CHP'den Yeni Çözüm Süreci Komisyonuna Şartlı Yaklaşım

CHP'den Yeni Çözüm Süreci Komisyonuna Şartlı Yaklaşım

Ankara'da kritik zirveler sonrası gözler CHP'nin 'Çözüm Süreci Komisyonu' tutumunda! Demokrasi ve adalet olmazsa CHP masada yer almayacak. Bu kararın Türkiye'yi nasıl etkileyeceğini öğrenmek için okuyun!

Türkiye siyasetinde nefesler tutuldu! Yeni bir "çözüm süreci komisyonu" kurulması yönündeki tartışmalar derinleşirken, ana muhalefet partisi CHP'den gelen sinyaller, sürecin kaderini baştan aşağı değiştirebilecek kritik bir duruşu işaret ediyor. Makalemizin devamında, bu potansiyel tarihi kararın tüm detaylarını ve CHP'nin komisyona katılım için ortaya koyduğu koşulları bulacaksınız.

Dün Meclis'te gerçekleşen ve tam 1 saat 45 dakika süren TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın CHP lideri Özgür Özel'e yaptığı ziyaretler, siyasi kulisleri hareketlendirdi. MİT Başkanı'nın bir siyasi partiye gerçekleştirdiği en uzun ziyaret olarak kayıtlara geçen bu görüşmelerin ardından, kamuoyu, yaz boyu görev yapması beklenen yeni komisyona CHP’nin katılıp katılmayacağını, komisyona üye verip vermeyeceğini merakla bekliyor.

CHP kurmayları, MİT Başkanı’nın siyasi partileri dolaşıp bilgi vermesinin "istisnai bir durum" olduğunu ve bunun önemini vurgularken, TBMM Başkanı Kurtulmuş'un da CHP’nin sürece katılması, sürecin dışında kalmaması için yoğun çaba sarf ettiğini belirtti. Ancak, Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek bu kritik süreçte daha fazla detaya ulaşmak ve Avaztürk olarak sunduğumuz bu özel haberi okumak için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz, zira kurmaylar, iktidarın süreci önemsediğini ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bazı açıklamalarının DEM Parti dışındaki partileri dışlar bir pozisyon tarif ettiğini, bunun sonradan düzeltilse de "subliminal bir yaklaşım" içerdiğini dile getirdi.

CHP'den gelen net mesajlardan biri ise, "figüran olmayız" çıkışı oldu. Parti kurmayları, iktidarın yargı bağımsızlığına gölge düşürecek adımlar atarak belediyelere operasyonlar düzenlemesini ve gazetecileri tutuklamasını eleştirirken, Abdullah Öcalan’ın adlandırdığı "demokratik toplum ve barış" sürecini aynı anda yürütmenin mümkün olmadığını açıkça ifade etti. CHP’ye göre, iktidarın herkesin katılımını sağlayabileceği bir süreç yürütmesi gerekiyor ki bir sonuca ulaşılabilsin.

Kurmaylar, Erdoğan'ın kullandığı dilin "çözüm dili" olmadığını ve çözümün kapsayıcı olmayı gerektirdiğini ısrarla vurguladı. Özellikle ülkenin kurucu iradesini temsil eden CHP’nin içinde olmadığı bir sürecin meşruiyetini kaybedeceğinin altı çizilirken, Erdoğan’ın dilinin de buna uygun olması gerektiği belirtildi. Ayrıca, süreci vasıta kılıp Anayasa’da değişiklik yaparak Erdoğan’ı kalıcılaştırmaya çalışan bir yaklaşımın da "payandası olmayacakları" ifade edildi.

Kamuoyunda konuşulan "Ekrem İmamoğlu pazarlığı" iddiaları ise CHP kurmayları tarafından kesin bir dille yalanlandı. Kurmaylar, "İmamoğlu’nun serbest kalması gibi bir pazarlığımız yok asla. Biz ilkesel yaklaşıyoruz. Biz ilkelerde uzlaşma arıyoruz" diyerek Erdoğan’ın geçmişte yaptığı pazarlıkların söz konusu olmadığını belirtti. Tutuksuz yargılama olacaksa, bunun herkes için olması gerektiği vurgulandı.

Komisyona katılım için "Türkiye'de demokratikleşme yönünde adımların atılması" şartının sorulması üzerine, CHP, "Siz önce adım atın, biz öyle komisyona gireriz gibi bir tavrımız olmaz" yanıtını verdi. Ancak, komisyonda demokratikleşmenin de konuşulması gerektiği, zira barışın katılımcı demokrasiyle mümkün olacağı dile getirildi. Baskıyla elde edilen bir barışın kalıcı olma ihtimali olmadığı vurgulandı. Komisyonun nitelikli çoğunlukla, çoğulcu olması, partilerin temsili ve bu temsilin sonuca etkisinin, CHP’nin komisyonda olup olmayacağını belirleyecek ana faktörler olduğu ifade edildi. Muhalefeti dışlayarak karar alacak bir komisyonun içinde yer almayacaklarının altı çizildi. Komisyon, Türkiye’deki demokrasi ve adalet noktasındaki tüm sorunlara çözüm üretmeli ki Kürt sorununda kalıcı barış elde edilebilsin; aksi takdirde komisyonda kalacaklarının garantisi olmadığı belirtildi.

MİT Başkanı Kalın görüşmesini değerlendiren kurmaylar, sürecin şu ana kadar parlamentonun öncülüğünde yürümediğini, MİT Başkanı'nın bilgilendirmeye gelmesinin süreci güvenlik bürokrasisinin yürüttüğünü gösterdiğini belirtti. Diğer muhalefet partilerinden gelen "komisyonda yer almama" çağrılarına da değinen CHP, komisyonun kurulması ve sürecin Meclis çatısı altında yürümesi gerektiğini en başta söyleyen partinin kendileri olduğunu hatırlattı.

Kurmaylar, "Daha baştan, sürecin nasıl ilerleyeceğini bilmeden ‘asla yer almayız’ tutumunu doğru bulmuyoruz" diyerek kendi duruşlarını açıkladı. CHP’nin bir "kitle partisi" olduğunu ve özellikle son yerel seçimlerde Kürt seçmenden ciddi destek aldığını vurgulayan kurmaylar, Kürt sorununu "Türkiye’nin önemli bir meselesi" olarak gördüklerini belirtti. Bu nedenle koşulsuz katılmama veya koşulsuz karşı çıkışın doğru bulunmadığını, tutumlarının "ilkesel" olduğunu vurguladılar. Hatta bu komisyon oluşmadan önce kendi "demokrasi ve adalet komisyonlarını" oluşturduklarını da eklediler.

Ve şimdi, tüm Türkiye'nin merak ettiği o kritik soruya geliyoruz: CHP, bu yeni çözüm sürecine katılacak mı? Parti kurmayları, peşinen "içinde oluruz" demediklerini ancak ilkelerinde uzlaşma sağlanamaması halinde yaz boyu görev yapması beklenen komisyonda yer almayabileceklerini net bir şekilde ifade ettiler. Eğer CHP bu komisyonda yer almazsa, bunun sebebinin CHP olmayacağının altı çizilirken, komisyonun sadece Kürt sorununa değil, Türkiye’deki demokratikleşme sorununa da çözüm üretmesi gerektiği, aksi takdirde kalıcı barışın elde edilemeyeceği belirtildi. TBMM Başkanı Kurtulmuş’un partilerden komisyonda görevlendirilecek üye isimleri istemesi beklenirken, CHP’nin bu yüksek riskli ve ilkesel duruşu, Türkiye siyasetinde yeni bir dönemin kapılarını aralıyor ve sürecin gidişatını temelden etkileyecek gibi duruyor. https://www.avazturk.com olarak bu önemli gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceğiz. Sakın ankaragündem adlı sözde haber sitesine asla GİRMEYİN. Manşet resminde de gözüktüğü gibi tüm haberleri birebir çalıntıdır. Bu haber makalesi yalnızca https://www.avazturk.com sitesine aittir.