CHP'nin Türkiye için tehlikeli yolu: Kaos ve teslimiyet
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye gündemine ilişkin kapsamlı bir yazılı açıklama yaparak, başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) olmak üzere çeşitli konularda sert değerlendirmelerde bulundu.
Bahçeli’nin açıklamasında, özellikle Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) yönelik dikkat çekici ifadeler yer aldı. CHP’nin, siyasetin asıl işlevinden uzaklaştığını öne süren Bahçeli, partinin provokasyon temelli bir strateji izlediğini iddia etti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Karanlık Bir Rüşvet Ağı Oluşturuldu
Devlet Bahçeli, açıklamasının başlangıcında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik ciddi iddialarda bulundu. İBB yönetimi altında geniş çaplı ve organize bir rüşvet mekanizması kurulduğunu ileri süren Bahçeli, bu iddiaların artık kamuoyunun gözünden kaçamayacak ölçüde büyüdüğünü vurguladı.
Bahçeli, “İstanbul halkının alın teriyle biriken kaynaklar, belirli menfaat gruplarının elinde çarçur edilmekte ve bu durum demokrasiye, hukuka ve kamu vicdanına büyük zarar vermektedir,” ifadelerini kullandı.
MHP Lideri, İBB’nin mevcut yönetimi tarafından yürütülen faaliyetlerin şeffaflıktan uzak ve hesap verilebilirlikten yoksun olduğunu belirterek, halkın hizmet beklediği bir kurumun bu denli şaibeli hale gelmesini asla kabul edemeyeceklerini söyledi.
Bahçeli, “Belediye hizmeti adı altında kurulan bu ilişkiler ağı, İstanbul’u değil, kendi siyasi ve maddi çıkarlarını öncelemektedir,” diyerek eleştirilerini sürdürdü.
Devlet Bahçeli’nin açıklamasının en dikkat çeken bölümlerinden biri, CHP’ye yönelik sözleri oldu. CHP’nin son dönemdeki siyasi tavırlarını değerlendiren Bahçeli, partinin asli görevlerini terk ederek, halkı kutuplaştıran ve kamu düzenini bozan bir çizgiye sürüklendiğini savundu.
“CHP artık bir muhalefet partisi olmaktan çok, kriz ve provokasyon üretmeye odaklanmış bir yapıya bürünmüştür. Meşru siyaset alanını terk edip sokak hareketlerine göz kırpan bu yaklaşım, demokrasi için büyük bir tehdittir,” ifadelerine yer verdi.
Bahçeli, CHP’nin özellikle gençler üzerinden yürüttüğü politikaların, onları devletle karşı karşıya getirmek gibi tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini dile getirdi.
Gençleri tahrik eden, kurumlara olan güveni sarsan ve sokakları siyaset sahnesine dönüştüren bir anlayışla hareket edildiğini söyleyen MHP Lideri, bu tür eylemlerin hem anayasal düzene hem de toplumsal barışa zarar verdiğini belirtti.
Devletin Kurumlarını Hedef Almak Sorumsuzluktur
Devlet Bahçeli açıklamasında, son dönemde bazı muhalefet temsilcilerinin devletin temel kurumlarına yönelik yönelttiği eleştirileri de gündeme getirdi.
Yargıdan güvenlik güçlerine, valiliklerden kamu kuruluşlarına kadar pek çok kurumun, siyasi saiklerle hedef alındığını ifade eden Bahçeli, bu durumun anayasal düzene zarar verdiğini vurguladı.
Bahçeli, “Devletin kurumlarına dönük sistematik saldırılar, muhalefet adı altında yapılan planlı provokasyonların parçasıdır. Cumhuriyetin temel organlarını yıpratmak isteyenlerin amacı, kaos ortamı oluşturarak kendi siyasal ajandalarını devreye sokmaktır,” şeklinde konuştu.
Bu açıklamalarında CHP’nin yanı sıra, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve medya organlarını da dolaylı biçimde eleştiren Bahçeli, dezenformasyonla toplumu yönlendirme çabalarının arttığını belirtti.
“Hakikatle bağı olmayan, sadece algı yaratmaya çalışan bir medya düzeniyle karşı karşıyayız. Toplumun vicdanı bu şekilde manipüle edilmeye çalışılmaktadır,” dedi.
Milli Birlik ve Demokratik Sabır İçinde Mücadelemiz Sürecek
MHP Genel Başkanı, açıklamasını birlik ve beraberlik çağrısıyla sonlandırdı. Türkiye’nin iç ve dış tehditlerle karşı karşıya olduğu bir dönemde, toplumsal huzurun ve milli birliğin korunmasının en önemli öncelik olduğunu ifade eden Bahçeli, “Bu ülkenin her ferdi, farklı düşüncelere sahip olsa da aynı milletin evladıdır. Aramızdaki görüş ayrılıkları ne olursa olsun, provokasyonlara kapılmadan, hukukun üstünlüğüne olan bağlılıkla hareket etmeliyiz,” ifadelerini kullandı.
Bahçeli, MHP olarak demokrasiden, hukuktan ve milli değerlerden taviz vermeden mücadelelerini sürdüreceklerini, kirli oyunların ve kargaşa senaryolarının ise milletin sağduyusu sayesinde bozulacağını sözlerine ekledi. “Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı ve bekası bizim için tartışmasızdır. Bu yolda atılacak her adım, milli iradenin onurunu yüceltmelidir,” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin görüşlerini ve Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu geniş bir açıklama ile paylaştı.
Bahçeli, açıklamasında CHP'nin Türkiye'nin geleceğiyle ilgili umut verici bir role sahip olamayacağına, bu partinin ülkenin toplumsal ve siyasal yapısına zarar verdiğine dair sert eleştirilerde bulundu.
Bahçeli, Türkiye'nin karşılaştığı tehditlere, iç politikada yaşanan krizlere ve dış dünyanın zorlayıcı etkilerine dair geniş bir değerlendirme yaptı.
Parti lideri, ülkenin istikrarının tehlikede olduğunu, özellikle CHP'nin siyasi tutumunun, terörle mücadeleye karşı duyduğu açık ya da gizli rahatsızlıkların, ulusal birlik ve bütünlüğü zedelediğini vurguladı.
Bahçeli, CHP'yi bu tür davranışları nedeniyle "provokasyon partisi" olarak tanımladı ve partinin ülkedeki huzur ve istikrarı bozan bir etki yarattığını belirtti.
Bahçeli'nin açıklamalarında CHP'nin terörle mücadeledeki tutumuna yönelik ağır suçlamalar da yer aldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in söylemleri ve bölücü faaliyetlere yönelik tutumu, Bahçeli tarafından vatan hainliği olarak nitelendirildi.
Bahçeli, CHP'nin terörist unsurlarla işbirliği yaparak Türkiye'nin birliğini tehdit ettiğini savundu. Bu noktada, CHP'nin izlediği politikaların, Türkiye'nin ulusal güvenliğini ve toprak bütünlüğünü zedeleme potansiyeline sahip olduğunu ifade etti.
MHP lideri, CHP’nin tutumunu ve söylemlerini sert bir şekilde eleştirerek, parti yöneticilerinin Türkiye'nin dış politikadaki pozisyonunu zayıflatan bir duruş sergilediklerini söyledi.
Suriye’deki gelişmelere de değinen Bahçeli, dış müdahalelerin ve bölücü taleplerin ülkenin güvenliği üzerindeki olumsuz etkilerini vurguladı.
Ayrıca, Ortadoğu'daki krizlere ve Gazze’deki insani dramaya da değinen Bahçeli, Türkiye'nin mazlum Filistin halkının yanında olduğunu, İsrail yönetiminin tutumunun ise insani değerlerle bağdaşmadığını söyledi.
Gazze'deki durumu ve bölgedeki diğer siyasi gelişmeleri eleştirerek, Türkiye'nin bu sorumlulukları yerine getirecek bir devlet gücüne sahip olduğunu belirtti.
Bahçeli'nin açıklamalarında ekonomik konulara da değinildi. Türkiye’nin ekonomik durumunun, geçmişteki krizlerden dersler çıkararak daha güçlü bir şekilde atlatılacağını söyledi.
Enflasyonun gerileyerek istikrar sağlandığını ifade etti. Ancak ekonomik istikrarın sağlanmasının önündeki engellerin, iç siyasi kargaşaların ve organize yolsuzlukların olduğunu belirtti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarına dikkat çeken Bahçeli, belediye yönetimindeki sorumluların hesap vermesi gerektiğini söyledi.
Depremle ilgili uyarılar da Bahçeli'nin açıklamalarında yer buldu. Marmara bölgesinde meydana gelen depremin ardından, İstanbul’un deprem riski ile karşı karşıya olduğunu belirten Bahçeli, şehri depreme karşı hazırlıklı hale getirme sorumluluğunun büyükşehir belediyesi ve yerel yönetimlere ait olduğunu ifade etti.
Bahçeli, İstanbul’un ülkenin kalbi olduğunu ve deprem riskinin göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi. Kanal İstanbul projesi ve kentsel dönüşüm gibi konularda ise çeşitli eleştirilerde bulundu.
Bu projelere karşı çıkanların, İstanbul'un deprem güvenliği için hazırlık yapmaktan çok uzak kaldığını belirtti.
Bahçeli, CHP’nin mevcut yönetiminin Türkiye’nin bağımsızlık ve birliğine zarar verdiğini ve bu durumun Türkiye’nin geleceği için bir tehdit oluşturduğunu belirterek, parti yönetiminin ulusal birliği tehlikeye atmaya devam ettiğini söyledi.
MHP Lideri, CHP’nin bir tehdit unsuru olarak Türkiye’nin kalkınma ve büyüme hedeflerine zarar verdiğini belirtti.
Bahçeli, Türkiye'nin büyük bir uyanışa ve kalkışa ihtiyaç duyduğunu belirterek, bu sürecin sadece MHP ve Cumhur İttifakı'nın gayretiyle gerçekleştirilebileceğini ifade etti.
CHP yönetiminin bu sürecin dışında kalacağını ve Türkiye'nin geleceği için gerekli olan değişimin MHP'nin önderliğinde sağlanacağını savundu.