Büyük Sermaye Artık İktidar Kavgasına mı Çekiliyor?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki dev ihale soruşturması, Türkiye'nin en güçlü işadamlarını mercek altına aldı! Servetlerini iktidarla büyüten patronlar neden şimdi hedefte? Siyasetin kalbinde atan bu gizli hesaplaşma, tüm dengeleri alt üst edecek mi?
Türkiye'nin siyaset ve iş dünyası arasındaki girift ilişkiler, son dönemde yaşanan çarpıcı gelişmelerle bir kez daha gündeme oturdu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) üzerinden yürütülen soruşturmaların, aslında çok daha derin ve geniş bir hesaplaşmanın perdesini araladığı iddiaları, ülkenin en kritik meselelerinden biri haline gelmeye başladı. Bu makale, gazeteci Barış Terkoğlu'nun dikkat çekici analizleri ışığında, iş dünyasının siyasi çekişmelerin tam ortasında nasıl konumlandığını, kapalı kapılar ardında dönen fısıltıları ve geleceğe dair olası senaryoları detaylıca incelemeye devam edecektir.
Gazeteci Ertuğrul Özkök'ün T24'teki yazısında eski İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un avukatıyla yaptığı konuşmayı hatırlatan Barış Terkoğlu, İBB soruşturması kapsamında "itirafçı" olan işadamı Serdar Haydanlı'nın Cumhurbaşkanlığı'ndan aldığı ihaleleri Altun'dan teyit ettiğini aktarıyor. Özkök'ün bu durum karşısında "Devlet ilk defa, İmamoğlu hakkında itirafçı olan iş insanlarının şirketlerine geçmişte birçok resmi kurumun da çok sayıda ihale verdiğini itiraf ediyor" yorumunu yaptığını belirten Terkoğlu, bu bilginin oldukça çarpıcı olduğunu ifade ediyor. Terkoğlu'nun dikkat çektiği bir başka nokta ise, adliyede birçok kişinin ifadesi savcı odasındayken sızarken, Haydanlı'nın ifadesinin ne iktidar medyasında ne de eleştirel medyada yer almamasıydı. Barış Terkoğlu, kendisinin asıl merakının, Haydanlı'nın sadece İBB ihaleleri değil, AKP iktidarı döneminde aldığı ihaleler hakkında konuşup konuşmadığı olduğunu vurguluyor. Zira Haydanlı'nın şirketinin web sayfasında İletişim Başkanlığı'nın işlerinin yanı sıra Yavuz Sultan Selim Köprüsü açılışı, Turkcell 4.5G lansmanı, Teknofest, İstanbul'un Fethi ve 15 Temmuz etkinlikleri, THY toplantıları, TOGG lansmanı ve TRT gibi çok sayıda kritik projenin bulunduğu belirtiliyor. Ayrıca, Haydanlı'nın sosyal medya hesabında Cumhurbaşkanının yeğeni Ali Erdoğan ile çekilmiş fotoğraflarının da iktidarla olan yakın ilişkisini gösterdiği, Türkiye'nin en büyük ses-ışık firmalarından Staras'ı alarak devletle en büyük işleri yaptığı ve sektördeki isimlerin onun devlet işleri sayesinde büyüdüğünü, İBB'den işler aldıktan sonra ise "patladığını" anlattığını ifade ediyor.
Bu durumun sadece Haydanlı ile sınırlı olmadığını dile getiren Barış Terkoğlu, BirGün gazetesinin 14 Temmuz tarihli haberine atıfta bulunarak Makyol İnşaat'ın patronu Adnan Çebi'nin de İBB soruşturması kapsamında ikinci kez ifade verdiğini ve sonrasında serbest bırakıldığını ancak kendisine "yurtdışı yasağı" konulduğunu belirtiyor. Çebi'nin muhtemel sanıklardan biri olacağı düşünülerek adli tedbir konulduğunu öğrenen Terkoğlu, Makyol'un ve Adnan Çebi'nin belki birçok kişiye bir şey ifade etmeyebileceğini ancak bu firmanın CHP'nin genel başkanı değişene kadar "beşli çete" olarak adlandırdığı firmalardan biri olduğunu hatırlatıyor. Makyol'un AKP iktidara gelmeden 37 yıl önce kurulduğunu ve daha önce de çok sayıda kamu ihalesi aldığını kabul eden Barış Terkoğlu, AKP sonrasında ise akla gelen ilk beş firma arasına girdiğini, 139 milyon dolarlık Bursa Yenişehir Havalimanı, 115 milyon dolarlık Dolmabahçe-Dolapdere-Piyalepaşa-Kâğıthane Tünelleri Projesi, 316 milyon Avroluk İstanbul Metrosu III. Aşama ihalesi, 751 milyon avroluk Kadıköy-Kartal Metrosu İkmal İnşaatı gibi dev projelerle adeta bir holdinge dönüştüğünü vurguluyor. Liste bununla da bitmiyor; Fulya-Levazım Arası Karayolu Tüneli, Gebze-İzmir Otoyolu, Karadeniz Sahil Yolu, Gaziantep-Şanlıurfa Otoyolu, Ovit Tüneli, İstanbul-Şile-Ağva Yolu ve Sabiha Gökçen Havalimanı pistleri gibi sayısız kritik ihaleyi de Makyol'un aldığını dile getiriyor. Terkoğlu'nun aktardığına göre, Makyol, AKP döneminde adeta bir dev haline geldi ve 2019 seçimleri öncesinde de İBB ihalelerinde "atık yakma ve enerji üretim tesisi işi" gibi en büyük işleri alanlar arasında ilk sıradaydı. Bu konudaki detaylı analizleri ve haber akışını https://www.avazturk.com adresinden de takip edebilirsiniz.
Barış Terkoğlu, tüm bu gelişmelerin ışığında, yerel seçimlerin kazanılmasının ardından muhalefetin kritik bir seçim yaptığını öne sürüyor. Ya "beşli çete" diyerek karşısına aldığı sermaye grubunu tasfiye etmeye çalışacak, ki zaman zaman "kamulaştırma" söylemini kullanarak bu yönde adımlar attı; ya da elindeki ihale gücüyle bu sermaye yapısıyla iyi ilişkiler kurarak yumuşak bir iktidar geçişi planlayacaktı. Hangisinin seçildiğinin tartışmalı olduğunu belirten Terkoğlu, ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın algısının şu olduğu konusunda kesinlik taşıdığını ifade ediyor: Önce İBB'yi alan, ardından CHP'de genel başkan değiştiren İmamoğlu, şimdi de "benim büyüttüğüm sermaye sınıfıyla buluşuyor". Terkoğlu'na göre, iktidarın el değiştirme tehlikesini sezen Erdoğan, İstanbul savcılığı eliyle düğmeye bastı. Bu operasyonun medyatik "şövalyeliğini" ise Sabah gazetesinin yaptığını belirten Barış Terkoğlu, Sabah ile İstanbul savcılığı arasındaki bağlantıyı kuran isimlerin SonTV isimli bir internet sitesi olduğunu, bu sitenin çoğunlukla operasyonu yapan savcıların görüşlerini aktardığını ve Adnan Çebi'yi uzun süre boyunca hedef aldığını vurguluyor.
SonTV'nin Adnan Çebi'nin ifadeye çağrılacağını ve yargılanacağını önceden haber verdiğini, Çebi ile İmamoğlu arasındaki ilişkileri hedef aldığını belirten Barış Terkoğlu, sitenin Çebi'nin de aralarında olduğu bir dizi işadamının neden hedef alındığını şöyle anlattığını aktarıyor: "Düne kadar aldıkları ihalelerle servetlerine servet katan, Erdoğan’ın liderliğine sözde sadakatle bağlı görünen bu sermaye grubu, şimdi sessizce başka bir lider etrafında şekillendiği öğrenildi... Bu isimler: Artık ihaleler için değil, 2028 sonrası için yer kapmak için sıraya giriyor. Cumhurbaşkanına sözde bağlılık yeminlerini bir kenara bırakıp ‘İmamoğlu sonrası Türkiye’ için ihanet masası kuruyor. Mercedes konvoylarıyla kamu projelerine değil, Beşiktaş otellerindeki karanlık planlara gidiyorlar. İstihbarat raporlarında bu yön değişimi artık açık şekilde ‘devlet refleksine karşı pozisyon almak’, ‘güç bloku değiştirmek’ başlıklarıyla kodlanıyor". Barış Terkoğlu'nun aktardığı bu özet, İBB operasyonunun arkasındaki gerçek amacı açıkça ortaya koyuyor: Bu bir ihale soruşturmasından ziyade, iktidar değişikliğine hazırlanan sermaye sınıfını hizaya sokmak ve aynı zamanda muhalefetin potansiyel liderini (İmamoğlu'nu) hapsederek tasfiye etmek üzerine kurulu bir strateji. Terkoğlu, "zengin itirafçı olup kurtulur, olan yine garibana oluyor" diyerek bu süreçteki adaletsizliğe dikkat çekiyor ve "Kamu belediyeciliği ihale koklayan işadamlarına bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir" dersini çıkarılması gerektiğini vurguluyor. Anlatılanın ardındaki söylenmeyeni merak ettiğimiz gün, görünenin arkasındaki gerçeği de fark edeceğimiz bu karmaşık denklemin, Türkiye'nin geleceğini derinden etkileyeceği aşikâr. Güncel ve derinlemesine haberler için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
sakın ankaragündem adlı sözde haber sitesine asla GİRMEYİN. Manşet resminde de gözüktüğü gibi tüm haberleri birebir çalıntıdır. Bu haber https://www.avazturk.com sitesine aittir.