Bakan Kurum, İstanbul depremi ile ilgili konuştu, İstanbul taşınıyor!
Kahramanmaraş depreminin ardından İstanbul’da başlayan hazırlıklar hız kazandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’dan İstanbul için açıklama geldi.
Bir ayı geride bırakmış olan deprem bölgelerinde zorlu yaşam mücadelesi devam ederken; özellikle de deprem endişesi tüm Türkiye’yi sardı. Pek çok uzmanın uyardığı beklenen Marmara depremi için hazırlıklar da hız kazandı. Geçtiğimiz gün bir çalıştay yapan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbullulara kentsel dönüşüm çağrısında bulunmuştu. Bir açıklama da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’dan geldi.
İstanbul’da 7’nin üzerinde deprem bekleyen uzmanların uyarıları sonrasında hız kazanan İstanbul deprem planı kapsamında; İstanbul’da 39 ilçede 695 bin konutun dönüşümünü tamamlanmıştı. Buna ek olarak 93 bin konut yapımın sürdüğü bilgisi Bakan Kurum’dan geldi. Rezerv yapılara işaret eden Bakan Kurum, riskli yapılardaki vatandaşların rezerv yapılara taşınacağını dönüşümün hız kazanacağını bildirdi. İşte Bakan Kurum’un İstanbul için yaptığı o açıklama…
“REZERV ALANI TESPİTİMİZİ YAPTIK”
Açıklamasında dönüşüm için oluşturulacak olan rezerv yapılar için alanın tespit edildiğine dikkat çeken Bakan Kurum, “Yapıların yüzde 65'ini güvenli hale getirdik. 2035'e kadar dönüşüme girmemiş alan kalmasın istiyoruz. Cumartesi de Hazine ve Maliye Bakanlığımızla başka destekleri de açıklayacağız. Rezerv alanı tespitimizi yaptık. Detaylarını sayın Cumhurbaşkanımız önümüzdeki günlerde açıklayacak” dedi. Ardından özellikler bazı bölgelerin acil olduğuna değinen Kurum, şöyle konuştu:
“Esenler’de donatı yok. Bu binaların hepsi 99 öncesi yapılmış yapılar. Okul alanı yok, yeşil alanı yok. Şimdi yıkıp buraya aynısını yapamazsınız. Bunların sosyal donatı alanlarını, toplanma alanları, yeşil alanlarını yapacağız. Ulaşım akslarını açmak zorundayız. 1,5 milyon konutun 500 binini Anadolu yakasında 500 binini Avrupa yakasındaki rezerv alanda, 500 binini de olduğu yerde yapacağız. Kamu binalarıyla ilgili planlamamız var. Yeni yapılacaklara ilgili planlamamız var. Örnek vereyim bir tanesine. Esenler'deki rezerv alanımızın hemen kuzeyindeki askeri alanı biz Milli Savunma Bakanlığımızla konuştuk, orası rezerv alanımız olacak. Büyük bir alan var. 70-80 bin konutluk alan var. Esenler'deki askeri alanın kuzeyini bir rezerv alan olarak kullanacağız. Yani konut yapacağız. Sultangazi, Bağcılar ve Başakşehir’i seyreltip oraya sosyal donatı alanları yapacağız. Oraya yapmak zorundayız. Niye yapmak zorundayız? Allah göstermesin herhangi bir afette toplanma alanı olacak. Hem binanızı güçlendirmek zorundasınız hem de o donatıları insanımıza sunmak zorundayız. Bu devletin görevidir.”
“İSTANBUL'U TEK BAŞINA DEĞERLENDİREMEZSİNİZ”
İstanbul’un tek başına değerlendirilemeyeceğinin altını çizen ifadeler ile açıklamalarını sürdüren Bakan Kurum, “İstanbul'u tek başına değerlendiremezsiniz. Ülkemizin milli güvenliğini, egemenliğini ilgilendiren bir konu bu. Terörle mücadele kadar önemli bir konu. Dolayısıyla burada İstanbul’u tek başına düşünmemek gerekir” diye konuştu. Ardından deprem planına ilişkin bir açıklama yapan Kurum, sözlerini şöyle noktaladı:
“İstanbul’u düşünürken batısında Edirne’yi, Kırklareli’ni, Tekirdağ’ı düşünmek zorundasınız. Doğusunda Kocaeli’ni, Bolu’yu ve Düzce’yi de düşünmek zorundasınız. Yalova'yı, Bursa'yı da düşünmek zorundasınız. Dolayısıyla Marmara'yı bir bütün olarak düşünmek zorundasınız. Biz ulusal mekansal strateji planı hazırladık. 4 senedir çalışıyoruz. Bitirdik ve bu plan üzerinde lojistik güzergahları, hızlı tren güzergahlarını, sanayisini en doğru yerde lojistik hatlarının güzergahları üzerinde planlanacak şekliyle bir master ulusal mekansal plan hazırladık. 4 sene çalıştık üniversitelerimizle birlikte. Şimdi bu planı ortaya koyacağız. Bu plan çerçevesinde sanayinin nerede olması gerekiyorsa, tarımın nerede olması gerekiyorsa, sanayinin büyüme öngörüsü nerede olması gerekiyorsa ortaya koyacağız. İstanbul’daki sanayimizi de daha da büyütmeden güçlendirecek adımları atmak zorundayız.”