Bölge Kaynıyor, ABD Bombaları İran'ı Hedef Aldı!
Ortadoğu'da 10 gündür süren gerilim dorukta! ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine düzenlediği "tarihi" hava saldırısı, tüm dünyanın nefesini kesti. Gerginlik, yeni bir savaşın fitilini mi ateşledi, yoksa krizin seyrini mi değiştirdi? Tüm sıcak gelişmeler..
Ortadoğu, yıllardır süregelen karmaşık denkleminde, yeni ve belki de en tehlikeli virajına girmiş durumda. Bölgedeki çatışmaların onuncu gününde, zaten gergin olan atmosfer, şimdiye dek eşi benzeri görülmemiş bir boyuta ulaştı. Hava, tansiyonun elle tutulur hale geldiği, her an yeni bir patlamaya gebe olduğu hissini veriyordu. Tüm dünya, bölgeden gelecek her yeni habere kilitlenmişken, beklenen ama yine de şok etkisi yaratan o gelişme yaşandı: Amerika Birleşik Devletleri de artık cephedeydi. Bu adım, Ortadoğu'daki güç dengelerini altüst ederken, akıllara tek bir soru getiriyordu: Bu, tırmanan bir savaşın kaçınılmaz başlangıcı mıydı, yoksa bölgesel gerilimi donduracak kader anı mı?
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, dünyaya adeta bir bomba gibi düşen haberi, kendisine ait Truth Social platformu üzerinden duyurdu. Trump, İsrail-İran çatışmasının en sıcak safhasında, İran'ın kilit nükleer tesisleri olan Fordo, Natanz ve İsfahan'a yönelik "başarılı" bir hava saldırısı gerçekleştirdiklerini açıkladı. Başkan'ın sözleri, "Fordo'ya tam bir bomba yükü bırakıldı. Tüm uçaklar güvenli bir şekilde üslerine geri döndü. Dünyada bunu yapabilecek başka bir ordu yok" şeklindeydi ve bu, operasyonun ciddiyetini gözler önüne seriyordu. Yerel saatle 22.00'de, Türkiye saatiyle sabah 05.00'te Beyaz Saray'dan ulusa seslenen Trump, operasyonu "Amerika Birleşik Devletleri, İsrail ve dünya için tarihi bir an" olarak nitelendirerek, İran'ı "şimdi bu savaşın sona ermesini kabul etmeye" çağırdı. Bu açıklamalar, bölgedeki dengeleri kökten değiştirebilecek, küresel çapta yankı uyandıracak gelişmelerin habercisiydi.
Operasyonun detayları ise daha da çarpıcıydı. Saldırının, ABD'ye ait B-2 tipi 'hayalet' uçaklarla gerçekleştirildiği, bu uçakların sığınak delici mühimmatlarla Fordo üssünü hedef aldığı bildirildi. Hatta B-2 bombardıman uçaklarının Missouri’den kalkıp İran’ı vurduğu da gelen bilgiler arasındaydı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bu operasyonu "tarihi değiştirecek" bir adım olarak övgüyle karşıladı ve "Başkan Trump ve ben sık sık 'güç yoluyla barış' deriz. Bu gece Başkan Trump büyük bir güçle hareket etti. Tebrikler Başkan Trump" ifadelerini kullandı. Ancak İran'dan gelen ilk açıklamalar, hasarın sınırlı olduğu yönündeydi. İran'ın resmi ajansı IRNA, Fordo'nun bulunduğu Kum bölgesinde hava savunma sistemlerinin etkinleştirildiğini ve saldırıların püskürtüldüğünü iddia etti. Üst düzey bir İranlı kaynak ise, ABD'nin saldırısı öncesinde Fordo'daki yüksek düzeydeki uranyumun açıklanmayan bir yere taşınmış olduğunu duyurdu. Ortadoğu'daki bu gelişmeler ve daha fazlası için geniş bilgi edinmek üzere https://www.avazturk.com gibi güvenilir platformları takip etmek kritik önem taşıyor.
Bu devasa saldırıya karşılık İran, beklenen misilleme hamlelerini geciktirmedi. İlk olarak İsrail'e füze saldırıları düzenlediği bildirilirken, en dikkat çekici adım ise Hürmüz Boğazı'nın kapatılması yönündeki öneriyi kabul etmesi oldu. Bu stratejik hamle, dünya petrol ticaretini doğrudan etkileyecek ve küresel ekonomide büyük dalgalanmalara yol açabilecek potansiyele sahipti. İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Sözcüsü İbrahim Rızayi, nükleer faaliyetlerin bu saldırıyla durdurulamayacağını vurgularken, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'nın (NPT) gözden geçirilmesi ve İran'ın bu antlaşmaya üye olmaması gibi konuların da parlamento gündemine alınacağını belirtti. Tahran'ın doğusu ile Yezd'de hava savunma testleri devreye sokuldu. İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ise ABD'nin saldırısını, "İsrail saldırılarının Washington'ın arkasında olduğunu gösteriyor" şeklinde yorumlayarak, "ABD'nin İsrail'in acizliğini gördükten sonra denkleme katıldığını" ifade etti. Pezeşkiyan, "İran halkının bu toprakların suyunu ve tüketimini korumak için hiçbir çabadan kaçınmayacağını gösterdi" dedi.
Uluslararası toplum da bu şok gelişmeye hızla tepki gösterdi. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, ABD'nin saldırılarını Ortadoğu için "tehlikeli bir dönüm noktası" olarak nitelendirirken, güç kullanılmasından "derin endişe" duyduğunu ve bunun "uluslararası barış ile güvenliğe doğrudan bir tehdit" olduğunu vurguladı. Çin, Rusya ve Pakistan, İsrail'in İran'a yönelik saldırılarının uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirten ve ateşkes çağrısı yapan bir taslak kararı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) gönderdi. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, "İran asla bombaya sahip olmamalı" derken, AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas da "İran'ın nükleer silah geliştirmesine izin verilmemeli" uyarısında bulundu. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ise, "Bu İran'a karşı bir savaş değil. Dünya bugün 24 saat öncesine kıyasla daha güvenli ve istikrarlı. İran buna karşılık verirse bugüne kadar yaptığı en kötü hata olur" ifadelerini kullanarak, hala görüşmeye hazır olduklarını ve tekliflerin geçerli olduğunu belirtti. Ancak Ortadoğu'daki bölgelere "dikkatli olmaları" uyarısı yapılırken, bazı operasyonel birimlerden çalışanların bulundukları ülkeleri terk etmeleri de istendi.
Gerilim her geçen dakika tırmanırken, İsrail cephesinden de peş peşe açıklamalar ve adımlar geliyordu. İsrail Sağlık Bakanlığı, İran'ın ülkeye yönelik yeni saldırılarının ardından 86 kişinin hastaneye kaldırıldığını, 27 kişinin yaralandığını (22'sinin hafif) açıkladı. İran füzelerinin çeşitli yerleşim birimlerine ve konutlara isabet ettiği ve enkazlarda yaralı arandığı bilgisi verildi. İsrail Savunma Kuvvetleri, İran'ın Şahrud bölgesinde bulunan bir füze motoru üretim tesisinde hava saldırılarının planlandığını duyurdu. ABD'nin İran'a yönelik saldırılarının ardından İsrail ordusu, ikinci bir emre kadar sadece temel faaliyetlere izin vererek alarm seviyelerini yükseltti. İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Trump'a "tüm özgür dünyanın güvenlik ve emniyetine hizmet eden cesur adımı" için teşekkür ederken, eski İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant da saldırıları "cesur bir karar" olarak nitelendirdi. Her iki taraf da güç gösterisine devam ederken, bölge adeta nefes almayı unutmuş, diken üstünde bekliyordu.
Ve beklenen açıklama, Pentagon'dan geldi. ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, İran'daki üç nükleer tesise düzenlenen saldırılar hakkında basın toplantısı düzenlerken, Ortadoğu'yu sarsan gerçeği de dünyaya ilan etti: "İran'ın nükleer hedefleri yok edildi!". Bu açıklama, saldırının yalnızca bir uyarı değil, aynı zamanda İran'ın nükleer programına indirilen yıkıcı bir darbe olduğunu gösteriyordu. Başkan Trump da, saldırının ardından Reuters'a yaptığı açıklamada, İran'ın "derhal yerlerinin değiştirilmesi, aksi takdirde tekrar vurulacaklarını" söylediği aktarıldı. Bu gelişmeler, Ortadoğu'daki on günlük çatışmanın seyrini kökten değiştirirken, bölgeyi ve tüm dünyayı belirsizliklerle dolu yeni bir döneme soktu. İran'ın nükleer programının "yok edildiği" iddiası doğruysa, bu, bölgedeki dengeleri tamamen değiştirecek, yeni ittifakları ve yeni düşmanlıkları beraberinde getirecek bir kilometre taşı olabilir. Dünya, şimdi nefesini tutmuş, İran'ın bu duruma vereceği nihai tepkiyi ve Ortadoğu'nun geleceğini şekillendirecek sonraki adımları bekliyor. Bu olay, sadece bölgesel değil, küresel güvenliğin de kökünden sarsıldığı, tarihin yeniden yazıldığı anlardan biri olarak hafızalara kazındı.