BM'den Şiddet, Keyfi Tutuklamalar ve Nefret Söylemi İçin Korkutan Uyarı!

BM'den Şiddet, Keyfi Tutuklamalar ve Nefret Söylemi İçin Korkutan Uyarı!

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Güney Sudan'da durumun hızla kötüleştiğini açıkladı. Artan çatışmalar on binlerce kişiyi yerinden etti, keyfi tutuklamalar artıyor, nefret söylemi yayılıyor. Türk, taraflara acil çağrı yaptı!

Güney Sudan'daki insan hakları durumu, Şubat ayından bu yana yaşanan keskin kötüleşmeyle alarm veriyor. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, ülkedeki artan düşmanlıklar, keyfi tutuklamalar ve tehlikeli nefret söyleminin endişe verici boyutlara ulaştığını belirterek uluslararası toplumu ve ülke içindeki tarafları uyardı.

Türk'ün açıklamasına göre, Güney Sudan Halk Savunma Kuvvetleri (SSPDF) ile Sudan Halk Kurtuluş Ordusu – Muhalefet (SPLA-IO) ve onların müttefiki silahlı gruplar arasındaki çatışmalar, son dönemde en az 75 sivilin hayatını kaybetmesine, 78 sivilin yaralanmasına yol açtı ve binlerce insanı evlerinden etti.

Çatışmalar Şiddetleniyor, Siviller Hedef Alınıyor

Özellikle 3 Mayıs ile 20 Mayıs tarihleri arasında düşmanlıkların yoğunlaştığı görüldü. SSPDF'nin Jonglei Eyaleti'ne bağlı Fangak'ın bazı bölgelerinde ve Yukarı Nil'deki Tonga Bölgesi'nde SPLA-IO pozisyonlarına yönelik ayrım gözetmeyen hava bombardımanları, nehir ve kara saldırıları düzenlediği bildirildi. Bu saldırılarda sivil yerleşim alanları da vuruldu. Hatta Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) tarafından işletilen bir sağlık tesisi bile hedef alındı. 21 Mayıs'ta ise SPLA-IO ve müttefik güçleri, Fangak'ta kaybettikleri bölgeleri geri almak amacıyla bir karşı saldırı başlattı ve bu da daha fazla sivilin yerinden edilmesine neden oldu.

Silahlı şiddet, Şubat ayında Yukarı Nil Eyaleti'ndeki Nasir Bölgesi'nde, bildirildiğine göre "Beyaz Ordu" olarak bilinen bir milis grubunun dahil olduğu bir dizi saldırı ve çatışmanın ardından patlak verdi. Çatışmaların büyük çoğunluğu Orta Equatoria, Jonglei, Unity ve Yukarı Nil eyaletlerinde yaşanıyor.

Keyfi Tutuklamalar: Muhalefet Hedefte

İnsan hakları durumunu kötüleştiren bir diğer faktör ise keyfi tutuklamalardaki ciddi artış. Sudan Halk Kurtuluş Hareketi – Muhalefet (SPLM-IO) ile bağlantılı düzinelerce politikacı gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında Güney Sudan'ın birinci başkan yardımcısı, bakanlar, parlamento üyeleri ve askeri yetkililer bulunuyor. 5 Mart ile 26 Mart tarihleri arasında ülke genelinde, aralarında sivillerin de bulunduğu en az 55 üst düzey hükümet yetkilisi tutuklandı.

BM Yüksek Komiseri Türk, bu gözaltıların birçoğunun keyfi nitelikte olmasından büyük endişe duyduğunu belirtti. Türk'e göre bu kişiler, tutuklama emri veya yasal süreç işletilmeden gözaltına alındı. Volker Türk, keyfi olarak alıkonulan bu kişilerin derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, yetkililere, Birleşmiş Milletler Güney Sudan Misyonu'na (UNMISS) Ulusal Güvenlik Servisi'nin gözaltı yerlerine erişim izni verme ve burada tutulanların durumunu değerlendirme çağrısında bulundu.

Nefret Söylemi Yayılıyor: Acil Önlem Gerekiyor

Volker Türk, Güney Sudan'daki yetkilileri nefret söyleminin yayılmasını durdurmak için derhal, etkili ve anlamlı adımlar atmaya çağırdı. Nefret söyleminin toplumdaki gerilimi artırarak şiddet döngüsünü körükleyebileceği endişesi hakim.

Barış Süreci Tehlikede: Türk'ten Acil Çağrı

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Türk, "Güney Sudan'daki artan düşmanlıkların, halihazırda vahim olan insan hakları ve insani durumu daha da kötüleştirme ve ülkenin kırılgan barış sürecini baltalama gibi gerçek bir risk taşıdığını" ifade etti. Türk, "Tüm taraflar acilen uçurumdan dönmelidir" diyerek net bir çağrıda bulundu.

Türk, tüm tarafları 2018 barış anlaşmasına uymaya, uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülükleri doğrultusunda sivillerin ve sivil nesnelerin korunmasını sağlamaya ve insani yardıma erişimi kolaylaştırmaya çağırdı.

Güney Sudan'daki bu gelişmeler, ülkenin geleceği ve sivil halkın güvenliği açısından kritik bir dönemeçte olduğunu gösteriyor. BM'den gelen bu son uyarı, durumun ciddiyetini bir kez daha gözler önüne seriyor ve tüm ilgili tarafların acilen harekete geçmesi gerektiğini vurguluyor.