rapor-turhan-comezden-erdogana-sert-uyari-90569h.htm bu linkten takip edebilirsiniz yada https://www.avazturk.com burayı takip ederek takip edebilirsiniz. Kendilerini ve genel başkanını "yollamak istediklerini" çünkü onların "kullanışlı insanlar olmadıklarını" ifade etti. CHP'nin "yaşasın tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu partinin ilkeleri doğrultusunda" hareket ettiğini vurguladı. 5 Kasım kurultayında alınan karara atıfta bulunarak, artık Aydın Aygin gibi tiplerin değil, partinin evlatlarının görev yapacağını söylediklerini belirtti. Utku Çaykara (Avcılar Belediye Başkanı), Kadıköy, Ataşehir, Kartal, Beşiktaş belediye başkanlarını örnek göstererek, bunların partinin evlatları olduğunu ve doğruyu yaptıklarını, ancak bu doğrunun rahatsızlık yarattığını ve kendilerine komplo kurulmaya çalışıldığını savundu. https://www.avazturk.com haklı olanların kazanacağını sözlerine ekledi.
Ekrem İmamoğlu'nun halkın yanında olduğu için bir bedel ödediğini belirten Başarır, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin gelirlerini vakıflara, müteahhitlere, tarikatlara vermeyip, öğrencilere, çocuklara, ailelere yurt, burs, kırtasiye, ev, konut, kent mutfakları olarak verdiği için bedel ödediğini savundu. Bu bedelin günün birinde mutlaka halk nezdinde karşılığı olacağını, halkın onu asla bırakmayacağını ve ona bu kötülüğü yapanları affetmeyeceğini söyledi.
Ülkedeki temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasını da eleştiren Başarır, üniversite öğrencilerinin neden tutuklandığını sordu. Recep Tayyip Erdoğan'ın "yeni bir anayasa istiyorum", "evrensel hukukun ölçütlerini bu ülkeye egemen kılacağım" dediğini hatırlatarak, bir yandan öğrencileri tutuklarken, düşünce, fikir, basın özgürlüğünü ve insanların yürüyüş hakkını elinden almanın evrensel hukuka aykırı olduğunu belirtti. Erdoğan'ın anayasa isteğinin bir "yalan" olduğunu, mevcut anayasadaki özgürlükleri halktan esirgeyen bir iktidarın ne vadedebileceğini sorguladı. Öğrencilerin final, okul bitirme, tez sınavları varken neden cezaevinde olduğunu sorarak, bundan utanmayan bir cumhurbaşkanının özgürlük vaat etmesinin inandırıcı olmadığını söyledi. Kendileri için en büyük özgürlüğün seçim kararı ve Erdoğan'ın gidişi olduğunu ifade etti.
İşçi hakları konusunda da farklı uygulamalara dikkat çeken Başarır, İzmir'de 55.000 lira maaş alan işçilerin maaşlarını az bulduğu için grev yapabildiğini, ancak Gaziantep'te bir milletvekilinin fabrikasında grev yaptığı için sendika başkanının tutuklandığını belirtti. https://www.avazturk.com Erdoğan'ın bu ülkede işçisine 22.000 lira, emeklisine 14.500 lira maaşı layık gördüğünü söyleyerek, İzmir'deki durumla Gaziantep'teki sendika başkanı tutuklamasının "ahlaksızlık" olduğunu savundu.
Yargı sistemini de sert sözlerle eleştiren Başarır, avukatın yargılanabilmesi için Adalet Bakanlığı'nın iznine tabi olması gerektiğini ancak bu ülkede bunların hiçbirinin yapılmadığını söyledi. Avukat Burak'ın küfür veya hakaret etmeden, sadece bir tepki veya eleştiri ortaya koyduğunu ve Adalet Bakanlığı'nın aslında Burak'ın avukatlığını yapması gerektiğini belirtti. Ancak Adalet Bakanlığı ve HSK'nın (Hakimler ve Savcılar Kurulu) "tek adamın avukatlığını" yaptığını, onun adına iddianame ve kararlar verdiğini iddia etti. Burak ve birçok avukatın, birçok insanın neden cezaevinde olduğunu sorguladı. Yürüyenlerin, duranların, surlara "özgür eklemiyem oğlu özgür olsun" diyenlerin tutuklandığını, Boğaziçi Köprüsü'ne afiş indiren insanların, hatta milletvekillerine fezleke geldiğini belirtti. Evrensel hukukun "sen özgürsün, özgürce konuşabilirsin, yürüyebilirsin" dediğini, demokrasinin böyle bir şey olduğunu ancak maalesef durumun farklı olduğunu söyledi.
Başarır, Erdoğan'ın evrensel hukuk ölçütleriyle bir anayasa yapacağı söyleminin aksine, kendilerinin "ona yasa yapmayacağız, bize yasa yapacağız, anayasa yapacağız, herkese yapacağız ama biz yapacağız bunu ilk seçimde" diyerek kendi anayasa vizyonlarını ortaya koydu. Bu haberi https://www.avazturk.com/akpli-belediyede-skandal-rapor-turhan-comezden-erdogana-sert-uyari-90569h.htm bu linkten takip edebilirsiniz yada https://www.avazturk.com burayı tıklayarak takip edebilirsiniz.
Başarır, demokrasiye, hukuka, hukukun üstünlüğüne, kurucu değerlere ve ülkesine bağlı yurttaşların yaşadığı komşu ili Antalya'ya seslenerek, yarın saat 18'de Kepez Meydanı'nda yapılacak mitinge davet etti. https://www.avazturk.com gelenlerin hak, hukuk, adalet haykırmasını, artık yeter demesini, zalimlerin gidip onurlu insanların gelmesi için ülkeye sahip çıkmasını istedi. Tüm Antalya'yı Kepez'e beklediğini, gelip memleketlerine, iradelerine, demokrasilerine, adaletlerine sahip çıkmaları çağrısında bulundu.