Bahçeli'den Akıl Almaz Hamle, Erdoğan'ın Koltuğu Sallanıyor
Devlet Bahçeli'nin son açıklamaları ve MİT'in gizemli görüşmeleri siyaset sahnesini derinden sarstı. Erdoğan'ın geleceğiyle ilgili büyük sır perdesi aralanıyor. Bu haber tüm dengeleri değiştirecek!
Türkiye siyasetinde son dönemde yaşanan gelişmeler, birçok yurttaşın kafasını karıştırmış durumda. Özellikle Devlet Bahçeli'nin ardı ardına gelen şaşırtıcı açıklamaları, rüyada görse inanmayacağını söyleyenlerin bile şaşkınlığını gizleyemediği bir atmosfer yarattı. Memduh Bayraktaroğlu ve Ferit'in Zanka TV'deki canlı yayınında masaya yatırılan bu gelişmeler, siyasetin bilinen kurallarını alt üst ederek, okuyucuları derin bir merakın içine sürüklüyor. Okumaya devam ettikçe, Türkiye siyasetinin derinliklerine inecek ve bu gelişmelerin perde arkasındaki çarpıcı gerçekleri adım adım ortaya koyacağız.
Yayının sunucusu Ferit, Devlet Bahçeli'nin mevcut açıklamalarını bir "senaryo" olarak yorumladığını ve birilerinin "kamuoyunun refleksini ölçme" amacı güttüğünü belirtiyor. Bu açıklamalar, özellikle MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın muhalif parti liderleriyle yaptığı görüşmelerle birlikte, siyasi arenada Erdoğan sonrası bir dönemin hazırlandığına dair güçlü sinyaller olarak algılanıyor. Ferit'in ifadesine göre, İbrahim Kalın'ın bu süreçle ilgili bilgi vermesi ve muhalif parti liderleriyle bir araya gelmesi "demokratik bir eylem gibi gözükmüyor". Hatta Ferit, Bahçeli'ye çok yakın bir isim olan Mümtaz'er Türköne'nin sözlerini aktararak, İbrahim Kalın'ın Erdoğan ile Bahçeli arasında bir anlaşmazlık olduğunda bile Bahçeli'nin tarafında yer aldığını vurguluyor. Bu durum, siyasetin içindeki güç dengelerinin ne denli karmaşık olduğunu gözler önüne seriyor.
Devlet Bahçeli'nin önerileri arasında, Abdullah Öcalan'ın mecliste konuşmasına kadar giden açıklamaları, DEM Partililerle arasının gayet iyi olduğunun ortaya çıkması ve Cumhurbaşkanının iki yardımcısından birinin Kürt, diğerinin Alevi olması önerisi dikkat çekiyor. Bu radikal söylemlerin, daha önce böyle konuşmayan liderler için oldukça şaşırtıcı olduğu ifade ediliyor. Memduh Bayraktaroğlu'na göre, bu tür açıklamalar ABD ve İsrail'in önde gelen siyasetçilerinin söylemleriyle neredeyse birebir örtüşüyor. Örneğin, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Tombarak'ın "güçlü ulus devletler İsrail için bir tehdittir" açıklaması ve Türkiye için Osmanlı modelini övmesi bu paralelliği güçlendiriyor. Tüm bu gelişmeleri daha detaylı incelemek ve Türkiye'nin geleceğine dair olası senaryoları keşfetmek için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Memduh Bayraktaroğlu, Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) tarihini iyi bilmenin, bugünkü siyasi oyunları çözmek için anahtar olduğunu savunuyor. Bayraktaroğlu'nun aktardığına göre, MHP 1965-66 yıllarında kurulduğunda temel amacı komünizmle mücadeleydi ve bu süreçte Amerika Birleşik Devletleri'nin desteğini almıştı. Hatta 27 Mayıs İhtilali'ni yapan kadrolardan yurt dışına sürülen 14 subaya, ki aralarında Alparslan Türkeş de vardı, ABD'nin sahip çıktığı ve Türkeş'in ömrü boyunca destek verdiği belirtiliyor. MHP'nin, Alparslan Türkeş'ten bu yana "devletin bekası, tek millet, üniter devlet" gibi ideolojik yaklaşımlardan sapmadığı vurgulanıyor. Ancak bu ideolojilerin yanında, partinin ABD'ye kafa tutarak ayakta kalamayacağını bildiği ve sürekli olarak iktidar partileri arasına sızarak devlette kadrolaşma stratejisi izlediği ileri sürülüyor. Bu, MHP'nin sadece ideolojik değil, aynı zamanda derin stratejik hedeflerle hareket eden bir "lider partisi" olduğunun altını çiziyor.
Memduh Bayraktaroğlu, Devlet Bahçeli'nin bu açıklamaları yaparken ideolojik, oportünist veya samimi bir vatansever olarak mı yaklaştığını bilemediklerini, ancak siyasi devletin bekası ve üniter yapı penceresinden baktığına inandığını ifade ediyor. Ona göre Bahçeli, "Kürt yurttaşlarımızı ve Alevi yurttaşlarımızı diğer partilerin denetimine bırakamayız" diyerek, siyasi bir strateji kurduğunu belirtiyor. Bahçeli'nin tekliflerinin gündemi değiştirdiğini ve Erdoğan'ı kısmen rahatlattığını düşünen Bayraktaroğlu, Bahçeli'nin Erdoğan'ı yine borçlu duruma düşürdüğünü de ekliyor. Bahçeli'nin "bebek katiline (Öcalan) meclise davet edip terör örgütüne silah bırakma çağrısı yapması için teklifte bulunduysam" demesi ve ardından iki yardımcı önerisi, siyasi bir oportünizmin ötesinde, ustaca kurgulanmış bir hamle olarak yorumlanıyor. Memduh Bayraktaroğlu, Bahçeli'nin bu açıklamalarının anayasaya aykırı olmadığını, zira kendisinin sadece bir "öneride" bulunduğunu ve kulis haberi olarak çıkan bir bilgiyi yalanlamadığını, aksine "şeffaf takıldığını" vurguluyor.
Yayın sırasında, Ferit'in Memduh Bayraktaroğlu'nun "Kürtlerle Dans" adlı kitabının Kurtlar Vadisi dizisiyle benzerliklerine dikkat çekmesi, tartışmaya farklı bir boyut katıyor. Bayraktaroğlu, kitabında Abdullah Öcalan'ın cezaevinde yaşlanmış ve olgunlaşmış haliyle, MHP'lilerin (kitapta başka bir isimle geçse de) devreye girerek Öcalan'ın İmralı'dan Kandıra'ya sevk edilmesini önermesini ve bunun siyasi sonuçlarını anlattığını belirtiyor. Bu durumun, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ile Kürt siyasi hareketinin terörsüz bir Türkiye konusunda uzlaşmasına yol açtığını ifade ediyor. Bu kitap ve dizi benzerliği, Türkiye siyasetindeki bazı "planların" veya "projelerin" uzun süreli olduğunu ve kamuoyuna belirli yollarla sızdırılabileceğini düşündürüyor.
Memduh Bayraktaroğlu, Erdoğan'ın Bahçeli istediği için gitmediğini, aksine Erdoğan'ın yapması gereken işleri yaptığını ve bu süreçten çok akıllıca istifade ettiğini belirtiyor. Ancak, Bahçeli'nin "sabırla, sebatla gergefi işler gibi, oya dokur gibi dokuduğu" bir sürecin sonunda Erdoğan'ı "bir daha siyaset yapamayacak noktaya getiren"in Devlet Bahçeli olduğunu iddia ediyor. Memduh Bayraktaroğlu'na göre, Bahçeli'nin amacı "Siyasal İslam'ın asla ve asla bir daha iktidara gelemeyeceği bir düzen" peşinde koşmaktır. Erdoğan'ın oylarının Bahçeli ile kol kola yürüdükten sonra %53'ten %23'e düşmesi de bu tezi destekleyen bir veri olarak sunuluyor. Yayıncı, Erdoğan'ın kasımpaşalı karakterine rağmen, Bahçeli'nin bu oyununu görüp görmediği ve ne yapacağı sorusunu yöneltiyor.
Ferit'in bahsettiği "Beyaz Toros" konusu da siyasetin gizemli yüzünü aralıyor. Memduh Bayraktaroğlu'na göre, bu araç devletin belirli kurumları ve MHP sempatizanı polisler/askerlerle ilişkilendirilen, özellikle Kürtlerin kaçırılmasında kullanıldığı iddia edilen bir sembol. Ancak Bayraktaroğlu, yakın zamanda bir savcının Beyaz Toros fotoğrafı paylaşmasının Özgür Özel'e bir mesaj olduğu ihtimalini "sıfır" olarak değerlendirerek, ters köşe bir yorum yapıyor. Bu, siyasetin her olayında derin bir anlam arayışının ve farklı yorumların olabileceğini gösteriyor.
Memduh Bayraktaroğlu, Türkiye'nin en büyük sorununun liyakat eksikliği ve kadrosuzluk olduğunu vurgularken, ekonomi sorunlarının da bu genel kaosun bir parçası olduğunu belirtiyor. Yaklaşan faiz kararı ve iş dünyasından gelen faiz indirim baskıları, hükümet içindeki çatışmaları da gözler önüne seriyor. Ancak Bayraktaroğlu, faiz indirimlerinin tek başına çözüm olmadığını, piyasada yeterli para yaratılmadıkça bu tür müdahalelerin anlamsız kalacağını savunuyor. Memduh Bayraktaroğlu, MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın siyasi parti liderleriyle görüşmesini destekliyor ve alkışlıyor, çünkü şeffaflık ve bürokrasi ile siyaset arasındaki duvarların kalkması gerektiğini düşünüyor. Ancak Milli Savunma Bakanı'nın da benzer görüşmeler yapması gerektiğini ekliyor.
Geldiğimiz noktada, Türkiye siyaseti adeta bir satranç tahtasına dönmüş durumda. Devlet Bahçeli'nin hamleleri, yüzeyde basit öneriler gibi görünse de, derin bir stratejinin parçası olarak yorumlanıyor. Memduh Bayraktaroğlu'nun analizlerine göre, Bahçeli, Erdoğan'ın siyasi ömrünü tüketme ve Siyasal İslam'ı iktidardan kalıcı olarak uzaklaştırma amacını güdüyor. Erdoğan'ın oylarının Bahçeli ile ittifak sonrası erimesi, bu tezi destekler nitelikte. Türkiye'nin geleceği, bu karmaşık ve çok katmanlı siyasi oyunların sonucunda şekillenecek gibi görünüyor. Ülkenin karşı karşıya olduğu ekonomik ve siyasi zorluklar, bu derin oyunları daha da kritik hale getiriyor. Bu süreçte, halkın sabırla ve bilinçle olup biteni anlaması, gelecek için büyük önem taşıyor. Daha fazla analiz ve özel haberler için lütfen https://www.avazturk.com adresini ziyaret edin.