Bayram Sonrası Ankara Kulisleri Hareketli: İnfaz Düzenlemesi Genişleyecek Mi, PKK Silah Bırakacak Mı?

Bayram Sonrası Ankara Kulisleri Hareketli: İnfaz Düzenlemesi Genişleyecek Mi, PKK Silah Bırakacak Mı?

Ankara, bayram sonrası yoğun bir gündemle hareketleniyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilen infaz düzenlemesinin geleceği, "Terörsüz Türkiye" sürecinde PKK'nın silah bırakma adımları ve Suriye ile Irak'taki gelişmeler masaya yatırılıyor...

Türkiye'nin başkenti Ankara, Ramazan Bayramı'nın ardından siyasetin ve güvenliğin nabzını tutacak hareketli bir döneme giriyor. Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya'nın değerlendirmelerine göre, önümüzdeki süreçte atılacak hızlı adımlar, hem iç siyasette hem de bölgesel dinamiklerde önemli gelişmelere kapı aralayabilir. Özellikle terörle mücadele ve yargı reformlarına ilişkin beklentiler, kamuoyunun merakla beklediği konuların başında geliyor. Bu süreçlerin normal seyrinde ilerlediği ancak beklentilerin üzerinde veya altında gelişmelerin yaşanabileceği belirtiliyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilen infaz düzenlemesi, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler'in ifadesiyle bir "başlangıç" olarak nitelendirilmişti. Bu düzenlemenin genişleyip genişlemeyeceği ise Ankara'daki en önemli gündem maddelerinden biri. Süreçte yaşanan bir tıkanıklık, özellikle Covid-19 döneminde yargılanan veya hüküm giyen ancak mahkemelerdeki gecikmeler nedeniyle hükmünü alamamış kişilerin bu düzenlemeden yararlanamamasıyla ilgiliydi. Muharrem Sarıkaya'ya göre, bu konunun Meclis'in açılmasıyla birlikte Eylül veya Ekim aylarında ele alınması ve ilgili bir düzenlemenin yapılması bekleniyor. Bu konuda bir ertelemenin nedeni olarak ise, yaklaşık 4200 FETÖ suçlamasıyla yargılanan veya hüküm giymiş kişinin bu düzenlemeden faydalanmasının toplumda infiale yol açabileceği veya tepkiyle karşılanabileceği düşüncesi gösteriliyor. Ancak şu an itibarıyla, bu yasa sayesinde doğrudan 19.000'den fazla, dolaylı olarak ise 25.000'e yakın hükümlü ve tutuklu bu düzenlemeden faydalanmış durumda. Bu, önemli bir gelişme olarak kayda geçiyor.

"Terörsüz Türkiye" süreci kapsamında, PKK'nın silah bırakma adımları da yakından takip ediliyor. Örgütün Haziran ayının ortalarına doğru kendisini feshedeceğini ve silah bırakma konusunda ilk adımı atacağını duyurduğu belirtiliyor. Bu süreçte en kritik rolü ise Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) üstleniyor. MİT'in, 1980'lerin sonundan bu yana PKK'nın tüm veri ve envanterine sahip olduğu vurgulanıyor. Anlaşıldığı kadarıyla, süreç karşılıklı olarak yürütülüyor ve belirli bir noktaya doğru ilerliyor. Bu kapsamda, sıkça konuşulan Öcalan meselesinde de önemli gelişmeler yaşanıyor. Bayram dolayısıyla Öcalan'a bugüne kadar görülmemiş genişlikte bir aile ziyareti izni verilmesi ve ziyaret saatinin oldukça uzun sürmesi, sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlediğinin göstergesi olarak değerlendiriliyor. Bu tür hassas konuların şeffaf bir şekilde ele alınması, https://www.avazturk.com gibi haber sitelerinde geniş yer bulmaktadır.

Meclis'te bir komisyon kurulması hedefi de gündemde. Ancak böyle bir komisyonun kurulabilmesi, PKK'nın fiilen silah bırakma eylemini gerçekleştirmesine bağlı. Muharrem Sarıkaya, Meclis'te iki tür komisyonun (araştırma ve soruşturma) mümkün olduğunu belirtirken, istenilenin yaptırım gücü olan bir araştırma komisyonu olduğunu ifade ediyor. Özellikle DEM Parti'nin, doğrudan yetkileri olan, ihtisas komisyonu gibi çalışabilen ve yasa tasarılarını doğrudan Genel Kurul'a gönderebilecek nitelikte bir yapı arzuladığı dile getiriliyor. Komisyonun üye sayısı konusunda ise Cumhuriyet Halk Partisi ve diğer partilerden 100 üyeye itirazlar var. İktidarın 100 üye hedefi ise Meclis'teki 16 partinin tamamından en az bir temsilcinin bulunmasını sağlamayı amaçlıyor. Bu, AK Parti ve MHP'nin toplamda %51'lik çoğunluğu ancak bu sayede sağlayabildiği bir denge olarak açıklanıyor. Süreç içinde Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli'nin bu konudaki çabasının, partisinin alışılmış politikalarının bile ötesine geçerek süreci sağlıklı bir zemine taşıdığı da vurgulanıyor. Bu tür dinamik siyasi gelişmelerin analizi, https://www.avazturk.com gibi platformlarda kamuoyuna sunulmaktadır.

Suriye'deki gelişmeler de eş zamanlı olarak takip ediliyor. Geçen hafta Şam'da gerçekleşen SDG (Suriye Demokratik Güçleri) görüşmelerinde, 10 maddelik anlaşmanın 4 maddesinin hemen uygulanması konusunda uzlaşı sağlandığı belirtiliyor. Bu maddeler arasında silah bırakma ve SDG unsurlarının doğrudan Şam ordusuna dahil olması süreçleri yer alıyor. Ancak, diğer gruplarla henüz tam bir uzlaşma sağlanamadığı için sürecin biraz daha beklenmesi gerektiği ifade ediliyor. SDG'nin, Suriye nüfusuna kayıtlı olmayan yabancı PKK'lıları kendi bünyesinde barındırmayacağı yönündeki tutumunun Şam görüşmesinde de kayda geçtiği aktarılıyor.

Irak'taki terör oluşumlarıyla ilgili süreç de eş zamanlı olarak işliyor. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKYB) lideri Mesut Barzani'nin uzun süredir PKK için "ağzımdaki çürük diş" tabirini kullandığı ve zaman zaman çatışmaların yaşandığı biliniyor. Erbil hükümetinin de Bağdat hükümeti gibi bu sürecin ilerlemesi konusunda Türkiye'ye net destek verdiği ifade ediliyor. Genel olarak, Ankara'da bu sürecin çok sağlıklı bir yöne doğru hızla ilerlediği gözlemleniyor. Küçük pürüzler olsa da, tüm partilerin bu konudaki kesin kararlı tutumunun süreci sağlıklı bir yere taşıyacağı düşünülüyor. Türkiye'nin bölgesel güvenlik stratejilerindeki bu kararlı duruş, https://www.avazturk.com gibi haber mecralarında da detaylı olarak işlenmektedir. Bu denli kapsamlı ve eş zamanlı yürütülen terörle mücadele ve normalleşme süreçleri, Ankara'nın önümüzdeki dönemdeki ana gündem maddelerini oluşturmaya devam edecek. Hem yurt içi hem de yurt dışı operasyonlar ve diplomatik çabalar, Türkiye'nin terörle mücadelesini kararlılıkla sürdürdüğünü gösteriyor. Bu adımlar, ülkenin genel güvenliğine ve toplumsal huzura katkı sağlamayı hedefliyor. Sürecin her aşamasındaki detaylar, kamuoyunun yakından takip ettiği ve https://www.avazturk.com gibi haber kaynakları aracılığıyla bilgilendirildiği önemli gelişmeleri teşkil ediyor.