Anayasa Mahkemesi'nden Mülkiyet Hakkı Alarmı: Devlet El Koyduğu Mülk İçin Vatandaştan Bir de Vekalet Ücreti Alabilir mi?
Türkiye'de mülkiyet hakkı bir kez daha Anayasa Mahkemesi'nin gündemindeydi. Orman tahdidi nedeniyle tapusu iptal edilen bir vatandaşın açtığı tazminat davasında devlet lehine hükmedilen vekalet ücreti AYM tarafından 'mülkiyet hakkı ihlali' sayıldı...
Anayasa Mahkemesi'nden Mülkiyet Hakkı Alarmı: Devlet El Koyduğu Mülk İçin Vatandaştan Bir de Vekalet Ücreti Alabilir mi? Emsal Karar Tartışma Yarattı!
Türkiye'de bireysel özgürlüklerin ve temel hakların en önemlilerinden biri olan mülkiyet hakkı, Anayasa Mahkemesi'nden (AYM) çıkan çarpıcı bir kararla yeniden gündemin merkezine oturdu. Özellikle devletin çeşitli gerekçelerle mülklere el koyduğu durumlarda, vatandaşın tazminat talebiyle açtığı davalarda yaşanan bir adaletsizlik Anayasa Mahkemesi tarafından "ihlal" olarak nitelendirildi. Kararın detayları, hukuki çevrelerde geniş yankı uyandırdı ve "iyi yönetişim" prensibi açısından da devlete önemli bir mesaj içerdiği belirtiliyor.
Karara Konu Olay: Orman Sınırı Mağduriyeti ve Tazminat Davası
Tartışmalara neden olan olay, 1990 yılında tapu tescili yapılmış bir taşınmazın, daha sonra kesinleşmiş orman tahdidi sınırları içerisine dahil edilmesiyle başladı. Orman Genel Müdürlüğü, taşınmazın ormana terk edilmesini talep ettiğinde, eski malik bu talebe uymadı veya feragat etmedi. Bunun üzerine Orman Genel Müdürlüğü, tapu iptal ve tescil davası açarak taşınmazın tescilini sağladı.
Mülkünden olan eski malik, yasal hakları çerçevesinde, taşınmazının bedelini alabilmek için idareye karşı bir tazminat davası açtı. Türkiye'deki yargılama süreçlerinin uzunluğu bu davada da kendini gösterdi ve dava, uzun uğraşlar ve hatta bir Yargıtay bozması sonrasında kısmen kabul edildi. Mahkeme, taşınmaz için belirli bir tazminat bedeline hükmetti (kaynakta örnek olarak 50.000 TL talep edilen, 40.000 TL kabul edilen bir dava ve aradaki 10.000 TL'lik fark üzerinden vekalet ücreti çıktığı belirtiliyor).
İşte tam bu noktada, davanın kısmen kabul edilmesi (yani talep edilen miktarın tamamının değil, bir kısmının verilmesi) nedeniyle, davanın açılmasına sebep olan davalı idare (devlet) lehine bir vekalet ücretine hükmedildi. Yani mülkünü devletin eylemiyle kaybeden, hakkını aramak için dava açmak zorunda kalan vatandaş, kazandığı tazminatın bir kısmını, davayı açmasına sebep olan devlete vekalet ücreti olarak ödemek durumuyla karşı karşıya kaldı.
Anayasa Mahkemesi'nin Keskin Değerlendirmesi: "Aşırı Külfet ve Adil Denge İhlali"
Başvurucunun bu durum karşısında yaptığı bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi tarafından titizlikle incelendi. AYM, karara konu olayda, tapusu iptal edilerek mülkünden yoksun bırakılan başvurucunun, tazminat elde edebilmek için idareye karşı dava açmak zorunda kaldığını net bir dille ifade etti. Dolayısıyla, yargılama süreci sonucunda devletin tazminat ödemekle sorumlu tutulması da göz önüne alındığında, tapusu iptal edilen başvurucunun davanın açılmasına sebebiyet verdiği söylenemezdi.
Anayasa Mahkemesi, işte bu vekalet ücreti yükümlülüğünün mülkiyet hakkı üzerindeki etkilerini derinlemesine analiz etti. Mahkeme, başvurucunun ödemek durumunda kaldığı vekalet ücretinin, kendi yararına ödenen (avukatına verilmesi gereken) vekalet ücretinin doğrudan bir karşılığı olmadığını vurguladı. Önemli olanın, yüklenen vekalet ücretleri kıyaslandığında, başvurucunun tazminat bedelinin önemli bir kısmından mahrum bırakılması ve elinde kalan miktarın mülkün gerçek değerinin altında kalmasına yol açılması olduğunu belirtti.
Anayasa Mahkemesi'nin tespitlerine göre bu durum, başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklemekteydi. Mülkiyet hakkının korunması ile müdahaleye dayanak kamu yararının gerekleri arasında olması gereken adil denge, bu vekalet ücreti yükü nedeniyle başvurucu aleyhine bozulmuştu. Mahkeme, bu gerekçelerle, mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin ölçüsüz olduğuna ve bunun açık bir mülkiyet hakkı ihlali olduğuna karar verdi. Hatta kaynakta, bu vekalet ücretinin hükmedilen tazminat miktarının %29.55'ine denk geldiği gibi çarpıcı bir oranın bile kararda yer aldığı belirtiliyor.
Avukat Murat Tezcan'dan Yorum: "Devletin Sorumluluğu Açık, Vekalet Ücreti Asla Hükmedilmemeli!"
Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı, konuyu yakından takip eden hukukçular tarafından da değerlendiriliyor. Avukat Murat Tezcan, bu kararın aslında yasama organına bir mesaj olduğunu düşündüğünü belirtiyor. Kendisi, daha önce kamulaştırma davalarında idare lehine verilen vekalet ücretlerinin de Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay'ın uzun mücadeleleri sonrasında iptal edildiğini hatırlatarak, bu yeni kararın da benzer nitelikte olduğunu düşünüyor.
Tezcan'a göre, özellikle devletin taraf olduğu ve davanın açılmasına bizzat idarenin kendisinin sebebiyet verdiği tazminat davalarında, idare lehine kesinlikle ama kesinlikle hiçbir şekilde vekalet ücreti takdir edilmemelidir. Bunun "iyi yönetişim" ilkesinin de bir gereği olduğunu savunan Tezcan, "iyi idare"nin böylesi bir davanın açılmasına zaten sebep vermeyeceğini, tescili gerçekleştirdiğinde bedelini ödeyeceğini, eski maliki dava süreçleriyle, masraflarla, avukatlık ücretleriyle uğraştırmayacağını dile getiriyor. İdarenin burada açık sorumluluğu olduğunu vurgulayan Tezcan, yerel mahkemelerin de bu Anayasa Mahkemesi kararını gerekçe göstererek, avukatlık kanunundaki hükümlerin aksine bu tür davalarda idare lehine vekalet ücreti hükmetmeme yönünde önemli ve yenilik doğuran kararlara imza atabileceği çağrısında bulunuyor.
Sonuç: Hukuk Devleti İlkesi ve Mülkiyet Güvencesi
Anayasa Mahkemesi'nin 21 Mayıs 2025 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan bu emsal kararı, devletin eylemleri sonucu mülkünden olan vatandaşların, zararlarını telafi etmek amacıyla açtıkları hukuki süreçlerde ekstra mali yüklerle karşı karşıya bırakılmasının kabul edilemez olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Karar, mülkiyet hakkının sadece anayasal bir güvence olmakla kalmayıp, devletin eylemlerinin getirdiği sonuçlar karşısında vatandaşın korunmasını da kapsadığını hatırlatıyor. Hukuk devletinde idarenin kusurundan kaynaklanan zararların bedelinin vatandaşa vekalet ücreti yükü olarak dönmemesi gerektiği, bu kararla bir kez daha Anayasa Mahkemesi nezdinde teyit edilmiş oluyor. Yerel mahkemelerin bu kararı nasıl uygulayacağı ise önümüzdeki dönemde merak konusu olacak.