Asgari Ücret Belirsizliği: İşçilerin Bekleyişi Devam Ediyor
Türkiye'nin en önemli konularından biri olan asgari ücret belirleme süreci, hâlâ netlik kazanmadı. Önümüzdeki günlerde yapılacak olan açıklama merakla beklenirken, işçiler ve işverenler arasında tartışmalar da alevlenmeye devam ediyor.
‘’Öncelikle belirtmek gerekir ki, asgari ücretin miktarı herhangi bir rakamla sınırlı olmamalıdır. Burada önemli olan, istihdamı aksatmadan sürdürülebilir ve dengeli bir yaklaşımın gözetilmesidir. İşverenlerin ve çalışanların beklentilerini dikkate alan bir tutar belirlenmelidir. Bu konuda Türkiye Cumhuriyeti olarak, yerel para birimimiz olan Türk Lirası üzerinden görüşmelerimizi yapacağız.’’
Ancak işverenleri temsil eden Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), eski Çalışma Bakanı Vedat Bilgin'in 500 dolar seviyesindeki sözüne karşı çıkarak Türk Lirası üzerinden görüşme yapılmasını istemişti. Aynı tavrını ilk pazarlık görüşmesinde de sürdüren TİSK, dolar kurundaki yükselişin tüm maaş artışlarında dikkate alınması gerektiğini savundu.
MHP lideri Devlet Bahçeli ise asgari ücretle geçinen vatandaşların, emeklilerin, memurların ve toplumun diğer kesimlerinin döviz kurundaki dalgalanmalardan etkilenmeden insanca yaşayabilecekleri bir ücret seviyesine çıkarılmasını destekledi. Bu konuda yapılacak her adımın ülkemize yansıyacağını belirterek, söz verdikleri şekilde hareket edeceklerini ifade etti.
Bugün 360 dolar seviyesine gerileyen asgari ücret, ocak ayında 465 dolar seviyesindeydi. Asgari ücretlinin son 6 ayda yaşadığı kayıp 105 dolar olarak hesaplanıyor. Eğer asgari ücrete %20 zam yapılırsa 10.207 TL'ye, %25 zamla 10.632 TL'ye, %30 zam yapılırsa 11.057 TL'ye, %40 zam yapılırsa 11.910 TL'ye yükselecektir.
‘’Asgari ücretli çalışanlarımızın güncel ekonomik kriz, ev kiraları ve hayat pahalılığı gibi faktörlere göre yeniden belirlenmesini istiyoruz.’’ Asgari ücretin belirlenmesinde genellikle resmi enflasyon rakamları dikkate alınırken, işçi tarafı enflasyonun yanı sıra refah payı, açlık ve yoksulluk sınırı gibi faktörlerin de göz önünde bulundurulmasını talep ediyor.
‘’Siyasetimizin özü güvendir. Söylediklerinizi yapacağınızı da söyleyeceksiniz. İşte bu yüzden, asgari ücretin belirlenmesi konusunda net bir rakam ortaya konulmasını bekliyoruz. Yaklaşık 500 dolar civarında bir asgari ücret belirlenmesini umuyoruz. Çalışmalarımızı bu doğrultuda yaptık ve hazırız.’’
Ancak, bugüne kadar verilen sözlerin ardından herhangi bir açıklama gelmedi. Asgari ücret tespit komisyonunun ilk toplantısının ardından hâlâ beklenen açıklama yapılmadı. Milyonlarca asgari ücretlinin bayrama kadar sonuçlanmasını umduğu bu sürecin bir an önce tamamlanmasını bekliyoruz.
‘’Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışan kesimlerin enflasyon karşısında satın alma gücünün erimesine izin vermemiştir. Aynı yaklaşımı göstereceğimize inanıyoruz.’’ Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, asgari ücretin enflasyona ezdirilmeyeceğini ifade etmiştir. Ancak milyonlarca işçi, geçmişteki kayıplarının da telafi edilmesini beklemektedir.
Gerçekten de geniş kesimlerin alım gücü açısından Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir durum yaşanmamıştır. %60 oranındaki asgari ücret, neredeyse asgari ücretle çalışanların yarısına denk gelmektedir. Bu durum, açlık sınırının altında olanların sayısının artmasına neden olmuştur.
Sonuç olarak, işçiler ve işverenler arasında asgari ücret konusunda devam eden belirsizlik ve tartışmalar toplumun geniş kesimlerini etkilemektedir. Bekleyiş içinde olan milyonlarca asgari ücretlinin, hayat pahalılığı ve ekonomik sıkıntılar karşısında adil bir ücretle yaşamaları gerekmektedir. Hem işçilerin refahı hem de işverenlerin sürdürülebilirliği göz önünde bulundurularak, adil bir asgari ücretin belirlenmesi önem arz etmektedir. Herkesin beklentilerinin karşılandığı bir sonuç elde edilmesi için yetkililerin bir an önce adım atmaları ve toplumu aydınlatacak bir açıklama yapmaları gerekmektedir.