Cem Toker'den Erdoğan'a Zehir Zemberek Sözler: Anayasa Vaadi Slogan, AKP Lideri Siyasi Hayatının En Zor Günlerini Yaşıyor!

Cem Toker'den Erdoğan'a Zehir Zemberek Sözler: Anayasa Vaadi Slogan, AKP Lideri Siyasi Hayatının En Zor Günlerini Yaşıyor!

Halk TV ekranlarında konuşan siyasetçi Cem Toker, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni anayasa çağrısını ve iktidarın adımlarını sert sözlerle eleştirdi. Toker, Erdoğan'ın önünde üç büyük sorun olduğunu belirterek, Anayasa vaadinin ise sadece bir slogan olduğunu

Türkiye siyasetinin sıcak gündem maddelerinden biri olan yeni anayasa tartışmaları ve iktidarın geleceği üzerine dikkat çekici yorumlar gelmeye devam ediyor. Halk TV ekranlarında değerlendirmelerde bulunan siyasetçi Cem Toker, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın son açıklamalarını ve parti politikalarını sert bir dille eleştirdi. Toker, Erdoğan'ın yeni anayasa yapma çağrısından, belediyelerin yetkilerinin kısıtlanacağı iddialarına kadar birçok konuda çarpıcı tespitlerde bulundu.

Cem Toker, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın muhalefetin iktidar olamayacağı yönündeki söylemlerine karşılık, anketlerde CHP'nin birinci parti çıktığını ve aradaki farkın 4 ila 7 puana ulaştığını hatırlattı. Bu tabloya rağmen Erdoğan'ın iktidarın değişmeyeceği iddiasında olmasının dikkat çekici olduğunu belirtti.

Toker'in değindiği bir diğer önemli nokta ise, polislere dayandırılan kulis haberleri oldu. Bu haberlere göre, iktidarın belediyelerin yetkilerini tırpanlayacak yeni düzenlemeler üzerinde çalıştığı iddia ediliyordu. Özellikle bütçe yapma yetkisinin merkezi yönetime devredilmesi, sosyal yardımların bakanlığa sorulması, kentsel dönüşüm ve imar yetkilerinin kısıtlanması, ihalelerin bakanlığa bağlanması gibi düzenlemelerin gündemde olduğu belirtiliyor. Cem Toker, bu iddiaların CHP'nin belediyelerdeki başarısını ve seçmene dokunmasını engelleme mantığı olarak yorumlanabileceğini söyledi. Hatta Erdoğan'ın daha 7-8 sene önce, yani 2017 veya 2018'de belediye başkanlarının atamayla gelmesini tartışmaya açacaklarını söylediğini hatırlatarak, belki de 2019 yerel seçimlerinde uğrayacağı hezimeti o zamandan görmüş olduğunu ve altyapıyı hazırlamaya başladığını öne sürdü. Toker, mevcut meclis çoğunluğuyla anayasa değişikliği yapmadan da belediyelerin yetkilerinin budanabileceğini ekledi.

Erdoğan'ın Önündeki Üç Büyük Sorun

Cem Toker'e göre, şu anda hapisteki siyasetçilerin bile Erdoğan'dan daha rahat uyuduğunu iddia etti. Bunun nedeni olarak Erdoğan'ın önünde duran üç büyük sorunu işaret etti.

  1. Adaylık Belirsizliği: Erdoğan'ın nasıl aday olacağını bilmediğini belirten Toker, bunun için ya erken seçim gerektiğini, ancak bu ekonomik ortamda erken seçimde kazanmasının çok zor olduğunu söyledi. Ayrıca, olası PKK ile yapılacak müzakerelerde verilecek tavizler veya yasal değişikliklerin gündeme gelmesi halinde, bunları pazarlamasının daha da güçleşeceğini ve oylarının daha da düşebileceğini belirtti.
  2. Ne Vaat Edecek? Hikaye Bitti! Toker'e göre Erdoğan'ın hikayesi bitti. Seçmene ne vaat edeceğini bilemediğini öne sürdü. Erdoğan'ın, Özgür Özel gibi miting meydanlarında saatlerce coşku verecek enerjiyi gösterebileceğinden şüpheli olduğunu ifade etti. Bir siyasetçinin başına gelebilecek en kötü şeyin inandırıcılığını yitirmesi olduğunu vurgulayan Toker, Erdoğan'ın bugüne kadar vaat ettiği her şeyin artık inandırıcı olmadığını iddia etti. 2023 hedeflerini (25.000 dolar kişi başı gelir, 500 milyar dolar ihracat, aya gitme, Karadeniz'den gaz çıkarma) örnek göstererek, bunların hiçbirinin gerçekleşmediğini ve Erdoğan'ın miting meydanına çıksa ne diyeceğini, ne anlatacağını sorguladı. Her sene söylediği hedef olan tek haneli enflasyon vaadini de 8 senedir dile getirdiğini ancak tutturamadığını belirtti.
  3. Dişli Rakip Sorunu: Toker, Erdoğan'ın karşısında sürekli dişli rakipler çıktığını, birinden kurtulsa ikincisinin, ikinciden kurtulsa üçüncüsünün geldiğini ifade etti.

Bu sorunlar ışığında Cem Toker, Erdoğan'ın siyasi yaşamındaki en zor günleri geçirdiğine inandığını söyledi.

Yeni Anayasa Vaadi Sadece Bir Slogan mı?

Cem Toker, Erdoğan'ın demokratik, özgürlükçü, sivil anayasa söylemine büyük bir şüpheyle yaklaştığını açıkça dile getirdi. Geçmişteki anayasa değişikliklerini ve demokratikleşme paketlerini hatırlatarak, bu vaatlerin uygulama ile uyuşmadığını rakamlarla örneklendirdi.

  • 2010 Anayasa Değişikliği: Anayasanın demokratikleşme ve hukuk devleti için değiştirildiğini, referandum yapıldığını ancak sonucun tam tersi olduğunu söyledi. Dünya Demokrasi Endeksi'nde 2010'da 89. sırada olan Türkiye'nin 3 sene sonra 9 basamak düşerek 98. sıraya gerilediğini belirtti. Hukuk Devletinde ise 2009'da 128 ülke arasında 107. sırada olan Türkiye'nin, 2010 referandumu sonrası yukarı çıkmayı bırakın, 10 basamak daha düşerek bugün 117. sırada olduğunu vurguladı.
  • 2013 Demokratikleşme Paketi: Büyük tantanalarla açılan bu paketin ardından da 4 sene sonra Demokrasi Endeksi'nde 98'lik sıradan 110'a düşüldüğünü, hatta Uganda ve Lübnan gibi Onlarca Afrika ülkesinin altına inildiğini ifade etti.

Bu tablo karşısında Toker, demokratik, özgürlükçü, sivil anayasa vaadinin kendisine tamamen bir hikaye gibi geldiğini, sadece bir slogan olduğunu ve uygulamada hiçbir karşılığı olmadığını iddia etti.

Toker'in bu şüpheciliğinin altında yatan nedenleri açıklarken, Erdoğan'ın daha önce sarf ettiği "Demokrasi tramvaydır, araçtır, amaç değildir" sözünü hatırlattı ve bu zihniyetteki bir insanın demokratik bir anayasa yapıp yapamayacağını sorguladı. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti'ni tarihinde ilk defa özgür olmayan ülkeler statüsüne düşürmüş ve orada tutan bir yönetim zihniyetinin özgürlükçü bir anayasa yapmasının mümkün olup olmadığını sordu.

Anayasanın ilk dört maddesine dokunulmayacağı söylemine de değinen Toker, özellikle laiklik ilkesi üzerinden eleştiride bulundu. Türkiye'yi yöneten zihniyetin, Dinin kurallarını beğenin veya beğenmeyin yaşamımızın merkezine taşıyacağız dediğini belirterek, bu zihniyetin anayasanın laiklik ilkesini ne kadar uygulayacağını sordu. Hatta Türkiye'nin Taliban zihniyetiyle farklı bir yönü yoktur diyen bir zihniyetin laiklik ilkesini nasıl uygulayabileceğini sorguladı.

Hukuk devleti konusunda da aynı şekilde şüpheci olduğunu ifade eden Toker, Türkiye'nin hukuk devletinde en az 20-25 Afrika ülkesinden daha geride olduğunu, dünyanın 116 ülkesinin Türkiye'den daha iyi durumda olduğunu belirtti. Yargıya gerekenleri söyledik, onlar da gereğini yapacak diyen bir zihniyetin yönettiği ülkeyi ne kadar hukuk devleti yapabileceğinden şüpheli olduğunu dile getirdi. Kendi partisinin meclis başkanının Anayasanın 138. maddesi ölmüştür dediği bir ülkede hukuk devletinin nasıl olabileceğini sordu.

Bu nedenlerle Cem Toker, ilk dört maddeyi koruyacağım söyleminin de, demokratik özgürlükçü sivil anayasa söyleminin de kendisine bir jargon gibi geldiğini belirtti.

Son olarak Toker, Kürt meselesi ile İmamoğlu meselesinin, kendi açısından, aynı hedefe giden iki ayrı proje, iki ayrı yol olduğunu düşündüğünü söyledi. Her ikisinin de hedefinin rakibi elimine etmek, bir şekilde anayasayı değiştirmek, erken seçim desteği alıp yeniden aday olmak ve karşıya çıkacak rakibi yarış dışına itmek projeleri olduğunu ifade etti.